"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1568 E., 2022/1559 K.
DAVA TARİHİ : 13.03.2019
HÜKÜM/KARAR : Davanın Kısmen Kabulü / Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: Sivrihisar Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/37 E., 2020/46 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar dava dilekçelerinde, mirasbırakan ...’ın 14 parça taşınmazını önce dava dışı...e temlik ettiğini,...in de 10 parça taşınmazı mirasbırakanın oğlu olan davalı ...’e, 4 parça taşınmazı ise mirasbırakanın kızı olan davalı ...’e temlik ettiğini, mirasbırakanın taşınmaz satmaya ihtiyacı olmadığını, devirlerin mal kaçırma amacıyla muvazaalı olarak yapıldığını, bedel alınmadığını ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalılar cevap dilekçelerinde, davacıların mirasbırakana bakım yükümlülüğünü yerine getirmediklerini, yıllarca görüşmediklerini, yörede ata mirasının başkalarına geçmemesi için anne baba ile çocuklar arasında satışın yapıldığını, mirasbırakanın habersizce taşınmazı üçüncü kişiye sattığını öğrenince geri aldıklarını, mirasbırakanın emekli maaşından başka geliri olmadığını, taşınmazların rayiç bedelleri üzerinden alındığını, mirasbırakanın 3 parça taşınmazını satıp bedelini davacılara verdiğini, mirasbırakanın eşinin de 2 parça taşınmazını satıp bedelini davacılara verdiğini, mirasbırakanın 48.300 m2 daha taşınmazı olduğunu, davacıların fazla pay olmaya çalıştıklarını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarihi ve esası belirtilen kararı ile; 1315 ve 1316 parsel sayılı taşınmazlar yönünden taşınmazların davalıya mirasbırakan tarafından 1996 yılında devredildiği, mirasbırakanın aktif pasif taşınmaz kayıtlarına göre bu tarihte bir çok taşınmazının olduğu, mirasbırakanın bu devirden sonra davalının yanında yaşamaya 22 yıl devam ettiği, anılan taşınmazların mal kaçırma kastıyla devredilmediği, dava konusu diğer taşınmazların ise dava dışı tanık olarak dinlenen ...'a mirasbırakan tarafından devredildiği ve dava dışı ... tarafından da davalılara bedelsiz devredildiği, mirasbırakanın işlemi davacı olan mirasçılardan mal kaçırma kastıyla yaptığının sabit olduğu gerekçesiyle 1315 ve 1316 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın reddine, diğer taşınmazlar yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalılar vekili istinaf dilekçelerinde özetle, muris muvazaasının tüm şartları incelenmeden ve değerlendirilmeden hüküm kurulduğunu, dava konusu taşınmazların tapudaki satış bedelleri ile bilirkişi tarafından tespit edilen değerleri arasında her ne kadar fark bulunmakta ise de bu fark bilirkişinin taşınmazların vasfını emlak vergi kaydındaki vasfından farklı değerlendirilmesinden ve taşınmaz bedellerini mahalli bilirkişi beyanlarına rağmen çok yüksek hesaplanmasından kaynaklandığını, mirasbırakanın taşınmazları sattığı esnada maddi olarak zor durumda olduğunu, taşınmazları işleyemediği için yeterince gelir elde edemediğini, mirasbırakanın sözleşme yapmakta makul ve haklı sebebinin bulunduğunu, davalıların taşınmazları satın alabilecek maddi imkanlara sahip olduklarını, tanık ve mahalli bilirkişi beyanlarının değerlendirilmesinin isabetli bir şekilde yapılmadığını, kararın aleyhlerine olan kısımlarının usul ve yasaya uygun olmadığını ileri sürerek kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalıların satın alma savunmasını ileri sürdükleri, duruşmada dinlenen ara malik tanık ...'in taşınmazları mirasbırakandan satın alırken bedel ödemediği gibi davalılara devrederken de bedel almadığı ve mirasbırakanın kendisine tüm mirasçıların hakkını ver dediği yönündeki beyanı dikkate alındığında davalıların satış bedelini ödediklerine ilişkin savunmasının ispat edilemediği, mirasbırakanın ekonomik sıkıntı içinde bulunmadığı, davalıların taşınmazı alabilecek gücünün olmadığı, değerler arasında fahiş fark bulunduğu gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalılar vekili temyiz dilekçelerinde özetle, muris muvazaası kriterleri incelenmeden karar verildiğini, taşınmazların fiyat farklarının, kuru arazi olan taşınmazın sulu arazi olarak değerlendirilmesinden ve arazinin bulunduğu yer ayrımı yapılmaksızın sulu ve kuru için tek fiyat belirlenmesinden kaynaklandığını, bilirkişilerin fahiş bedel tespit ettiğini, mahalli bilirkişilerin belirttiği fiyatlara uygun olmadığını, mirasbırakanın temlik tarihinde paraya ihtiyacı olduğunu, taşınmazları kullanamadığını, davalıların taşınmazları alacak ekonomik güçleri olduğunu, yörede çocuklar ile ebeveynler arasında taşınmaz satışı yapıldığını, mirasbırakanın çocukları arasında ayrım yapmadığını, mirasbırakanın başka taşınmazları da olduğunu, mirasbırakana ait 48.300 m2 alanlı 3 parça taşınmaz satılarak bedelinin davacılara verildiğini, yine babalarına ait 2 parça taşınmaz satılarak bedelinin davacılara verildiğini, denkleştirme iradesi ile hareket edildiğini, tanık ve mahalli bilirkişi beyanlarının isabetli olarak değerlendirilmediğini, ...'in yalan tanıklık yaptığını, ...'e yapılan satıştan haberdar olunmadığını, mal kaçırma kastı olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemişlerdir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhak...eri Kanunu'nun (HMK) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,
01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706 ncı, Türk Borçlar Kanunu'nun 237 nci ve Tapu Kanunu'nun 26 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahk...erinin nihai kararlarının bozulması HMK'nın 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosya içeriğinden, mirasbırakan ...nin 2739, 304, 439, 2872, 48, 1227, 650, 629, 617, 532, 1072 ve 2433 parsel sayılı taşınmazlarını dava dışı ...'e 04.10.2011 tarihinde temlik ettiği, ...'in de 18.10.2011 tarihinde 2739, 304, 439 ve 2872 parsel sayılı taşınmazları mirasbırakanın kızı ...e, 48, 1227, 650, 629, 617, 532, 1072 ve 2433 parsel sayılı taşınmazları mirasbırakanın oğlu ...'e devrettiği; mirasbırakanın 1315 ve 1316 parsel sayılı taşınmazlarını 05.11.1996 tarihinde oğlu ...'e temlik ettiği; mirasbırakanın 04.05.2018 tarihinde öldüğü geriye mirasçı olarak çocukları Gülsüm ve ... ile 1990 yılında ölen oğlu ...in çocukları... ve... 2006 yılında ölen kızı ...'ın kızı ...'nin kaldığı anlaşılmıştır.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalılar vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalılar vekilinin temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK'nin 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
22.11.2023 tarihinde kesin olarak oy birliği ile karar verildi.