"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 22. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil istemli dava sonunda İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince verilen 14.12.2021 tarihli, 2021/896 Esas, 2021/1932 Karar sayılı ilamı yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 31/05/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalı vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen davalı ... ve diğerleri gelmedi. Yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde, mirasbırakan eşi ...’in 48 parsel sayılı taşınmazdaki 13 numaralı bağımsız bölümünü muvazaalı olarak davalı yeğenine temlik ettiğini, murisin taşınmaz satmaya ihtiyacı olmadığını, bedelin çok düşük olduğunu, temliki öğrendiğinde davalının taşınmazın yarısını kendisine devredeceğini, şimdilik kiranın bir kısmını göndereceğini söylediğini, bir müddet para göndermesine rağmen sonradan göndermediğini ve devri de yapmadığını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile mirasçılar adına tesciline karar verilmesini istemiş, aşamada talebini miras payına hasretmiştir.
II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde, taşınmazı 270.000,00 TL bedeli elden ödeyerek satın aldığını, değerin tapuda az harç ödemek için düşük gösterildiğini, bedeli ödemek için arkadaşından ve ağabeyinden borç aldığını, kendi birikimlerini de kullandığını, murisin kendisine bağış yapmasını gerektirecek bir yakınlıkları olmadığını, yüksek bir maaş ile mühendis olarak çalıştığını, taşınmazı alacak ekonomik durumunun olduğunu, murisin ölümünden sonra davacıya ekonomik olarak yardımda da bulunduğunu, davacıdan mal kaçırmak isteyen murisin başka bir taşınmazını da davacıya temlik etmesinin mümkün olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, temlikin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, davalı tarafın istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi tarafından talebin terekeye iade istemli olduğu ve davacı dışında mirasçılar da olduğu, dava dışı mirasçıların muvafakatlerinin alınması ya da terekeye temsilci atanması gerektiği gerekçesiyle esas incelemesi yapılmaksızın istinaf talebinin kabulü ile hükmün kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, Mahkemece kaldırma kararı uyarınca yapılan yargılama sonucunda davacı talebini miras payına hasretmesi nedeniyle davacının miras payı üzerinden davanın kabulüne verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davalı istinaf dilekçelerinde özetle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin kararı sonrası davacının ıslah dilekçesi verip talep sonucunu değiştirdiğini, bunun mümkün olmadığını, terekeye dönme iddiası yönünden diğer mirasçılara tebligat yapıldığını, mirasçıların davaya muvafakat vermediğini, murisin kız kardeşi olan Şerife'nin oğlu olduğunu, murisin taşınmazı 270.000,00 TL bedelle kendisine sattığını, arkadaşı...'dan 30.000,00 TL borç aldığını, bunun geri ödemesini 6 ay sonra yaptığını, ağabeyinden de 73.800,00 TL borç aldığını, evin bedelinin kalan kısmını ise kendi birikimleri ile tamamladığını, evin satıldığı dönemde murisin Kayseri’de ev aldığını ve borçlarının olduğunu, bu hususların tanık anlatımları ile ispatlandığını, Mahkeme kararının hatalı olduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 14.12.2021 tarihli, 2021/896 Esas, 2021/1932 Karar sayılı kararı ile; davacının murisin 2009 yılında evlendiği ikinci eşi olduğu, davalının ise kardeşinin çocuğu olduğu, tanıklarının murisin ekonomik durumunun iyi olduğu, yurt dışından emekli olduğu, davalının yeğeni olduğu, mühendis olarak çalıştığı, taşınmazın alımı için bir miktar borç aldığı, murisin 2000 yılından sonra evlenene kadar kardeşinin yanında kaldığı, evlendikten sonra Kayseri ilinde bir daire aldığı ve dava konusu taşınmazı sattığı yönünde beyanda bulundukları, davalının banka kayıtlarında, taşınmaz alımından önce ağabeyinden para aldığı, taşınmazın satışından 6 ay sonra borç aldığı tanık olarak dinlenen...'a borç geri ödemesi yaptığı, yine Euro hesabında bulunan 68.320,00 TL'yi taşınmaz devrinden iki gün sonra bankadan çektiği, bu haliyle murisin davacı ikinci eşinden mal kaçırmasını gerektirecek bir durumunun bulunmadığı, davacının bu yönde bir ispatının da olmadığı, davalının bedelini ödeyerek taşınmazı satın aldığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı temyiz dilekçesinde özetle, Bölge Adliye Mahkemesinin sadece davalı tarafın ileri sürdüğü iddiaları esas aldığını, kendisi tarafından ispat edilen hususların göz ardı edildiğini, bedel ödenerek taşınmazın alındığına nasıl kanaat getirildiğini anlamadığını, istinaf incelemesinin istenilmesine rağmen duruşmalı yapılmadığını, temlikin bedelsiz olduğunun ispatlandığını, bedeller arasındaki farkın çok olduğunu, bedel ödendiği savunmasının ispatlanamadığını, borç alındığının iddia edildiğini ancak bu paraların murise aktarıldığının ispat edilemediğini, borç alındığının dahi muallak olduğunu, davalının Euro bulunduğunu belirttiği hesabın temlikten birkaç gün önce açılıp temlikten iki gün sonra da kapandığını, murisin taşınmaz satmaya ihtiyacı olmadığını, temlikten kısa süre sonra öldüğünü, terekesinden bu paranın çıkmadığını, davalının bedeli ödediğini yazılı belge ile ispat etmesi gerektiğini, tanık beyanlarının değerlendirilmeye alınmaması gerektiğini, davalının taşınmazın yarısının kendisine vereceğini söylediğini, kira bedelinin yarısını da vereceğini söylediğini ve bir müddet kira ödemesi gönderdiğini, gönderilen bedelin yardım amaçlı olmadığını zira aralarında bir samimiyet olmadığını, tanık beyanlarının da iddialarını doğruladığını, murisin davalıya çok düşkün olduğunu herkesin bildiğini, İlk Derece Mahkemesi kararının yerinde olduğunu, murisin diğer mirasçılarının kendisine muris muvazaası nedeniyle dava açtıklarını ve hukuka aykırı bir şekilde kabul kararı verildiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ile tescil istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. Muris muvazaasında 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yukarıda (V/3.2.) numaralı paragrafta açıklanan yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinin yerinde olmasına göre (IV/3.) numaralı paragrafta belirtilen şekilde kararın verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 20.11.2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davalı vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davacıdan alınmasına, onama harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 31.05.2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.