"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bozova Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın davacı adına tescili istekli davadan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili, davalı Hazine vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından ayrı ayrı istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tüm istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ..., Şanlıurfa ili, Bozova ilçesi, ... Mahallesi çalışma alanında bulunan ve yörede yapılan kadastro sırasında taşlık vasfıyla tespit harici bırakılan çekişmeli taşınmazın 30 yılı aşkın süredir zilyetlik ve tasarrufunda bulunduğunu belirterek taşınmazın imar-ihya ve zilyetliğe dayalı olarak 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddelerine göre adına tapuya tescilini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar çekişmeli taşınmazların zilyetlikle iktisap edilemeyecek yerlerden olduğunu, davacı yararına mülk edinme koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında, çekişmeli taşınmazın tescil harici bırakıldığı tarihten dava tarihine kadar 20 yıllık sürenin geçtiği, 1985 yılı ... fotoğrafına göre çekişmeli taşınmazın fen bilirkişi raporunda A, B ve C1 harfleri ile gösterilen bölümlerinin ekili- sürülü alan olarak tespit edildiği, bu bölümler üzerinde imar ihyanın tamamlandığı, C2 ile gösterilen taşınmaz bölümü üzerinde ise imar ihyanın tamamlanmadığı belirtilerek davanın kısmen kabulüne, 536 nolu parsel içerisinde kalan dosya içerisinde mevcut olan 13/04/2018 tarihli fen raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 27.627.02 metrekare, (B) harfi ile gösterilen 11.873.34 metrekare ve (C1) harfi ile gösterilen 18.433.75 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazların davacı adına tapuya kayıt ve tesciline davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili, davalı Hazine vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; mahkemenin kabul kararına bir itirazları olmadığını, hakkında davanın kabulüne karar verilen taşınmaz bölümlerin yönünden davalıların istinaf taleplerini kabul etmediklerini, davacı yönünden tescil şartlarının iddianın konusu tüm taşınmaz bölümleri üzerinde oluştuğunu, dava konusu tüm taşınmazlar bakımından zilyetlik koşullarının aynı olduğunu, davacının taşınmazı bir bütün halinde aralıksız imar ve ihya ettiğini, buna rağmen davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, hakkında davanın reddine karar verilen bölüm yönünden istinaf talebinde bulunduklarını açıklanan ve re'sen ele alınacak nedenlerle davalıların istinaf taleplerinin reddine, kendilerinin istinaf taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde; hükmün hukuka aykırı olduğunu, mahkeme tarafından emsal yargı kararlarında gösterildiği gibi araştırma yapılmadığını, davacı yararına zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının oluşmadığını belirterek re'sen ele alınacak nedenlerle istinaf taleplerinin kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
3. Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde; davacı yararına iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda yeterli araştırma yapılmadan karar verildiğini, dava konusu taşınmazın zilyetlikle kazanılmaya müsait yerlerden olup olmadığının araştırılmadığını belirterek kabul kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
4. Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya yeterli olmadığını resen ele alınacak nedenlerle mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile çekişme konusu taşınmazın 1976 tarihinde yapılıp kesinleşen tesis kadastro çalışmasında 766 sayılı Yasa'nın 2.maddesine göre tapulama harici bırakıldığı, taşınmazın bulunduğu yerde imar çalışması yapılmadığı, fen bilirkişi raporunda A, B, C1 harfleri ile gösterilen taşınmazın imar ihya edildiği tarih ile dava tarihi arasında zilyetlikle kazanım koşullarının davacı lehine oluştuğu, C2 harfi ile gösterilen taşınmazda ise imar ihya çalışmasının halen devam ettiği, mahkemenin kısmen kabul kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde, davacı yönünden tescil şartlarının iddianın konusu tüm taşınmaz bölümleri üzerinde oluştuğunu, dava konusu tüm taşınmazlar bakımından zilyetlik koşullarının aynı olduğunu, davacının taşınmazı bir bütün halinde aralıksız imar ve ihya ettiğini, buna rağmen davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, hakkında davanın reddine karar verilen bölüm yönünden kararı temyiz ettiklerini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; davacı yararına iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda yeterli araştırma yapılmadan karar verildiğini belirterek hükmü temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın davacı adına tescili istemine ilişkindir
2. İlgili Hukuk
TMK’nın 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir." şeklinde düzenlenmiştir.
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir." hükmünü içermektedir.
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, "– Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir.’’ hükümlerini içermektedir.
3. Değerlendirme
1.Dosya içeriğine, toplanan delillere ve hükme esas teşkil eden bilirkişi raporu içeriklerine göre, fen bilirkişi raporunda (A), (B) ve (C1) harfleri ile gösterilen taşınmaz bölümlerinin imar ve ihyasının tamamlandığı, bu bölümler üzerinde davacı tarafından kanunda aranan biçimde zilyetlik sürdürüldüğü, davacı lehine zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu, ne var ki fen bilirkişi raporunda (C2) ile gösterilen taşınmaz bölümünün ise imar ve ihyasının tamamlanmadığı anlaşıldığına göre davacı vekilinin tüm temyiz itirazları, davalı ... Başkanlığının ise aşağıdaki bentte yazılı hususlar dışındaki sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2. Dava konusu taşınmazın yörede 766 sayılı Yasa uyarınca yapılan tapulama çalışmaları sırasında taşlık vasfıyla tescil harici bırakıldığı, ardından yargılama sırasında taşınmazın bulunduğu sahada yapılan toplulaştırma çalışmaları sırasında tapuya tescil edildiği; ne var ki Mahkemece toplulaştırma çalışmalarına ilişkin haritalar ile eki kayıt ve belgeler getirtilip incelenmek suretiyle, çekişmeli taşınmaz hakkında toplulaştırma sırasında ne gibi bir işlem yapıldığının belirlenmediği, ayrıca davanın saptanan bu niteliğine göre tapusuz taşınmazın tescili isteğiyle açılmış iken, yargılama sırasında tapu iptali ve tescili hüviyetine büründüğü göz önüne alınarak tapu iptali ve tescile dair karar verilmesi gerekirken yalnızca tescil hükmü kurulduğu anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca; öncelikle dava konusu taşınmazı kapsayan sahada yapılan toplulaştırma çalışmalarına ilişkin haritalar ile dağıtım cetvelleri temin edilerek teknik bilirkişi marifetiyle incelettirilmeli, bilirkişiden çekişmeli taşınmaz hakkında toplulaştırma sırasında nasıl işlem yapıldığı, taşınmazın tapuya ihdasen hangi tarihte tescil edildiği, toplulaştırma sırasında dağıtımın nasıl yapıldığı hususunda rapor alınmalı, bu suretle çekişmeli taşınmaz hakkında toplulaştırma çalışmaları sırasında ne gibi bir işlem yapıldığı belirlenmeli; sonucuna göre taşınmazın toplulaştırma çalışmaları neticesinde kim adına tapuya tescil edildiği tespit edilerek var ise davalı Hazine dışındaki tapu kayıt maliklerini davaya dahil etmesi için davacıya süre verilmeli, bundan sonra var ise Hazine dışındaki kayıt maliklerine dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ ettirilerek adı geçenler davaya dahil edilmeli, bu yolla taraf teşkili sağlandıktan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek özellikle eldeki davanın tapu iptali ve tescili hüviyetine büründüğü nazara alınmak suretiyle sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı ... Başkanlığının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunmuştur.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.01.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.