Logo

1. Hukuk Dairesi2022/8225 E. 2023/5743 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı şirket, taşınmazının vekili tarafından inançlı işlem yoluyla devredildiğini iddia ederek tapu iptali ve tescil talep etmiştir.

Gerekçe ve Sonuç: Vekilin fiili ehliyetinin bulunması, davacı şirketin inanç ilişkisini ispatlayamaması ve davalıların ödeme yaptıklarına dair deliller sunmaları gözetilerek yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle temyiz isteminin reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2344 E., 2022/1720 K.

HÜKÜM/KARAR : Davanın reddi/ İstinaf Başvuruusunun Esastan Reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 4. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/335 E., 2021/204 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı Tepeler İnşaat San. ve Tic. A.Ş. vekili, 4 ada 9 parseldeki 8 no.lu bağımsız bölümün davacı şirkete aitken 11.01.2016 tarihinde ... tarafından vekaleten davalı ...'a satış suretiyle temlik edildiğini, vekil ...'in zor durumda olması nedeniyle davalı ...'ın eşi dava dışı... Meriç'ten 100.000,00 TL borç istediğini,...'ın vereceği borca teminat olarak taşınmazı isteyip borç ödenince taşınmazın geri verileceğini belirttiğini, vekil ...'in buna inanarak belirtilen devir işlemini yaptığını, taşınmazın değerinin çok altında devredildiğini, vekilin aldatıldığını, onun zor durumundan ve paraya ihtiyacı olmasından faydalanıldığını, taşınmazın daha sonra davalı ... tarafından diğer davalı ...'e devredildiğini, vekilin psikolojik rahatsızlığının olduğunu, ilaç kullandığını, ruh ve sinir hastalıkları hastanesine giderek tedavi gördüğünü, bu durumundan da istifade edildiğini, yapılan işlemin temelinden sakat doğduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile davacı şirket adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ..., vekil ...'in, aile şirketi olan davacı şirketin ortağının oğlu olduğunu, inşaat mühendisi olan ...'in kandırılmasının veya aldatılmasının mümkün olmadığını, taşınmazı 300.000,00 TL bedelle satın aldığını, satış günü bankadan 152.000,00 TL para çektiğini, 100.000,00 TL'nin de banka havalesi ile gönderildiğini, daha sonra ekonomik sıkıntılar nedeniyle taşınmazı diğer davalı ...'e sattığını belirtip davanın reddini savunmuştur.

2.Davalı ..., taşınmazı iyiniyetli 3. kişi olarak satın aldığını, davacı şirketin ortağının oğlu olan vekil ...'in şirketin bir çok işini vekaleten yaptığını, vekilin taşınmazın gerçek değerini bilmediğini iddia etmenin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, basiretli bir tacir gibi davranması gerektiğini belirtip davanın reddini savunmuştur.

3.Yargılama sırasında davaya dahil edilen vekil ... duruşmada, satışın teminat amacı ile yapıldığını, dava dışı... Meriç'e borcunu ödediğinde taşınmazın kendisine geri verileceğini, borcu ödeyeceğini söylediğini ancak taşınmazın geri verilmediğini, borcu da ödemediğini beyan etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 06.12.2018 tarihli ve 2016/102 Esas, 2018/488 Karar sayılı kararı ile ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 17.09.2019 tarihli ve 2019/796 Esas ve 2019/1176 Karar sayılı kararı ile, inançlı işlem iddiası yönünden karar verilmeden önce davacı vekilinin gerek dava dilekçesinde ve gerekse istinaf dilekçesinde yer alan, tapuda işlem yapan vekilin işlem tarihinde ehliyetsiz olduğu iddiasının bir karara bağlanması gerektiği belirtilerek davacı vekilinin İstinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1.a.6 ncı maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın, davanın yeniden görülerek bir karar verilmek üzere Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; İlk Derece Mahkemesinin 08.07.2021 tarihli ve 2019/335 Esas, 2021/204 Karar sayılı kararıyla, dahili davalı vekil ...'in taşınmazın satış işlemi sırasında hukuki ehliyetinin bulunduğunun anlaşıldığı, davacı tarafından taşınmazın inanç sözleşmesi ile davalı ...'a devredildiği iddiasının ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili, hile ve aşırı yararlanma ile vekil ...'den taşınmazın temlik alındığını, davalılar arasında yapılan devrin danışıklı olduğunu, talep etmelerine rağmen tanıklarının dinlenmediğini, makbuz üzerinde yazan 200.000,00 TL'nin vekil ... tarafından yazılmadığını belirtip dekont üzerinde inceleme yapılmasını istemelerine rağmen bu isteklerinin kabul edilmediğini, davalı ...'ın 02.07.2018 tarihli dilekçesinde banka dekontunun arkasına yazılan 200.000,00 TL'nin eşi dava dışı... Meriç tarafından yazıldığını beyan ettiğini, ancak bu hususun da Mahkemece dikkate alınmadığını, taraflar arasında inanç sözleşmesi olduğunu, gabinin unsurlarının gerçekleştiğini, vekil ...'in depresyon tedavisi görmesinden yararlanıldığını, eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile usul ve yasaya aykırı karar verildiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 18.10.2022 tarihli ve 2021/2344 Esas, 2022/1720 Karar sayılı kararıyla; dahili davalı vekil ...'in duruşmadaki beyanında, davalı ...'ın eşi dava dışı...'tan 100.000,00 TL borç aldığını, karşılığında teminat olarak dava konusu taşınmazı devrettiğini, daha sonra taşınmazın diğer davalıya satıldığını, borç ödenince taşınmazın kendisine devredileceğini ancak yapılmadığını, borcu da ödemediğini belirttiği; davalıların ödemelere ilişkin banka dekontu sundukları, vekil ...'in Mahkemedeki beyanı ile sadece kendi imzasının olduğu 11.01.2016 tarihli belgedeki imza, paraf ve yazıların kendisine ait olduğunu belirttiği, vekilin davacı şirket adına başkaca taşınmazlar da sattığı, Adli Tıp Kurumu raporuna göre vekil ...'in işlem tarihinde fiili ehliyetinin bulunduğu, davacı şirketin vekil ... ile davalılar arasında inanç ilişkisi olduğuna yönelik iddiasını ispata yarar yazılı delil veya delil başlangıcı niteliğinde bir belge sunmadığı, yemin teklif etme hakkından da vazgeçtiği, davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle HMK'nın 353/1.b.1 inci maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili, istinaf dilekçesinde yer alan itiraz nedenlerini yineleyerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, inançlı işlem hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

HMK’nın 140 ıncı maddesinin üçüncü fıkrası; 05.02.1947 tarihli, 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı; 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun 26, 27 ve 97 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. HMK’nın 140 ıncı maddesinin üçüncü fıkrasında; “Ön inceleme duruşmasının sonunda, tarafların sulh veya arabuluculuk faaliyetinden bir sonuç alıp almadıkları, sonuç alamadıkları takdirde anlaşamadıkları hususların nelerden ibaret olduğu tutanakla tespit edilir. Bu tutanağın altı, duruşmada hazır bulunan taraflarca imzalanır. Tahkikat bu tutanak esas alınmak suretiyle yürütülür.” hükmü düzenlenmiş olup, Mahkemece ön inceleme duruşmasında uyuşmazlığın inançlı işlem hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil olarak nitelendirildiği, taraf vekillerinin duruşmada hazır bulundukları ve tutanağı imzaladıkları gözetildiğinde anılan düzenleme gereğince uyuşmazlığın anılan hukuki sebep esas alınmak suretiyle çözümlenmesi gerekeceği kuşkusuzdur.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı vekilinin temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 189,15 TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.10.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.