Logo

1. Hukuk Dairesi2022/7685 E. 2023/525 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi zilyetlik ve imar-ihya iddiasına dayalı olarak Hazine adına kayıtlı taşınmazlar üzerinde tapu iptali ve tescil davası.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, bozma kararında belirtilen hususlara ilişkin yeterli araştırma yapılmadan, özellikle belirtmelik tutanaklarının getirtilmesi, fotoğraflarla belirlenen sürülü alanların krokiler üzerinde gösterilmesi, komşu köyde toprak tevzi çalışmasının araştırılması, imar-ihya çalışmalarının tamamlanma tarihi ve davacının murisi yönünden belgesiz zilyetlik araştırması yapılmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmeyerek bozma kararı düzeltilmiş ve hüküm bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı Ardahan 2. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 24.02.2020 tarihli ve 2018/61 Esas - 2020/73 Karar sayılı hükmün bozulmasına ilişkin olan Dairemizin 08.06.2022 tarihli ve 2021/4579 Esas - 2022/4614 Karar sayılı kararının düzeltilmesi, süresi içinde davacı vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ... dava dilekçesinde; kendisine ait taşınmazın bir kısmının 106 ada 105, bir kısmının ise 106 ada 249 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kaldığını ileri sürerek, dava konusu taşınmazların nizalı kısımlarının tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; dava konusu 106 ada 105 parsel sayılı taşınmazın kısmen taşlık, kısmen de ham toprak niteliğinde olduğunu, 106 ada 249 parsel sayılı taşınmazın ise mera vasfında olduğunu, bu nedenle kadastro tespitinin usul ve yasaya uygun şekilde yapıldığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2. Davalı ... Köyü Tüzel Kişiliği tarafından davaya cevap verilmemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Ardahan 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.01.2015 tarihli ve 2012/107 Esas, 2015/6 Karar sayılı kararıyla; davanın, 106 ada 105 parsel sayılı taşınmazın hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen bölümü ile 106 ada 249 parsel sayılı taşınmazın aynı raporda (A) harfi ile gösterilen bölümüne ilişkin olduğu, söz konusu taşınmaz bölümlerinin tarla vasfında olup bu bölümlerde davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle;

Davanın kabulüne, dava konusu 106 ada 249 parsel sayılı taşınmazın teknik bilirkişi ... ...'nın 03.06.2013 tarihli rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 5.866,09 metrekarelik ve 106 ada 105 parsel sayılı taşınmazın (B) harfi ile gösterilen 1.054,83 metrekarelik bölümlerinin tapu kaydının iptali ile davacı adına tarla vasfı ile tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine vekili ile davalı ... Köyü Tüzel Kişiliği temsilcisi tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

B. Bozma Kararı

Karar, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 21.09.2017 tarihli ve 2017/3774 Esas, 2017/5559 Karar sayılı kararıyla; “Mahkemece, davacı yararına zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de; yapılan araştırma ve incelemenin hüküm için yeterli olmadığı, toprak tevzi komisyonu tarafından tanzim edilen tablendikatifte 994 numaralı parselin “mera”, 892 numaralı parselin ise “taşlık” vasfında olduğunun açıklandığı, Mahkemece, toprak komisyonu tarafından tanzim edilen belirtmelik tutanaklarının nerede olduğu araştırılarak getirtilip dosya arasına alınmadığı, teknik bilirkişiden belirtmelik haritası ölçeği ile kadastro paftası ölçeği eşitlenip, çakıştırma yapılmak suretiyle dava konusu taşınmazların nizalı bölümlerinin belirtmelik haritasındaki konumlarını gösteren denetime açık teknik rapor alınmadan karar verildiği, öte yandan; keşfe katılan ziraat mühendisi bilirkişinin tanzim ettiği raporun, nizalı bölümlerin ne kadar süredir tarım arazisi olarak kullanıldığı ve mera parselinden ne şekilde ayrıldığı hususlarını açıklamak bakımından yetersiz olduğu belirtilerek, öncelikle tevzi parsellerinin dayanağı olan belirtmelik tutanaklarının nerede olduklarının araştırılarak getirtilip dosya arasına alınması, daha sonra mahallinde; teknik bilirkişi, üç kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, komşu köylerde ve aynı köyde ikamet eden yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarının katılımı ile yeniden keşif yapılması, yerel bilirkişi ve tanıklardan nizalı taşınmaz bölümlerinin öncesinin ne olduğu, kime ait bulunduğu, kimden kime nasıl intikal ettiği, kim ya da kimler tarafından hangi tarihten itibaren ne şekilde kullanıldığı, evveli itibariyle kadim mera olup olmadığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınması, teknik bilirkişiden keşfi takibe elverişli, belirtmelik haritası ölçeği ile kadastro paftası ölçeği eşitlenerek, çakıştırma yapılmak suretiyle nizalı bölümlerin belirtmelik haritasındaki konumlarını gösteren denetime açık krokili, ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan ise nizalı taşınmaz bölümlerini komşu taşınmazlar ile birlikte ele alan, taşınmazların önceki ve şimdiki niteliklerini ortaya koyan, ne kadar süredir tarım arazisi olarak kullanıklarını, mera vasfında olup olmadıklarını, komşu mera parselinden ne şekilde ayrıldıklarını izah eden ve taşınmazların farklı yönlerden çekilmiş fotoğraflarını da içeren rapor alınması, hükme esas alınan 03.06.2013 tarihli rapor ve krokide; 106 ada 249 parsel sayılı taşınmazın (A) harfi ile gösterilen bölümünün toprak komisyonun 994 numaralı mera parseli içinde kaldığının anlaşılması halinde, bu bölümün meradan açıldığı kabul edilerek bu bölüm yönünden davanın reddine karar verilmesi, aynı raporda 106 ada 105 parsel sayılı taşınmazın (B) harfi ile gösterilen bölümün ise toprak tevzi çalışmaları sırasında haritaya bağlanan yerlerden olduğunun anlaşılması halinde, Kadastro Kanunu'nun 46/1, 14 ve devamı maddelerinde sözü edilen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle mülk edinme koşullarının, toprak tevzi çalışmaları sırasında haritaya bağlanan yerlerden olmadığının anlaşılması halinde Kadastro Kanunu'nun 14 ve devamı maddelerinde sözü edilen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle mülk edinme koşullarının davacı taraf lehine gerçekleşip gerçekleşmediği tartışılarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi” gereğine değinilmek suretiyle bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Temyize Konu Karar

Ardahan 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.02.2020 tarihli ve 2018/61 Esas, 2020/73 Karar sayılı kararıyla; davanın, 106 ada 105 parsel sayılı taşınmazın hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen bölümü ile 106 ada 249 parsel sayılı taşınmazın aynı raporda (A) harfi ile gösterilen bölümüne ilişkin olduğu, tarla vasfındaki söz konusu taşınmaz bölümlerinin evvelinde davacının babasına ait olduğu ve davacıya da taksimen intikal ettiği, nizalı taşınmaz bölümlerinde davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle;

Davanın kabulüne, dava konusu 106 ada 249 parsel sayılı taşınmazın teknik bilirkişi ... ...'nın 27.08.2019 tarihli rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 5.866,09 metrekarelik ve 106 ada 105 parsel sayılı taşınmazın (B) harfi ile gösterilen 1.054,83 metrekarelik bölümlerinin tapu kaydının iptali ile davacı adına tarla vasfı ile tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

D. Bozma Kararı Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine vekili ile davalı ... Köyü Tüzel Kişiliği temsilcisi tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

E. Temyiz Nedenleri

1. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde bozma gereklerinin tam olarak yerine getirilmediğini, yöntemince mera araştırması yapılmadığını, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 46/1, 14 ve devamı maddelerinde öngörülen koşulların davacı lehine oluşup oluşmadığı hususunda yapılan araştırmanın yeterli olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

2. Davalı ... Köyü Tüzel Kişiliği temsilcisi temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermek için yeterli olmadığını, dava konusu 106 ada 249 parsel sayılı taşınmazın nizalı bölümünün tarla vasfında olmayıp, kadim mera vasfında olduğunu, çevresinin de kadim mera parseli ile çevrili olduğunu, harita mühendisi bilirkişi tarafından incelenen ... fotoğraflarında da taşınmazın devamlı şekilde kullanıldığının görülmediğini, ziraat mühendisi bilirkişiler tarafından toprak analizi de yapılmadığını ileri sürerek, kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

F. Karar Düzeltme İncelemesine Konu Bozma Kararı

Karar, Dairemizin 08.06.2022 tarihli ve 2021/4579 Esas, 2022/4614 Karar sayılı kararıyla; “Mahkemece bozmaya uyulduğu halde gereklerinin tam olarak yerine getirilmediği belirtilerek, mahallinde, elverdiğince yaşlı, yöreyi iyi bilen, tarafsız ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile daha önceki keşfe katılmamış teknik bilirkişi, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi ve ziraat mühedisi bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılması ve yapılacak keşifte dinlenecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından, dava konusu taşınmazların nizalı bölümlerinin öncesinin ne olduğu, evveliyatı itibariyle imar-ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığı, taşınmaz üzerinde kullanım olup olmadığı, kullanım var ise hangi tarihte başladığı ve hangi tasarruflarla sürdürüldüğü, taşınmazların kimden kime ve nasıl intikal ettiği, taşınmaz imar-ihyaya muhtaç yerlerden ise ne şekilde imar-ihya edildiği ve imar- ihyanın ne zaman tamamlandığı hususlarının etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması, yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmesi; ziraat mühendisi bilirkişiden, nizalı taşınmaz bölümlerinin önceki ve şimdiki tarımsal niteliğini bildiren, gerçekleştirildiği iddia edilen imar-ihyanın tamamlanma tarihi ile zilyetliğin sürdürülüş şeklini ve süresini açıklayan, komşu parsellerle karşılaştırmalı biçimde toprak yapısını, eğimini, bitki desenini irdeleyen, önceki ziraat bilirkişi raporunu da değerlendiren, taşınmazların değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş, somut verilere ve bilimsel esaslara dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınması; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden, dosya arasına getirtilen ... fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelemesi suretiyle, nizalı taşınmaz bölümlerinin fotoğrafların çekildiği tarihlerdeki niteliği, kullanım şekli ve imar-ihya çalışmalarının tamamlanıp tamamlanmadığı, tamamlanmış ise hangi tarihte tamamlandığı hususlarında ayrıntılı rapor alınması; teknik bilirkişiden, keşfi takibe imkan verir, ayrıntılı ve krokili rapor aldırılması; bu şekilde (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümü bakımından davacı yararına 3402 sayılı Yasa’nın 14 ve 17. maddelerinde yazılı imar-ihya ve zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği, (B) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümü yönünden ise 3402 sayılı Yasa’nın 46/1, 14 ve 17. maddelerinde yazılı imar-ihya ve zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin duraksamasız şekilde saptanması, davacının babası adına aynı çalışma alanında belgesiz zilyetlik yolu ile edinilen taşınmaz miktarı yönünden de araştırma yapılması, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmesi” gereğine değinilmek suretiyle bozulmuştur.

V. KARAR DÜZELTME

A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuranlar

Yargıtay bozma kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili tarafından karar düzeltme başvurusunda bulunulmuştur.

B. Karar Düzeltme Nedenleri

Davacı vekili karar düzeltme dilekçesinde özetle; Mahkemece, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 21.09.2017 tarihli, 2017/3774 Esas, 2017/5559 Karar sayılı bozma kararına uyulduğunu ve bozma kararının gerekleri yerine getirildikten sonra karar verildiğini, dosya kapsamına göre, davalarını kanıtladıklarını ileri sürerek, bozma kararının kaldırılarak kararın onanmasına karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

a) 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14/1. maddesi; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

b) 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi; “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir.

İl, ilçe ve kasabaların imar planının kapsadığı alanlarda kalan taşınmaz mallarda bu hüküm uygulanmaz.”

c) 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 46/1. maddesi; “ Kadastrosu yapılacak veya daha önce tapulama veya kadastrosu tamamlanmış bulunan yerlerde, 766 sayılı Kanun'un 37 nci maddesi veya 4753 sayılı Kanun ile ek ve tadilleri uyarınca Hazine adına kaydedilen taşınmaz mallar bu Kanun hükümlerine göre ... iktisap şartlarına istinaden zilyetleri adına tespit ve tescil olunur.” hükümlerini içermektedir.

3. Değerlendirme

Kadastro sonucunda Ardahan ili, Merkez ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 106 ada 105 parsel sayılı 3.071,65 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, toprak tevzi çalışmaları sonucunda oluşan 892 nolu tevzi parseli içerisinde kaldığı, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu, ekonomik yarar sağlanması mümkün olan yerlerden olduğu gerekçesiyle, ham toprak vasfı ile Hazine adına tespit ve tescil edildiği 106 ada 249 parsel sayılı 7.243.590,79 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın ise, toprak tevzi çalışmaları sonucunda oluşan 994 nolu tevzi parseli içerisinde kaldığı ve mer'a olarak sınırlandırıldığı, köy halkı tarafından da kadimden beri mer'a olarak kullanıldığı gerekçesiyle mer'a vasfı ile orta malı olarak sınırlandırıldığı anlaşılmaktadır.

Dosya içeriğine, mahkeme kararında belirtilip, Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin sair karar düzeltme talepleri yerinde değildir. Hükmüne uyulan bozma ilamında, dava konusu taşınmazlara ait toprak komisyonu tarafından tanzim edilen belirtmelik tutanaklarının nerede olduğu araştırılarak getirtilip dosya arasına alınması gereğine değinilmiş, Mahkemece Tapu Müdürlüğü ve Kadastro Müdürlüğünden araştırma yapılmış olmasına rağmen İl ve İlçe Özel İdare Müdürlüğü ile Ardahan Belediye Başkanlığı’ndan da bu hususta araştırma yapılmamış, harita mühendisi bilirkişinin 06.01.2019 tarihli raporunda, 1970, 1979, 1989 ve 2003 tarihli ... fotoğraflarında, dava konusu taşınmazların içerisinde sürülü kısımlar bulunduğu belirtilmiş olmasına rağmen bu kısımların taşınmazların hangi bölümleri olduğu rapora ekli krokiler üzerinde gösterilmemiş, dava konusu taşınmazlardan 106 ada 249 parsel sayılı taşınmazın hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen nizalı bölümünün, Toprak Tevzi Komisyonu'nun 994 nolu tevzi parselinin kapsamı dışında, komşu ... Köyü sınırları içerisinde kaldığı anlaşıldığı halde, ... Köyü’nde de toprak tevzi çalışması yapılıp yapılmadığı araştırılmamış, 106 ada 105 parsel sayılı taşınmazın hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen nizalı bölümünün, Toprak Tevzi Komisyonu'nun taşlık olarak belirtilen 892 nolu tevzi parseli içerisinde kaldığı anlaşıldığı halde, nizalı taşınmaz bölümünde imar-ihya çalışmalarının ne zaman tamamlandığı hususunda yeterli araştırma ve inceleme yapılmamış, ziraat mühendisi bilirkişinin yetersiz raporu hükme esas alınmış, davacının murisi yönüyle de belgesiz araştırması yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulmuştur.

Doğru sonuca varılabilmesi için öncelikle 892 ve 994 nolu tevzi parsellerinin dayanağı olan belirtmelik tutanaklarının İl ve İlçe Özel İdare Müdürlüğü ile Ardahan Belediye Başkanlığı’nda bulunup bulunmadığı sorularak varsa getirtilip dosya arasına alınmalı, dava konusu taşınmazlardan 106 ada 249 parsel sayılı taşınmazın hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen nizalı bölümünün, Toprak Tevzi Komisyonu'nun 994 nolu tevzi parselinin kapsamı dışında, komşu ... Köyü sınırları içerisinde kaldığı anlaşılmakla, ... Köyü’nde de toprak tevzi çalışması yapılıp yapılmadığı araştırılarak, yapılmış ise ilgili belirtmelik tutanağı, toprak tevzi haritası, tablendikatif cetveli ve ilgili belgeler getirtilmeli, bundan sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ve teknik bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır.

Yapılacak keşifte yerel bilirkişi ve tanıklardan, dava konusu taşınmazların nizalı bölümlerinin öncesinin ne olduğu, kime ait bulunduğu, kimden kime ne şekilde intikal ettiği, kim ya da kimler tarafından hangi tarihten itibaren ne sıfatla ve şekilde kullanıldığı, nizalı taşınmaz bölümlerinin imar- ihyasının hangi tarihte tamamlandığı, taşınmazların öncesinin kadim mera olup olmadığı, sınırında bulunan mera parselinden açma olup olmadığı, mera ile arasında ayırıcı unsur bulunup bulunmadığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı; keşifte alınan beyanlar komşu parsellerin tutanak ve dayanağı kayıtlar ile denetlenmeli ve beyanlar arasında oluşabilecek çelişkiler yöntemince giderilmeye çalışılmalı; dava konusu taşınmazların belirtmelik tutanaklarının bulunması halinde, varsa tutanaklarda uygulanan kayıtlar yerel bilirkişiler aracılığı ile zemine uygulanarak kapsamları belirlenmeli; teknik bilirkişiden, keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli, toprak tevzi haritası ölçeği ile kadastro paftası ölçeği eşitlenerek, çakıştırma yapılmak suretiyle, nizalı taşınmaz bölümlerinin tevzi haritasındaki konumunu gösteren denetime açık krokili rapor düzenlemesi istenilmeli; 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, nizalı taşınmaz bölümlerinin önceki ve mevcut niteliğini, toprak yapısını, eğimini, bitki desenini ve komşu parsellerden nasıl ayrıldığını, kamu orta malı niteliğinde mera, yaylak gibi yerlerden olup olmadığını, imar- ihya edilip edilmediğini, imar-ihya edilmişse ihyanın hangi tarihte tamamlandığını açıklayıp, tarımsal niteliğini belirten, nizalı taşınmaz bölümlerinin değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye dosya arasında bulunan ... ve uydu fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak, ... ve uydu fotoğraflarının ait oldukları yıllara göre nizalı taşınmaz bölümlerinin niteliğini, kullanım sınırlarının oluşup oluşmadığını, imar-ihyaya konu olup olmadığını, olmuşsa imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığını ve imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığını, taşınmazların ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını ve zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğünü belirten rapor düzenlettirilmeli; 106 ada 105 parsel sayılı taşınmazın hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen nizalı bölümü üzerinde tespit tarihine kadar, Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddelerinde sözü edilen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle mülk edinme koşullarının davacı lehine gerçekleşip gerçekleşmediği tartışılmalı; 106 ada 249 parsel sayılı taşınmazın hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen nizalı bölümü yönüyle ise, ... Köyü çalışma alanında toprak tevzi çalışması yapılıp yapılmadığı yönünde yapılacak araştırma ve inceleme sonunda, toprak tevzi çalışması yapılmış ise ilgili belirtmelik tutanağı ve haritaları getirtilerek tevzi sırasında nizalı taşınmaz bölümü hakkında nasıl bir işlem yapıldığı da araştırılmalı; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi hükmü gereği belgesiz norm sınırları da göz önünde bulundurulmak suretiyle sonucuna göre karar verilmelidir.

Mahkemece, bu hususlar göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, hükmün bu nedenlerle bozulması gerekirken, sehven kararın (IV/F) numaralı bendinde açıklanan nedenlerle bozulduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin karar düzeltme isteminin açıklanan nedenlerle kabulü ile Dairemizin 08.06.2022 tarihli ve 2021/4579 Esas, 2022/4614 Karar sayılı bozma kararının ortadan kaldırılmasına ve hükmün az yukarıda açıklandığı şekilde bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 08.06.2022 tarihli ve 2021/4579 Esas, 2022/4614 Karar sayılı bozma kararının ortadan kaldırılmasına ve hükmün az yukarıda belirtilen değişik gerekçe ile BOZULMASINA,

Peşin alınan karar düzeltme harcının yatırana iadesine,

26.01.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.