"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/359 E., 2021/1871 K.
HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul-Kısmen Ret/Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Çemişgezek Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2015/7 E., 2018/14 K.
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil istekli davada İlk Derece Mahkemesince, davanın kısmen kabulü kısmen reddine ilişkin verilen kararın istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davalı Hazine temsilcisi ve asli müdahil vekilinin istinaf isteğinin esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı Hazine temsilcisi ve asli müdahil vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili, Tunceli ili, ... ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 179 ada 6 parsel sayılı taşınmazın adlarına tespit edildiğini, taşınmazın bitişiğindeki 179 ada 9 parsel sayılı taşınmazı da uzun yıllardan beri malik sıfatı ile ekip biçtiklerini ancak kadastro çalışması sonucunda dava konusu 179 ada 9 parselin hatalı olarak davalı Hazine adına tespit edildiğini, taşınmazın Hazine ile bir ilgisinin olmadığını, davacılardan ...'e ait iki katlı evin bir kısmının da bu taşınmaz üzerinde bulunduğunu, bu evin varlığının 9 parselin öteden beri davacıların kullanımında olduğunun ispatı olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile miras payı oranında davacılar adına tesciline karar verilmesini talep etmiş, 27.03.2018 tarihli dilekçesinde dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacılardan ... haricindeki Hasan Süzgün mirasçılarına mirasçılık belgesindeki payları oranında tesciline karar verilmesini talep ettiklerini bildirmiştir.
Asli Müdahil ..., dava konusu taşınmazda davacıların bir hakkı olmadığını, Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 2012-149 Esas, 2012/6566 Karar sayılı onama kararı ile adına tescil edilen 179 ada 8 parsel ile bir bütün olarak taşınmazı kullandığını ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine temsilcisi; dava konusu edilen yerlerin özel mülkiyete konu teşkil edilecek yerlerden olmadığını, zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; dava dışı 179 ada 6 parsele ait kadastro tespitine esas tapu kaydının hudutları itibariyle 179 ada 6 ve 9 parselleri bir bütün olarak kapsadığının anlaşıldığı, dava konusu 179 ada 9 parselin davacıların mirasbırakanı tarafından kullandıldığının sabit olduğu, miktar fazlası yönünde belirtilen yasal şartların tamamının somut olayda davacılar lehine oluştuğu ve asli müdahilin iddiasını kanıtlayamadığı gerekçesi ile davanın davacı ... ve asli müdahil yönünden reddine, diğer davacılar yönünden kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asli müdahil vekili ve davalı Hazine temsilcisi istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı Hazine temsilcisi istinaf dilekçesinde özetle; 179 ada 6 parsele ait 09.12.1975 tarihli tapu kaydının 179 ada 6 ve 9 parselleri bir bütün olarak kapsadığı belirtilmiş ise de tapu kaydında kuzey ve doğu sınırının Hazine'ye ait olduğunun belirtildiğini, bu nedenle yazılı miktarlara göre ifraz yapıldığını, miktar fazlasının Hazine adına 179 ada 9 parsel olarak tescil edildiğini, ancak fen bilirkişisi raporunda ve mahkeme kararında bu sınırların gözetilmediğini, taşınmazın zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Asli müdahil vekili istinaf dilekçesinde özetle; 17.01.2018 tarihli duruşma zaptının ve ihtar bölümünün yasal olmadığını, tanıklarını bildirmesi için süre verilmediğini, elverişli olmayan keşif ve bilirkişi raporlarına göre karar verildiğini, tanık beyanları ile mahalli bilirkişi beyanlarının çelişkili olduğunu, yeniden keşif yapıldığında taşınmaz üzerindeki ahırın asli müdahilin eşi tarafından yapıldığının ve dava konusu taşınmazın dava dışı 8 parsel ile bir bütün olarak kullanıldığının anlaşılacağını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın asli müdahil yönünden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmaz üzerinde davacı ... dışındaki davacılar lehine 4721 sayılı TMK'nun 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve devam eden maddelerinde düzenlenen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile edinim koşullarının oluştuğu gerekçesiyle asli müdahil vekili ve davalı Hazine temsilcisinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asli müdahil vekili ve davalı Hazine temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Asli müdahil vekili ve davalı Hazine temsilcisi temyiz dilekçelerinde, istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve 46 ıncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; Tunceli ili, ... ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 179 ada 6 parsel sayılı taşınmazın 09.12.1975 tarih 503 sıra nolu tapu kaydı uyarınca 100 m2 yüz ölçümlü olarak ev ve arsası vasfı ile davacılar adına; dava konusu 179 ada 9 parselin, 179 ada 6 parselin tapu kaydının miktar fazlası olarak ve beyanlar hanesinde evin davacı ... zilyetliğinde olduğu belirtilerek davalı Hazine adına tespit edildiği, tespitlerin 30.01.2009 tarihinde kesinleştiği; 179 ada 7 parselin 04.06.1949 tarih, 276 sıra nolu tapu kaydı uyarınca asli müdahil adına; 179 ada 8 parselin, 179 ada 7 parselin tapu kaydının miktar fazlası olarak Hazine adına tespit edildiği, asli müdahilin tespite itiraz etmesi üzerine Çemişgezek Kadastro Mahkemesinin 2009/9 Esas, 2010/50 Karar sayılı kararı ile asli müdahil yönünden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu gerekçesi ile 179 ada 8 parselin asli müdahil adına teciline karar verildiği ve kararın Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 2012-149 Esas, 2012/6566 Karar sayılı kararı ile onanarak kesinleştiği anlaşılmaktadır.
2. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup özellikle, miktar fazlası olarak davalı Hazine adına tescil edilen dava konusu 179 ada 9 parsel sayılı taşınmazın zilyetlikle iktisap şartlarının davacılar lehine oluştuğu; diğer taraftan Mahkemece 17.01.2018 tarihli duruşmada keşif yapılmasına ilişkin ara kararı verildiği, belirtilen masrafın yatırılmaması halinde yeniden keşif yapılmayacağının ihtar edildiği, ara kararın asli müdahile tebliğ edildiği, asli müdahilin masrafı yatırmadığı ve bir sonraki duruşmada keşif için gerekli masrafı ödemeyeceğini bildirdiği; diğer taraftan, asli müdahilin 08.09.2017 tarihli dilekçesinde tanık deliline dayanmadığı gözetildiğinde, asli müdahil vekili ve davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Asli müdahil vekili ve davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13 üncü maddesinin j bendi gereğince davalı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
Aşağıda yazılı 368,30 TL bakiye onama harcının temyiz eden asli müdahilden alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,06.03.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.