"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki mülkiyetin tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kamu düzenine ilişkin nedenlerle kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın davalı ... yönünden hak düşürücü süre nedeniyle reddine, Maliye Hazinesi yönünden ise karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili (katılma yoluyla) ile dahili davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, atalarından kalıp, yüzyıllardır zilyetliğini elinde bulundurdukları ... ili, Ermenek ilçesi, Balkusan köyü 160 ada 12 parselde kayıtlı 1102,68 m² bahçe vasfındaki taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında davalı ... adına tespit ve tescil edildiğini, daha sonra taşınmazın DSİ tarafından kamulaştırıldığını, kamulaştırma bedelinin Vakıflar Bölge Müdürlüğüne ödendiğini ileri sürerek taşınmazın kamulaştırıldığı tarih itibariyle mülkiyetinin kendisi adına tespitine karar verilmesini talep etmiş; aşamada dava dışı Hazine davaya dahil edilmiştir.
II. CEVAP
Davalı, zamanaşımı defi ileri sürmüş, tüm mirasçıların birlikte dava açmalarının zorunlu olduğunu, vakıf taşınmazlarının türü ne olursa olsun zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini, dava konusu taşınmazın 903 sayılı Kanun'un yürürlük tarihi olan 13.07.1967 tarihine kadar kazanmaya yeterli zilyetlik şartlarının oluşup oluşmadığının araştırılması gerektiğini belirtip davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın, davalı ... yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle, dahili davalı Hazine yönünden ise hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili, davanın süresinde açıldığını, davacının taşınmazı 1967 yılı öncesinden beri kullandığını, davalının taşınmazın 1967 yılından önce vakıf olduğunu ispat edemediğini, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu 160 ada 12 no.lu parselin kadastro tespitinin kesinleştiği 08.01.2008 tarihi ile dava tarihi olan 09.07.2020 arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, hak düşürücü sürenin taraf sıfatından önce gözetileceği, bu nedenle Vakıflar Genel Müdürlüğüne yöneltilen davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği, diğer yandan dahili dava yoluyla taraf sıfatı kazanılamayacağından Hazineye yöneltilen dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesinin de doğru olmadığı gerekçeleriyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kamu düzenine ilişkin nedenlerle kabulüne, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1.b.2. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın davalı ... yönünden hak düşürücü süre nedeniyle reddine, Maliye Hazinesi yönünden ise karar verilmesine yer olmadığına taraf sıfatı bulunmadığından Hazine lehine vekalet ücreti tayinine de yer olmadığına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili (katılma yoluyla) ile dahili davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili, istinaf dilekçesindeki itiraz nedenlerini yineleyerek kararın bozulmasını istemiştir.
2. Dahili davalı Hazine vekili, lehlerine vekalet ücretine hükmedilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı mülkiyetin tespiti isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Bir subjektif hak kendisinden davalı olarak istenebilecek kişi, o hakka uymakla borçlu olan kişidir (...: Medeni Usul El Kitabı, ... 2020, C.I, s. 332). Mahkemenin de taraflar arasında dava konusu hakkın esası hakkında bir karar verebilmesi için, bu kişilerin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatlarına sahip olmaları gerekir. Bir davada taraf olarak gösterilen kişiler, taraf ve dava ehliyetine ve davayı takip yetkisine sahip olsalar bile, taraflardan birinin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatı yoksa, davanın esası hakkında bir karar verilemeyeceğinden, dava sıfat yokluğundan (husumetten) reddedilir. Taraf sıfatı usul hukuku sorunu olmayıp, dava konusu sübjektif hakkın özüne ilişkin bir maddi hukuk sorunu olduğundan taraf sıfatının yokluğu, davada taraf olarak gözüken kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel olduğu için def'i değil, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülmesi mümkün ve mahkemece de kendiliğinden nazara alınması zorunlu bir olgudur. Nitekim aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulunun 27.01.2016 tarihli ve 2014/13-684 E., 2016/106 K.; 30.11.2021 tarihli ve 2018/(20)8-343 E., 2021/1515 K. sayılı kararlarında da benimsenmiştir.
2. 6100 sayılı HMK'nın 124. maddesi “(1) Bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür. (2) Bu konuda kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır. (3) Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir. (4) Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hâkim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder.”
3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi; “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.” hükümlerini içermektedir.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre; dahili davalı Hazine vekilinin tüm, davacı vekilinin ise aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. 14.08.2013 tarihli kamulaştırma işlemi ile dahili davalı Hazine adına kayıtlı dava konusu 160 ada 12 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin 08.01.2008 tarihinde kesinleştiği, davanın 09.07.2020 ... davalı gösterilmek suretiyle açıldığı anlaşılmakla, taraf sıfatının hak düşürücü süreden önce gözetileceği gerekçesiyle davanın taraf sıfatı bulunmadığından reddi gerekirken hak düşürücü süre nedeniyle reddi doğru değildir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, sonucu itibarıyla doğru bulunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesinin değiştirilerek ve düzeltilerek onanması, 6100 sayılı Kanun’un 370 ... maddesinin dördüncü fıkrası hükmü gereğidir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Dahili davalı Hazine vekilinin tüm, davacı vekilinin ise diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davacı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesince yapılan değerlendirmeye yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile sonucu itibarıyla doğru olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesi değiştirilerek ve düzeltilerek ONANMASINA,
İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının ilgiliye iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.07.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy çokluğuyla karar verildi.
(Muhalif)
(Muhalif)
-MUHALEFET ŞERHİ-
Dava, kadastro öncesi sebebe dayalı taşınmaz bedelinin tahsiline ilişkindir.
Davalılar ... ve Hazinedir.
Hazine hakkındaki davanın sıfat yokluğundan reddine karar verilmiş, ne var ki Hazine lehine vekalet ücreti takdir edilmemiştir. Bu husus Hazine vekilince temyize getirilmiştir.
Sayın çoğunluk ile aramızda oluşan uyuşmazlık, davaya yargılama sırasında dahil edilen ve hakkındaki dava sıfat yokluğu nedeniyle reddedilen Hazine lehine vekalet ücreti takdirinin mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Bilindiği üzere mahkemelerce takdir edilecek vekalet ücretinin tayininde ilk önce Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine bakmak gerekecektir. Tarifenin 7. maddesi şu şekildedir.
“Görevsizlik, yetkisizlik, dava ön şartlarının yokluğu veya husumet nedeniyle davanın reddinde, davanın nakli ve açılmamış sayılmasında ücret
MADDE 7- (1) Ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar davanın nakli, davanın açılmamış sayılması, görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi durumunda bu Tarifede yazılı ücretin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra karar verilmesi durumunda tamamına hükmolunur. Şu kadar ki, davanın görüldüğü mahkemeye göre hükmolunacak avukatlık ücreti, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçemez.
(2) Davanın dinlenebilmesi için kanunlarda öngörülen ön şartın yerine getirilmemiş olması ve husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde, davanın görüldüğü mahkemeye göre bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçmemek üzere üçüncü kısımda yazılı avukatlık ücretine hükmolunur.
(3) Kanunlar gereği gönderme, yeni mahkemeler kurulması, ... bölümü itirazı nedeniyle verilen tüm gönderme kararları nedeniyle görevsizlik, gönderme veya yetkisizlik kararı verilmesi durumunda avukatlık ücretine hükmedilmez.”
Hazinenin yargılama sırasında davaya dahil edilmesi nedeniyle taraf sıfatını kazandığı açıktır. Davanın husumet nedeniyle reddedilmesi halinde vekalet ücretinin takdir edilmemesi tarifenin 7/2.fıkrasına açıkça aykırılık teşkil etmektedir.
Açıklanan nedenle kararın gerekçesiyle birlikte davalı Hazine lehine usulünce vekalet ücreti takdir edilerek hükmün de düzeltilerek kararın onanması düşüncesinde olduğumuzdan sayın çoğunluğun bu yöndeki kararına katılmıyoruz.