"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/14 E., 2022/103 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret
Taraflar arasındaki tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, .....;Köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın bir bölümü hakkında irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak mirasbırakanı ....., mirasçıları adına tescil istemiştir. Yargılama sırasında mirasbırakan .....'in diğer mirasçısı ......, muvafakatini dosyaya sunmuştur.
II. CEVAP
Davalı Hazine temsilcisi, davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemecenin 04.10.2013 tarihli ve 2012/604 Esas, 2013/387 Karar sayılı kararıyla, iddianın sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 21.06.2016 tarihli ve 2015/4348 Esas, 2016/6879 Karar sayılı kararıyla, "kadastroca tespit harici bırakılan yerler için açılan tescil davalarında TMK’nın 713/4 üncü ve 5 inci fıkraları gereğince keşif sonucu elde edilen bilirkişinin rapor ve haritasına göre gerekli yerel ve gazete ilanlarının yöntemine uygun bir biçimde yapılması, ilanın yapıldığı gazete ile ilan tutanaklarının dosya arasına konulması, yasal 3 aylık sürenin dolmasının beklenilmesi gerektiğine değinilerek karar bozulmuştur.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemece, bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda, dava konusu taşınmaz bölümleri üzerinde davacılar yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davalı Hazine temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 22.01.2020 tarihli ve 2017/5651 Esas, 2020/4589 Karar sayılı kararıyla, "...Keşifte dinlenilen tespit bilirkişisi ve davacı tanıkları çekişmeli taşınmazı öncesinde davacıların kök murisi .....’in harman yeri olarak bildiklerini, sonrasında köylülerin bu yeri patika yol olarak kullandıklarını beyan etmişler, ziraat bilirkişi raporunda da nizalı bölümler üzerinde herhangi bir tarımsal ürün bulunmadığı belirtilmiş olup bu haliyle, çekişmeli taşınmaz bölümleri üzerinde davacıların ekonomik amacına uygun zilyetliklerinin mevcut olmadığı ve lehlerine zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleşmediği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; davanın reddine karar verilmesi gerekirken, dosya kapsamına uygun olmayan gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmesi isabetsiz(dir)..." gerekçesiyle karar bozulmuş, karara karşı davacı vekilinin karar düzeltme yoluna başvurması üzerine Dairemizin 11.04.2022 tarihli ve 2021/9712 Esas, 2022/2990 Karar sayılı kararıyla, karar düzeltme isteminin reddine karar verilmiştir.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 16.06.2022 tarihli ve 2021/14 Esas, 2022/103 Karar sayılı kararıyla, bozma kararındaki gerekçe benimsenmek suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili, dava konusu yeri davacının annesi ve mirasbırakanlarının emek ve para harcamak suretiyle imar-ihya edip kullanmaya elverişli hale getirdiklerini, ancak taşınmazın fiilen tarım arazisi olmadığını, tarım ürünlerinin işlendiği harman yeri olduğunu, taşınmazın bir kısmından patika yol geçtiğinin ifade edilmesinin hayatın olağan akışına uygun bulunduğunu zira köylerde hasat zamanı hariç harman yerlerinden geçilmesinin yaygın olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro tespiti sırasında tespit harici bırakılan tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun 713 üncü; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 17 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasının yollamasıyla, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK) 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
2. İliç ilçesi, Sabırlı köyü çalışma alanında bulunan dava konusu taşınmaz bölümünün 2006 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında harman yeri ve köy boşluğu vasfı ile tespit dışı bırakıldığı anlaşılmaktadır.
3. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye 189,15 TL
temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
04.10.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.