"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/193 E., 2021/432 K.
HÜKÜM/KARAR : Davalı Hazine Yönünden Dava Kabul - Diğer Davalılar Yönünden Dava Usulden Ret
Taraflar arasında görülen tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davalı Hazine yönünden davanın kabulüne, davalılar ... ve ... yönünden pasif taraf ehliyeti yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; ... köyünde bulunan ve kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan, 13.12.2007 tarihinde idari yoldan 3028 parsel numarası ile 16.965,00 metrekare yüzölçümlü tarla vasfıyla Hazine adına tapuya tescil edilen taşınmazın bir bölümüne ilişkin olarak taşınmazı imar ihya ederek tarıma elverişli hale getirdiğini, 35 yıldan fazla süredir malik sıfatıyla zilyetliğinin devam ettiğini ileri sürerek adına tescil isteği ile dava açmış, yargılama sırasında davacının ölümü üzerine mirasçıları davaya devam etmişlerdir.
II. CEVAP
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
1. Mahkemece; çekişmeli taşınmaz bölümünde davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davalı Hazine yönünden davanın kabulüne, diğer davalılar yönünden pasif taraf ehliyeti yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Karara karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 27.12.2019 tarihli ve 2019/4376 Esas, 2019/9138 Karar sayılı kararı ile; ilk keşifte dava konusu taşınmaz bölümünün, teknik bilirkişi raporunda (A) harfiyle ve 16.965 metrekare olarak gösterildikten sonra, ara karar doğrultusunda mahkeme heyeti olmaksızın davacı ve teknik bilirkişi eşliğinde taşınmaz başına gidilerek çekişmeli taşınmaz bölümünün yeniden belirlendiği, buna göre dava konusu edilen taşınmaz bölümünün 24.06.2013 tarihli rapora ek krokide (B) harfi ile 3.713,54 metrekare alan olarak gösterildiği ve bu rapora göre karar verildiği, ne var ki, mahkeme heyeti olmaksızın dava konusu yerin tespit edilmesinin usul ve yasaya uygun bulunmadığı gibi dosya içerisindeki jeodezi ve fotogrametri bilirkişisi ve ziraatçı bilirkişi raporlarının (A) harfi ile gösterilen bölüme yönelik olduğu ve hava fotoğraflarının uyuşmazlığı çözmeye elverişli tarihe ait olmaması nedeniyle hükme esas alınmalarının da mümkün bulunmadığı, eksik araştırma ve inceleme yapıldığına değinilerek dava konusu taşınmaz bölümüne ilişkin stereoskopik hava fotoğraflarının getirtilmesi, yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile jeodezi ve fotogrametri mühendisi, 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulu ve teknik bilirkişinin katılımı ile yeniden keşif yapılması, bilirkişilerden raporların alınması, dava tarihine kadar davacı taraf lehine zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin kesin olarak belirlenmesi, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
3. Mahkemenin 28.09.2021 tarihli ve 2020/193 Esas, 2021/432 Karar sayılı kararıyla; bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, zilyetlik yoluyla kazanma şartlarının gerçekleştiği gerekçesiyle davalı Hazine yönünden davanın kabulüne, davalılar ... ve ... yönünden pasif taraf ehliyeti yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, zilyetlikle kazanılamayacağını, davacı açısından gerekli şartların oluşmadığını, imar ihyanın tamamlanmadığını, taşınmazın çekişmesiz ve aralıksız olarak kullanılmadığını, dava konusu taşınmazın tescil harici bırakılma tarihi itibariyle niteliğinin tam olarak belirlenmediğini, eksik inceleme ile karar verildiğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; kadastro tespiti sırasında tescil harici bırakılan taşınmazın tescili (yargılama sırasında davalı Hazine adına tescil edilen taşınmazın tapu iptali ve tescili) istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 713 üncü maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü ve 17 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden, ... köyünde (mahallesinde) bulunan ve kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan dava konusu yerin 13.12.2007 tarihinde idari yoldan 3028 parsel numarası ile 16.965,00 metrekare yüzölçümlü olarak tarla vasfıyla Hazine adına tescil edildiği, bilahare 3402 sayılı Kanun'un 22/a maddesi gereği 163 ada 18 parsel numarasını aldığı anlaşılmaktadır.
2. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK) uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13 üncü maddesinin j bendi gereğince davalı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
13.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.