"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2013/534 E., 2017/246 K.
HÜKÜM/KARAR : Kabul
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesinin 03.06.2013 tarihli 2013/5488 Esas 2013/6059 Karar sayılı kararı ile esastan bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ... vekili ve davacı ... vekili ayrı ayrı verdikleri dava dilekçesinde; ... köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucu 133 ada 6 ve 147 ada 20 parsel sayılı taşınmazların Hazine adına tespit ve tescil edildiğini bu tescilin hatalı olduğunu ileri sürerek irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava konusu taşınmazların Hazine adına olan tapu kaydının iptali ve davacılar adına tapuya tescilini istemişlerdir.
Mahkemece önce iki dava dosyası birleştirilmiş daha sonra yargılama sırasında ...’in açtığı davanın tefrikine karar verilmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili yargılama sırasında, davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonunda, Gülşehir Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.03.2013 tarih ve 2011/367 Esas 2013/88 Karar sayılı kararıyla davanın kabulüne, çekişme konusu 147 ada 20 sayılı parselin davalı Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile fen bilirkişi rapor ve krokisinde (D) harfi ile gösterilen 11.431,49 metrekarelik bölümünün davacı ..., (C) harfi ile gösterilen 10.701,20 metrekarelik bölümünün davacı ... adına tapuya tesciline, 133 ada 6 sayılı parselin davalı Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile krokisinde (B) harfi ile gösterilen 6.547,34 metrekarelik bölümünün davacı ..., (A) harfi ile gösterileri 16.237.35 metrekarelik bölümünün de davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi temyiz talebinde bulunmuştur.
B. Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 03.06.2013 tarih ve 2013/5488 Esas 2013/6059 Karar sayılı ilamı ile; "kadastro tespit tutanağının edinme sebebinde taşınmazların Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu, davacılar Şaban ve ...'in 1984-1988 ve 1991-1995 yıllarında ecrimisil ile Hazine yerini kiralayarak kullandıkları belirtildiği halde Mahkemece ecrimisile ilişkin evrakların getirtilmediği, davacıların taşınmazı kullanmalarına karşılık ecrimisil ödeyip ödemedikleri, ödemişlerse bunun icra tehdidi altında ödenip ödenmediği hususlarının araştırılmadığı, davacıların asli zilyet olup olmadığının belirlenmesi, bunlara ek olarak 133 ada 6 parsel sayılı taşınmaza yönelik yöntemince mera araştırması yapılması gerektiği belirtilerek karar bozulmuştur.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu 147 ada 20 no.lu parselin fen bilirkişisinin raporunda (D) harfi ile gösterilen 11431,49 m2'lik kısmı ile 133 ada 6 parselin krokisinde (B) harfi ile gösterilen 6547,34 m2'lik kısmının tarım arazisi vasfında olup bu yerlerin Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden ve mera olmadığı, taşınmazın davacı tarafından tarım arazisi olarak kullanıldığı, davacı tarafından taşınmazlar yönünden davalıya herhangi bir ecrimisil ödemesi yapılmadığı, taşınmazlar üzerindeki davacının zilyetliğinin malik sıfatıyla kesintisiz olup kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile mülk edinme koşulları davacı yararına oluştuğu gerekçesi ile davanın kabulüne, çekişmeli 147 ada 20 parselin krokide (D) harfi ile gösterilen 11431,49 m²'lik kısmı ile 133 ada 6 parselin krokisinde (B) harfi ile gösterilen 6547,34 m²'lik kısmının davalı Hazine adına olan tapu kayıtlarının iptali ile bu kısımların miras payları oranında davacının mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
D. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz talebinde bulunmuştur.
E.Temyiz Nedenleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle, kabul kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Hazine adına tapuda kayıtlı bir taşınmazın zilyetlikle mülkiyetinin kazanılamayacağını, Mahkemece yapılan araştırma ve uygulamanın yetersiz olduğunu belirterek ve resen tespit edilecek nedenlerle kararın bozulmasını talep etmişlerdir.
F. Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu 14, 16,17 ve 18 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6 ve 713/1 inci maddesi,
3. Değerlendirme
Mahkemece bozma kararına uyulduğu halde bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Oysa, bozma kararına uyulmakla taraflar yararına usuli müktesep hak oluşacağından, bozma gereklerinin tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir. Bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda çekişmeli taşınmazların bir bölümü üzerinde davacı lehine iktisap koşullarının oluştuğu kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli olmadığı gibi bozma kararının gereklerinin yerine getirildiğini söyleme imkanı da bulunmamaktadır.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; taşınmazın önceki ve şimdiki niteliği, imar-ihya suretiyle elde edilip edilmediği, bu şekilde elde edilmiş ise imar ihyanın başlangıç ve tamamlanma tarihleri, imar-ihyanın tamamlandığı tarihten dava tarihine kadar 20 yıl süre ile ekonomik amaca uygun kullanım olup olmadığı hakkında yeterli araştırma yapılmamıştır. Bir taşınmazın niteliğini, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarının incelenmesi olduğu halde hava fotoğraflarından yararlanılmamış, ayrıca komşu taşınmazların dayanak kayıtları getirtilip çekişmeli bölümleri ne okuduğu üzerinde araştırma yapılmamış, dava konusu taşınmazlardan 133 ada 6 parsel sayılı taşınmazın kenarından dere geçmiş olmasına rağmen keşfe jeoloji bilirkişisi götürülmemiştir. Çekişmeli 133 ada 6 parsel sayılı taşınmazın bataklık ya da mera vasfında olup olmadığı hususunda yeterli araştırma yapılmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilemez.
Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için öncelikle tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine (bulunmadığı takdirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulmalıdır. Mahkemece 3402 sayılı Kanun'un 14 üncü maddesi uyarınca, adına tescil kararı verilecek kişi ile miras bırakanı adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tespit ya da tescil edilip edilmediği tapu müdürlüğü ve ilgili Kadastro Müdürlüğü ile Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden ayrı ayrı sorularak varsa bu şekilde tespit edilen taşınmazların kesinleşme durumlarını da gösterir biçimde tespit tutanaklarının onaylı örnekleri, kesinleşmiş olanların kadastro sonucu oluşan tapu kayıtları, hükmen kesinleşenler bulunmakta ise tescil ilamları getirtilerek dosya içine konulmalı, aynı Kanun'un 03.07.2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2 nci maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip Kanun'un getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanılmalı, komşu taşınmazların kadastro tutanakları ile tespite esas varsa dayanak belgeler getirtilmeli, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünden taşınmazın sınırında bulunan derede ıslah veya sedde çalışması yapılıp yapılmadığı, derenin yatak değiştirip değiştirmediği ve derede taşkın olup olmadığı hususları sorulmalıdır.
Bundan sonra mahallinde elverdiğince yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik mahalli bilirkişi kurulu, taraf tanıkları, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişisi, jeoloji mühendisi bilirkişisi ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı, keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli taşınmaz bölümlerinin öncesi itibariyle kime ait olduğu, kimden kime ne zaman ve ne şekilde intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve hangi tasarruflarla zilyet edildiği, imar-ihyaya konu edilip edilmediği ve edilmiş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı, öncesinin bataklık ya da mera olup olmadığı, dereden kazanılıp kazanılmadığı, sel baskını olup olmadığı en son sel baskının ne zaman olduğu hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle oluşan çelişkilerin giderilmesine çalışılmalı; bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsellerin tespit tutanakları ve dayanaklarıyla denetlenmelidir.
Ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan nizalı taşınmaz bölümlerinin toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünü, imar-ihya edilip edilmediğini, imar ihya edilmiş ise imar ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman tamamlandığını ve üzerindeki zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğünü komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklayan somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, taşınmazlar ile çevresinin yakın plan ve panaromik fotoğrafları çektirilip üzerinde taşınmaz bölümlerinin sınırlarının işaretlenilmesi istenilmelidir.
Mahkeme hâkiminin taşınmazların konumuna, niteliğine ve çevre parsellerle karşılaştırılmalı olarak fiziksel özelliklerine ilişkin gözlemi keşif tutanağına aynen yansıtılmalıdır.
Jeoloji bilirkişisinden zemin incelemesi yaptırılarak dava konusu taşınmazların dere yatağı vasfında olup olmadığı, halen aktif ya da pasif dere yatağında kalıp kalmadığı,dere yatağından kazanılıp kazanılmadığı ve derenin taşkın sahası kapsamında bulunup bulunmadığı hususlarında kot farkını da gösterir mahiyette rapor alınmalıdır.
Jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden taşınmazların kadastro paftasındaki konumunun bilgisayar programı aracılığıyla uydu ve hava fotoğraflarına aktarılması suretiyle hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle ve temin edilebilecek en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları üzerinde de inceleme yaptırılarak taşınmaz bölümlerinin önceki ve şimdiki niteliği, imar ihya edilip edilmediği, imar-ihya edilmiş ise ne zaman başlanıp hangi tarihte tamamlandığı, ekonomik amaca uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadığı ve kullanımın hangi tarihten itibaren başladığı hususlarında ayrıntılı rapor düzenlemesi istenilmelidir.
Fen bilirkişisine keşfi takibe, bilirkişi ve tanık sözlerini denetlemeye imkan verir krokili rapor düzenlettirilmeli, dava tarihine kadar 3402 sayılı Yasa'nın 14 ve 17 nci maddesinde öngörülen koşulların davacı taraf yararına gerçekleşmiş olup olmadığı değerlendirildikten sonra sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece, bu hususlar göz ardı edilerek eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,
Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 26.03.2024 tarihinde karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere oy birliği ile karar verildi.
..