"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/703 E., 2022/1641 K.
DAVA TARİHİ : 04.10.2019
HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: Kocaeli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/163 E., 2022/156 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 142 ada 19 parsel sayılı taşınmazın malikiyken belirli bölümlerini oğulları ...,... ve...'e vererek kendilerine ev yapmalarını istediğini, ... ve ...’a verilen kısımların adı geçenlere resmi olarak devredildiğini, ancak...’e verilen ve üzerinde... tarafından ev inşa edilen 682 m2'lik yerin devri yapılacakken 26.09.2019 tarihinde bu yerin davalı ...'e devredildiğini öğrendiğini, davalı ...'in ise “evet baba, iskan aboneliği alıyorum şeklinde senden vekalet alıp yeri üzerime yaptım, vermiyorum, ne yaparsanız yapın'' şeklinde beyanda bulunduğunu, davalı ...'in çocuklarının ''dede iskan için ve abonelikler için imzan gerekli sen yaşlısın yorulma bize vekalet ver'' şeklinde beyanda bulunarak müvekkilini notere götürüp devir yetkisi de içeren vekaletname aldıklarını, davalının hileyle taşınmazı devraldığını ileri sürerek 682 m2 taşınmazın tapu kaydının iptaliyle davacı adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı süresinde cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taşınmazın davacı tarafından bizzat devredildiği, davacı yanın yargılama sırasında taşınmazın davalı tarafından parası ödenmeksizin uhdesine geçirildiği yönündeki beyanının iddianın genişletilmesi mahiyetinde olduğu, hata, hile, ikrah gibi şartların somut olayda bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki hususları tekrarla davalının davacının hulus ve saffetinden yararlanarak...’e ait yeri devraldığını, davacının bu işlemin asaleten mi vekaleten mi yapıldığından dahi haberinin olmadığını, işlemin asaleten yapıldığının eldeki dava ile öğrenildiğini, yapılan keşifte taşınmaz üzerindeki evin... tarafından inşa edilerek kullanıldığının belirlendiğini, devir işleminin hile ile yapıldığını, davalının bu hususta zımnen ikrarının bulunduğunu, devrin bedelsiz olduğunu, davalının da bu yönde bir savunmasının bulunmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taşınmaz hisse devrinin bizzat davacı tarafından yapıldığı, bu nedenle eldeki davada ileri sürülen vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddiasının yerinde olmadığı, davacının irade fesadı hallerine ilişkin iddialarının da ispatlanamadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava ve istinaf dilekçelerindeki hususları tekrarla davaya konu taşınmazın...’e tahsis edildiğinin tanık beyanlarıyla sabit olduğunu, davacının yaşlı olup Türkçeye hakim olmadığını, resmi dairelerdeki işlemleri ayırt edebilecek bilinçte bulunmadığını, davalının taşınmazı hileyle bedelsiz olarak devraldığını, davacıyı abonelik işlemleri yapmak üzere belediyeye götürdüğüne inandırdığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, hile hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı TBK'nın 36/1 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Dosyanın incelenmesinde; davacının davaya konu 142 ada 19 parsel sayılı taşınmazın tamamını 1993 yılında edindiği, 5000/26823 payını 02.05.2017 tarihinde davalı oğlu...’e, 1500/26823 payını 31.07.2018 tarihinde dava dışı oğlu...ye sattığı ve 6823/26823 payı ipka ettiği, uyuşmazlığa konu 12.03.2019 tarihli satış işlemiyle davacı adına kalan 6823/26823 payın davacı tarafından bizzat davalı oğlu...’e devredildiği, mahallinde yapılan keşifte çekişmeli taşınmazın muhtelif bölümlerinin davacının oğullarından ...,...,... ve ... tarafından ayrı ayrı kullanıldığı anlaşılmıştır.
2. Davacı dava dilekçesinde kendisinden hileyle alınan vekaletname ile işlem yapıldığını, taşınmaz üzerinde belirli kısımları kullandıkları miktarlara göre oğullarına devrettiğini, davalı oğlu...’in kullandığı yeri 2017 yılında kendisine devrettiğini, diğer oğlu...’e ait yerin devri için yaptığı başvuru sırasında uyuşmazlığa konu işlemi öğrendiğini ileri sürmüştür. Maddi olayları bildirmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 33 üncü maddesine göre hakime aittir. Uyuşmazlık konusu işlemin bizzat davacı tarafından yapıldığı anlaşıldığına göre davanın hile hukuki sebebine dayandığı açıktır.
3.Bilindiği üzere hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hatada yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 36 ncı maddesinin 1inci fıkrasında açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.
4. Davalı 02.03.2020 tarihli beyan dilekçesinde; 25 sene önce babasından önce köye gelerek yerleştiği, kendi imkanlarıyla inşa ettiği daireyi daha sonra hiçbir maddi katkısı olmayan babasına verdiği ve aynı arsaya farklı bir ev yaptığı yönünde savunmada bulunmuş ise de 25.09.2020 tarihinde mahallinde yapılan keşifte iskan almak için girişimde bulunduğunu, kendisine ait tapu miktarı yeterli olmayınca diğer kardeşlerinin haklarını emanet olarak alacağını söylediğini beyan etmiştir. Davalının yargılamanın çeşitli aşamalarında öne sürdüğü bu savunmalar çelişkili olduğu gibi davacı tanıklarının beyanlarına göre de uyuşmazlığa konu işlem yapılırken davacının hileye düşürüldüğü anlaşılmaktadır. Çekişmeli taşınmazın davacının iddialarıyla örtüşecek şekilde fiilen paylaşılarak kullanıldığı da göz önüne alınarak davacı tarafından ispatlanan davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.