"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TENKİS
Taraflar arasında görülen tapu iptali-tescil, olmazsa tenkis davası sonunda, Bölge Adliye Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen karar, süresi içinde davalı vekili ve yargılama giderleri ve vekalet ücretine hasren davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, mirasbırakan babaları...’ın 487 ada 170 parsel sayılı taşınmazını kardeşi olan davalıya satış suretiyle temlik ettiğini, temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek miras payları oranında tapu iptali ve tesciline, mümkün olmazsa tenkise karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalı, taşınmazı 190.000,00 TL bedel ödeyerek satın aldığını, alım gücünün bulunduğunu belirtip davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, muvazaa iddiasının sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Gerekçe ve Sonuç
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 18/12/2018 tarihli ve 2018/1744 E. 2018/2151 K. sayılı kararıyla; taşınmazın bedeli karşılığında davalıya temlik edildiği, muvazaanın bulunmadığı, satış işlemi ivazlı akitlerden olup saklı payı zedeleme kastıyla yapıldığının ispatlanamadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı HMK'nın 353/1.b.2. maddesi gereğince hüküm ortadan kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Dairenin 09/03/2021 tarihli ve 2019/1195 E. 2021/1338 K. sayılı kararıyla; “...Somut olaya gelince, mirasbırakanın alkol bağımlısı olup eski eşi ve çocuklarıyla arasının kötü olduğu, alçı tavan işi yaptığı, taşınmaz satmaya ihtiyacının olmadığı, ev hanımı olan davalının taşınmazı alım gücünün bulunmadığı, davalı tarafından mirasbırakanın borçlusu olduğu icra takip dosyasına yapılan ödemenin taşınmazın güncel değeri nazara alındığında taşınmazın değeri olarak kabulünün mümkün bulunmadığı anlaşıldığından temlikin mal kaçırma amacıyla muvazaalı yapıldığı sonucuna varılmaktadır. Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir...” gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesinin kararı bozulmuştur.
3. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 25/11/2021 tarihli ve 2021/1085 E. 2021/1813 K. sayılı kararıyla; bozma ilamı doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Bölge Adliye Mahkemesi Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili ve harç ve vekalet ücretine hasren davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili; taşınmazın değerinin 222.252,00 TL olduğunu, davacılar tarafından anılan dava değeri üzerinden 2.160 TL harç ödendiği halde Mahkemece eksik vekalet ücretine hükmedildiğini, Mahkemece daha sonradan yatırılan 2.160 TL tamamlama harcının dikkate alınmadığını, harcın da eksik hükmedildiğini belirterek, hükmün düzeltilerek onanmasını istemiştir.
Davalı vekili; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, muris...’ın alkol müptelası olduğunu, bu nedenle sigortalı bir işi olmadığı gibi düzenli iş de alamadığını, nafaka borcunu dahi ödemekten aciz olduğunu, sosyal çevresine de borçlu olduğunu, dava konusu taşınmazı satma ihtiyacında olduğunun sabit olduğunu, davalının ise satın alma gücü olduğunu ispat ettiğini, mirasbırakanın bir kısım borcunun da davalı tarafından ödendiğini, muris...’ın alkol ve hayatına giren hanımlar dolayısıyla borçlarından kalan parayı israf ettiği hususunun tüm aile fertlerince de bilinen bir gerçek olduğunu, aile içinde yapılan ödemenin banka yoluyla yapılmamasının Türk örf ve adetleri bakımından son derece olağan olduğunu, davalının hayatı boyunca yaptığı tüm birikimlerini taşınmaz yabancıya gitmesin diye dava konusu taşınmaza yatırdığını, mirasbırakanın mal kaçırma kastının bulunmadığını belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa tenkis isteğine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1 .01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebileceği belirtilmiştir.
6.2.2. Bilindiği üzere, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davalarında dava değeri, mirasbırakan tarafından temlik edilen taşınmazların dava tarihindeki değeri üzerinden davayı açan mirasçı ya da mirasçıların miras payına isabet eden kısım olup, davanın kabulü halinde harcı ikmal edilen bu değer üzerinden davacılar lehine nispi vekalet ücreti takdir edilmesi, yine bu değer üzerinden nispi karar ve ilam harcına hükmedilmesi gerekmektedir.
6.2.3. Diğer taraftan, harç kamu düzeni ile ilgili olup temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın re’sen gözetilmesi gereken hususlardandır.
6.2.4. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 326/1. maddesinde “Kanunda yazılı haller dışında yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir.” düzenlemesi mevcuttur.
6.3. Değerlendirme
6.3.1. Hemen belirtmek gerekir ki, kararın (V./2.) no.lu paragrafında yer verilen hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak, davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden Reddine.
6.3.2. Davacılar vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Somut olayda, dava 96.200,00 TL değer gösterilmek ve harçlandırılmak suretiyle açılmış, çekişmeli taşınmazın dava tarihi itibarıyla davacıların miras payına isabet eden değeri 222.252,00 TL olarak saptanmış olup, davacılar vekili tarafından bu değer üzerinden harç ikmali yapılmıştır. Bu durumda Bölge Adliye Mahkemesince, 222.252,00 TL üzerinden karar ve ilâm harcına ve davacılar lehine yine harcı tamamlanan bu değer üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, 96.200,00 TL üzerinden eksik harç ve vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmadığı gibi; davacılar tarafından yatırılan 2.160,00 TL tamamlama harcının davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmesi gerekirken bu hususta bir hüküm kurulmamış olması da isabetsizdir.
6.3.3. Ancak; değinilen bu hususlar yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir.
VI. SONUÇ
Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının açıklanan nedenlerle kabulü ile;
1-İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesine ait hükmün B-2. bendinin hükümden çıkarılarak yerine B-2. bent olarak; “Alınması gerekli 15.182,03 TL nispi karar ve ilâm harcından peşin alınan 1.642,86 TL ile tamamlama harcı olarak yatırılan 2.160,00 TL olmak üzere toplam 3.802,86 TL'nin mahsubu ile bakiye 11.379,17-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,”cümlesinin yazılmasına,
2-Hükmün B-3. bendinde yer alan “13.086,00 TL” ibaresinin hüküm yerinden çıkarılarak, yerine; “ 24.007,00 TL” ibaresinin yazılmasına,
3-Hükme B-6. bent eklenerek; “B-6. Davacılar tarafından yatırılan 2.160,00 TL tamamlama harcının davalıdan alınarak davacılara verilmesine,” cümlesinin yazılmasına, hükmün bu şekliyle 6100 sayılı HMK’nın 370/2. maddesi uyarınca DÜZELTİLEREK ONANMASINA, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, alınan peşin harcın temyiz edenlere geri verilmesine, 21/03/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.