"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVALILAR : HAZİNE V.D.
DAVA TÜRÜ : TESCİL
Taraflar arasındaki kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın davacı adına tescili istemine ilişkin açılan davada bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine dair verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.
I. DAVA
Davacı ..., İskilip ilçesi Seki köyü çalışma alanında bulunan kadastro sırasında adlarına tespit edilen 101 ada 122 parsel sayılı taşınmazın bir bölümün yol olarak bırakıldığını ileri sürerek yol olarak bırakılan bu kısmın 101 ada 122 parsele ilave edilmek suretiyle tapuya tescil edilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı köy tüzel kişiliği temsilcisi, dava konusu taşınmazın uzun zamandır davacı ve ailesi tarafından bahçe olarak kullanıldığını beyan etmiş, davalı Hazine temsilcisi ise taşınmazın niteliği gereği iktisaba elverişli olmadığı, öte yandan zilyetlikle iktisap şartlarının oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece önceki tarihli karar ile, davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulü ile, teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 408.58 metrekare yüzölçümündeki yerin bahçe vasfı ile davacılar murisi Hakkı oğlu 10/07/1937 doğumlu Ahmet Karabudak mirasçıları adlarına iştirak halinde mülkiyet olarak tesciline karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Yukarıda belirtilen karar süresi içinde davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
2. Bozma Kararı
Mahkemenin önceki tarihli kararı, Yargıtay 8. Hukuk Dairesi tarafından “Davacı, ceza davası dosyası kapsamında bulunan Kaymakamlık makamına verdiği 08.10.2004 tarihli ifadede “Eski dere yatağından sonraki yere tecavüzü ve talebi olmadığını” beyan etmiş, mahkemesindeki savunmasında da “Bahse konu yer köy yoludur. Ancak benim köy yolunu bahçeme katmak gibi bir niyetim kesinlikle yoktur. Sadece kendi bahçemi düzenlediğim esnada köy yolunu da kepçeyle düzelttirdim” şeklinde beyanda bulunmuştur. Bu ifade ve savunma kapsamında davacının dava konusu yol niteliğindeki yer üzerinde zilyetliğinin bulunmadığı, kendi bahçesini dozerle düzeltirken yol olan yeri de düzelttiği anlaşılmaktadır. Ceza davasında davacı dava konusu yeri sahiplenmediği, kamuya ait yola tecavüzü bulunmadığı gerekçesi ile beraat etmiştir. Bu açıklamalar karşısında davanın zilyetlik şartları oluşmadığından reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. ” gerekçesiyle bozulmuştur.
3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 04.03.2021 tarihli ve 2020/149 Esas - 2021/95 Karar sayılı kararıyla; bozma ilamında belirtilen gerekçe benimsenmek suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde, karara dayanak teşkil eden ceza dosyasında davacının ifadesinde dere yatağından sonraki köy yolu olan kısımda zilyetlik iddiası olmadığını beyan ettiği, davacının yola tecavüzünün olmadığını söylerken dere yatağından sonraki kısım için bu beyanda bulunduğu, köy yolu olarak anlatılan bölümün eldeki davanın konusunu teşkil eden yer değil tam tersine dere yatağından sonra gelen ve halihazırda yol olarak kullanılan yere tekabül ettiğini, şu halde ceza dosyasındaki alanın eldeki davanın konusu taşınmaz ile aynı yer olmadığının anlaşıldığı, ceza dosyasındaki taşınmazın eldeki davanın konusu yerden daha geniş bir alanı kapsadığı, davacının zilyetliğinin olmadığını belirttiği yerin halihazırda kullanılan köy yolu olduğu; dosya içerisinde bulunan krokilerden de görüleceği üzere dere yatağının iddiaya konu bölümden daha uzakta kaldığı, bu çelişkinin giderilmesi için yeniden keşif yapılarak rapor alınması yoluna gidilmesi gerekirken bozma ilamından önce alınan rapora itibar edildiği, kafa karışıklığına sebep olan ihtilafı gidermek için delillerin yeniden toplanması yoluna gidilmesi ve keşif yapılması, gerekiyorsa davacının isticvabı yoluna gidilmesi gerekirken noksan tahkikata itibar edildiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro sırasında yol vasfıyla tespit harici bırakılan çekişmeli taşınmazın davacı adına tescili isteğinden ibarettir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. "
6.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir. "
6.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun ve 17. maddesi, "–Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14. maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.’’ hükümlerini içermektedir.
6.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, (IV/2) numaralı paragrafta gösterilen ve hükmüne uyulan bozma ilamında belirtildiği şekilde karar verilmiş olmasına göre (IV/4.) nolu paragrafta yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya, bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL onama harcının davacıdan alınmasına kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.09.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.