Logo

1. Hukuk Dairesi2022/8193 E. 2023/295 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hazine'nin, davalılara ait taşınmazın kıyı kenar çizgisi içinde kaldığı iddiasıyla tapu iptali ve terkin talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda kıyı kenar çizgisinin tespiti ve buna bağlı olarak tapu iptali talebinin kabulünün hukuka uygun olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

HÜKÜM/KARAR : Kabul

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve terkin davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 8. Hukuk Dairesince kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Yerel Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı Hazine vekili, davalılara ait 1121 parsel sayılı taşınmazın 3621 sayılı Kıyı Kanunu'na göre kıyı kenar çizgisi içinde kaldığını belirterek, tapusunun iptaline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Bir kısım davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.

III. MAHKEME KARARI

Akçaabat 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 24/06/2009 tarihli ve 2008/47 E. 2009/236 K. sayılı kararıyla 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi hükmüne ilave düzenlemeler getiren 5841 sayılı Yasa gereğince davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmiştir.

IV BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

Dairenin 08.02.2012 tarihli 2011/13144 E. 2012/1010 K. sayılı kararıyla “... davacı Hazine çekişme konusu parselin kıyı kenar çizgisi içinde kaldığından bahisle eldeki davayı açtığı, davada ileri sürülen iddianın ve savunmanın içeriğine göre; yanlar arasındaki uyuşmazlığın "kıyı kenar çizgisinin" saptanmasından kaynaklandığı açıktır. Anayasa Mahkemesinin iptal kararı karşısında Mahkemece 28.11.1997 tarihli 5/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı doğrultusunda inceleme yapılması zorunlu hale gelmiştir. Oysa, çekişmeli taşınmazın kıyı kenar çizgisi kapsamında kalıp kalmadığı yönünden hükme yeterli bir araştırma ve uygulama yapılmış değildir. Hal böyle olunca; işin esasının 28.11.1997 tarihli 5/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre değerlendirilmesi, davanın kısmen veya tamamen kabulü halinde de, 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasa hükümleri de gözetilerek taraf iddiaları doğrultusunda gerekli araştırma ve inceleme yapılmak suretiyle uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması bakımından karar bozulmalıdır...." gerekçesiyle bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Akçaabat 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.07.2015 tarihli ve 2012/309 E. 2015/538 K. sayılı kararıyla Trabzon ili Akçaabat ilçesi ... Mahallesi Orta Mahalle mevkiinde kain 112 ada 3 parselde (eski 1121 parsel) kayıtlı taşınmazın teknik bilirkişiler ... ... ve ... ... tarafından tanzim edilen 21.07.2015 tarihli raporda B harfi ile gösterilen 36.95 m2 lik kısmının kıyı kenar çizgisi içerisinde kalması nedeniyle tapu kaydının iptali ile kamu malı olarak tescil harici bırakılmasına karar verilmiştir.

C. İkinci Onama- Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 24.09.2019 tarihli 2019/4635 E. 2019/7973 K. sayılı kararıyla “...Somut olayda, Mahkemece, bozma ilamına uyulmuş ise de; bozma gerekleri doğrultusunda yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki, hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda, araştırma çukurları açılmadığı gibi idarece belirlenen kıyı kenar çizgisi ile keşfen tespit edilen kıyı kenar çizgisi arasındaki çelişkinin nedeni açıklanmamıştır. Usulüne uygun şekilde kıyı kenar çizgisi tespiti yapılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. O halde Mahkemece yapılacak iş; aynı bilirkişilerle yeniden dava konusu taşınmazda keşif yapılması, var ise çevre parseller hakkında kesinleşmiş kıyı kenar çizgisi bulunup bulunmadığının araştırılması, taşınmazın farklı noktalarında toprak yapısını net bir şekilde belirleyecek derinlikte gözlem çukurları açılarak bu çukurlardan alınan verilerin incelenmesi, açılan gözlem çukurlarının harita üzerinde işaretlenerek gösterilmesi ve topoğrafik memleket haritalarından da yararlanılarak kıyı kenar çizgisinin tespit edilmesi, keşfen tespit edilen kıyı kenar çizgisi ile Bakanlık tarafından onaylanan kıyı kenar çizgisinin fen bilirkişi tarafından kroki üzerinde gösterilmesi, her ikisinin çakışmaması halinde çelişkinin nedenlerinin bilimsel verilere dayalı olarak bilirkişiye açıklattırılması, bilirkişilerden alınacak ek raporla anılan eksikliğin giderilmeye çalışılması; yukarıda anılan eksikliklerin bu şekilde giderilememesi halinde ise, önceki bilirkişilerden farklı 3 jeolog ya da jeomorfolog, 1 harita mühendisi ve 1 ziraat mühendisinden oluşacak bilirkişi kuruluyla keşif yapılarak rapor alınması, ayrıca 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasa'nın 16. maddesiyle 3402 sayılı Yasa'nın 36. maddesine bazı ilaveler getiren 36/A maddesi hükmüne göre kadastro işlemleri sebebiyle açılan davalar nedeniyle, yargılama giderlerinden ve avukatlık ücretinden davalı tarafın sorumlu tutulamayacağı hususunun da gözetilmesi, Mahkemece bu konudaki görüşünün ortaya konulması ve ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesinden ibarettir. Bu hususlar gözetilmeden eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir...." gerekçesiyle bozulmuştur.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma kararı doğrultusunda yeniden keşif icra edildiği, gözlem çukurları açtırılarak jeolog bilirkişilerce incelendiği, harita mühendisi bilirkişi aracılığı ile Bayındırlık ve İskan Müdürüğü tarafından çizilen kıyı kenar çizgisi ile keşif esnasında tespit edilen kıyı kenar çizgisi arasında bulunan alanın tespit edildiği, bilirkişilerce düzenlenen raporun hüküm kurmaya usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili, Mahkemece verilen kararda hükme dayanak teşkil eden bilirkişi raporu ile Bayındırlık ve İskan Müdürlüğünce tespit edilen kıyı kenar çizgisinin birbiri ile örtüşmediğini, bilirkişilerin bilimsel verilere dayalı rapor hazırlamadıklarını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 3621 sayılı Yasadan kaynaklanan tapu iptal ve sicil kaydının terkini isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. Anayasa'nın ''Kıyılardan Yararlanma'' başlıklı 43. maddesinde; ''Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. / ..., göl ve akarsu kıyılarıyla, ... ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir. / Kıyılarla sahil şeritlerinin, kullanılış amaçlarına göre derinliği ve kişilerin bu yerlerden yararlanma imkan ve şartları kanunla düzenlenir.''

3621 sayılı Kıyı Kanunu'nun 5. maddesinde, ''Kıyılar ile ilgili genel esaslar aşağıda belirtilmiştir: Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Kıyılar, herkesin eşit ve serbest olarak yararlanmasına açıktır. Kıyı ve sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir. / Kıyıda ve sahil şeridinde planlama ve uygulama yapılabilmesi için kıyı kenar çizgisinin tespiti zorunludur. / Kıyı kenar çizgisinin tespit edilmediği bölgelerde talep vukuunda, talep tarihini takip eden üç ay içinde kıyı kenar çizgisinin tespiti zorunludur. / Sahil şeritlerinde yapılacak yapılar kıyı kenar çizgisine en fazla 50 metre yaklaşabilir. / Yaklaşma mesafesi ve kıyı kenar çizgisi arasında kalan alanlar, ancak yaya yolu, gezinti, dinlenme, seyir ve rekreaktif amaçla kullanılmak üzere düzenlenebilir. / Sahil şeritlerinin derinliği, 4. maddede belirtilen mesafeden az olmamak üzere, sahil şeridindeki ve sahil şeridi gerisindeki kullanımlar ve doğal eşikler de dikkate alınarak belirlenir. / Taşıt yolları, sahil şeridinin kara yönünde yapı yaklaşma sınırı gerisinde kalan alanda düzenlenebilir. / Sahil şeridinde yapılacak yapıların kullanım amacına bağlı olarak yapım koşulları yönetmelikte belirlenir.'' hükmüne yer verilmiştir.

2. 28.11.1997 tarihli ve 1996/5 E., 1997/3 K. sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; mülkiyet hukuku yönünden kıyı kenar çizgisinin belirlenmesi görevinin adli yargıya ait olduğu; ancak, 3621 sayılı Kıyı Kanunu'nun 9. maddesi uyarınca idare tarafından kıyı kenar çizgisi belirlenmiş ve yazılı bildirime rağmen yasal süresinde idari yargıya başvurulmaması nedeniyle yargı yolunun kapanmış olması veya idari yargı tarafından verilip kesinleşmiş karar bulunması durumlarında, bunlara uygun şekilde kıyı kenar çizgisinin adli yargı tarafından saptanması gerektiğine işaret edilmiştir.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Akçaabat 1. Asliye Hukuk Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

19.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.