"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/7 E., 2021/318 K.
ASIL VE BİRLEŞTİRİLEN
BİRLEŞTİRİLEN DAVADA
DAVA TARİHİ : Asıl dava tarihi: 21.10.2002, Birleştirilen dava tarihi: 15.05.2008
HÜKÜM/KARAR : Kabul
Taraflar arasında görülen tapu iptali, el atmanın önlenmesi ve yıkım davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 8. Hukuk Dairesince kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Asıl ve birleştirilen davada davacı Hazine vekili, 508 parsel sayılı taşınmazın kıyı kenar çizgisi içinde kaldığını, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerin özel mülkiyete konu olamayacağını ileri sürerek tapu iptali, sicil kaydının kütükten terkini, el atmanın önlenmesi ve yıkım isteğinde bulunmuştur.
II. CEVAP
Davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Büyükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 26.05.2009 tarihli ve 2002/2456 E., 2009/569 K. sayılı kararıyla, 3402 sayılı Kanun'un 12 inci maddesinde sözü edilen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararları
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararı ile sonraki 2010/1813, 2012/733 ve 2020/7 Esas sayılı kararları temyiz incelemeleri sonucunda
Dairenin12.04.2010 tarihli ve 2010/3633 Esas, 2010/4136 Karar sayılı Dairenin; 08.02.2012 tarihli ve 2011/12934 Esas, 2012/927 Karar sayılı 8. Hukuk Dairesi'nin; 15.05.2019 tarihli ve 2018/9537 Esas, 2019/5113 Karar sayılı kararlarıyla bozulmuş ve anılan bozma kararlarında; Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ile Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerler için hak düşürücü sürenin uygulanamayacağı, kıyı-kenar çizgisinin tespiti yönünden yapılan araştırma ve uygulamanın yetersiz olduğu ve yargılama giderleri yönünden de 3402 sayılı Kanun'un 36/A maddesinin dikkate alınması gerektiği hususları vurgulanmıştır.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; asıl ve birleştirilen davanın kabulü ile 508 parsel sayılı taşınmazın 16.02.2021 tarihli bilirkişi raporu ekinde yer alan krokide gösterilen son kıyı kenar çizgisinden Marmara Denizine kadar olan 279,02 m²'lik alanına davalılar tarafından yapılan haksız elatmanın önlenmesine ve tapu kaydının iptali ile terkinine, haksız el atılan alanda bulunan ve bilirkişiler tarafından hazırlanan rapor ekindeki krokide "A" harfi ile gösterilen 20,66 m²'lik soyunma odasının yıkımına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı Hazine vekili, her ne kadar hükümde 20,66 m2'lik kısma ilişkin el atmanın önlenmesine denilmiş ise de, bu alanın 279,02 m2'lik toplam alanı içinde değerlendirildiğini oysa ki karara dayanak teşkil eden bilirkişi raporunda soyunma odası ile birlikte 299,68 m2'lik kısmın kıyı kenar çizgisi içinde kaldığının belirlendiğini, lehe vekalet ücretine hükmedilmemiş olmasının hatalı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalılar vekili, mahkemece bozma kararı gereğinin yerine getirilmediğini, bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi için alınan rapor ile önceki raporların örtüşmediğini, müvekkillerinin satın alarak malik oldukları taşınmazların bedelsiz olarak ellerinden alınmış olmasının mülkiyet hakkının ihlali anlamına geldiğini, kararın hukuki güvenlik hukuk devleti ilkeleri ile bağdaşmadığını, hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilen ilk hükmün esas yönünden bozulmadığını ve müvekkilleri yönünden usuli kazanılmış hak teşkil ettiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 3621 sayılı Kıyı Kanunu uyarınca açılan tapu iptali, el atmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. T.C. Anayasası'nın ''Kıyılardan Yararlanma'' başlıklı 43 üncü maddesi,
2. 3621 sayılı Kıyı Kanunu'nun 5 inci ve 6 ıncı maddeleri,
3. 28.11.1997 tarihli ve 1996/5 E., 1997/3 K. sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Büyükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13 üncü maddesinin j. bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
Aşağıda yazılı 189,15 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
14.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.