"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
KARAR : Kısmen Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Tekirdağ 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili ve davalı ... vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmekle; duruşma günü olarak saptanan 07/03/2023 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar ... v.d. vekili Avukat ... ve diğer temyiz eden davalı ... vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalı ... vekili Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlandı, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı: kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, davalılardan ... ile kardeş olduklarını, diğer davalı ...'in ise ...'in oğlu olduğunu, mirasbırakanları ... ...'in 12/09/2000 tarihinde 440 ve 371 parsel sayılı taşınmazlarını dava dışı ... ...'e temlik ettiğini, ... ...'in 21/07/2003 tarihinde her iki taşınmazı davalılardan ...'e devrettiğini, mirasbırakanları ... ...’in de 185 parseli torunu olan davalı ...'e ölünceye kadar bakma akdi ile devrettiğini, temliklerin mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, 185, 440 ve 371 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline, satış ve ölünceye kadar bakma işlemlerinin iptaline karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalılar, mirasbırakan ... ...'in davalı ... ile arasının kötü olduğu dönemde maliki olduğu taşınmazları dava dışı ... ...’e temlik ettiğini, 440 parsel içinde bulunan binayı davalı ...’in inşa ettiğini, bu nedenle anılan taşınmazların ... ...’den bedelini ödeyerek satın alındığını, mirasbırakan ... ...'e kendilerinin baktıklarını, tüm ihtiyaçlarını, erzaklarını, ilaçlarını karşıladıklarını, temliklerin muvazaalı olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 04.02.2021 tarihli ve 2020/149 Esas, 2021/83 Karar sayılı kararıyla; mirasbırakan ... ...’in bakıma ihtiyacının olmadığı, rahatsızlandığı dönemde de çocukları arasında sırayla bakıldığı, 185 parsel sayılı taşınmazını torunu olan davalı ...’a mirasçılardan mal kaçırmak amacı ile muvazaalı olarak temlik ettiği, mirasbırakan ... ...’in mal satmaya ihtiyacı olmadığı, taşınmazların satış bedellerinin ödendiğine dair dosyada delil bulunmadığı, 371 ve 440 parsel sayılı taşınmazların mirasçılardan mal kaçırmak amacı ile muvazaalı olarak temlik edildiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 14.12.2021 tarihli ve 2021/883 Esas, 2021/1916 Karar sayılı kararıyla; mirasbırakan ...'in maddi durumunun iyi olduğu, çiftçilik, icar ve hayvancılıktan gelir sahibi olduğu, dava konusu 371 ve 440 parsel sayılı taşınmazlarını ... ...'e devrettikten sonra Tekirdağ ilinden ev alarak eşiyle birlikte köyden taşındığı, tanık anlatımlarına göre tasarruf tarihinde davacılarla değil davalı oğlu ile ilişkisinin bozuk olduğu, mirasbırakan ...’nin dava konusu 185 parseli devrettiği davalı torunu ile bir süre aynı evde yaşadıkları, sonra davalının evden ayrıldığı, mirasbırakanın davacılardan mal kaçırmasını gerektirecek nitelikte davacılar ile olumsuz bir ilişkisi bulunmadığı, iddianın kanıtlanamadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı HMK’nin 353/1-b-2 maddesi gereği İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 02/06/2022 tarihli ve 2022/844 Esas, 2022/4441 Karar sayılı kararıyla; ''... mirasbırakan ... tarafından ölünceye kadar bakma akdi ile torunu ...’a temlik edilen 185 parsel sayılı taşınmazdaki 2/5 pay yönünden temlikin mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olmadığı saptanmak suretiyle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Davacıların 185 parsel sayılı taşınmaza ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir.
Davacıların 371 ve 440 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Yukarıda değinilen ilkeler ve olgular gözetildiğinde; mirasbırakan ...’in taşınmaz satmaya ihtiyacının olmadığı, dava konusu 371 ve 440 parsel sayılı taşınmazların mirasbırakanın terekesindeki en kıymetli taşınmazlar olduğu, taşınmazların ... ...’e temlik edildiken sonra da davalı ... tarafından kullanıldığı, ... ... tarafından davalı ...’den kira istendiğine dair bir bilginin de dosyaya yansımadığı, özellikle tanık ...’in beyanlarından ... ...’nin ara malik olarak kullanıldığı anlaşılmakta olup, mirasbırakan ...’in dava konusu 371 ve 440 parsel sayılı taşınmazları temlik etmekteki asıl irade ve amacının mirasçılardan mal kaçırmak olduğu sonucuna varılmaktadır.
Hâl böyle olunca, dava konusu 371 ve 440 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın tümden reddine karar verilmesi doğru değildir.'' gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuştur.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin 27.10.2022 tarihli ve 2022/2291 Esas, 2022/1807 Karar sayılı kararıyla; bozma kararında belirtilen gerekçe benimsenmek suretiyle, davalı ... yönünden davanın reddine, davalı ... yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalı ... yönünden verilen kararın onanması talebinde bulunduklarını, davalı ... yönünden ise davanın reddine dair verilen kararın Yargıtay içtihatları, usul ve yasaya aykırı olduğunu, temliklerin muvazaalı, mal kaçırma amaçlı olduğunu, mirasbırakan ...'nin torunu ...'a terekesinin tamamını devrettiğini, iddianın ispatlandığını, davalı ...'ın mirasbırakana bakmadığını, mirasbırakan ile ilgilenmediğini, mirasbırakana davacıların baktığını bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla davalı ... yönünden davanın reddine ilişkin kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalı ... yönünden verilen davanın kabulüne dair kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, cevap dilekçesinde 2 katlı yapının davalı tarafından yapıldığı belirtilmişse de davalıya muhdesatın tespiti davası açılması için süre verilmemiş olmasının usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, tanık beyanlarına eşit derecede itibar edilmesi, tanık beyanları değerlendirilirken tanıkların tarafsızlıkları ve olaylara hakimliklerinin doğru bir şekilde değerlendirilmesi gerektiğini, sözleşmenin tarafı olan ...'in çiftçilik kayıtlarının araştırılmadığını, bu kayıtların ...'in dava konusu taşınmazları kullandığını gösterir resmi kayıtlar olduğunu, mirasbırakanın davanın tarafları ile olan ilişkilerinin hatalı değerlendirildiğini, mirasbırakanın dava konusu taşınmazları ...'e devrinin davacılardan mal kaçırmak değil, davalı ...'den mal kaçırmak olduğunu, ...'in ve davalının alım güçleri bulunup bulunmadığının irdelenmediğini, davacıların iddialarının ispatlanamadığını bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı pay oranında tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu'nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras ... çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 297. maddesinin ikinci fıkrasında; “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesi yer almaktadır. Kamu düzeninden olan doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince hakimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü vardır. Yasa maddesinin bu açık hükmüne göre, mahkemelerce kurulan hükümler infaz sırasında tereddüt ve şüphe yaratmayacak nitelikte olmalıdır.
3. Öte yandan, harç kamu düzeni ile ilgili olup temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın re’sen gözetilmesi gereken hususlardandır.
3. Değerlendirme
1. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiş olup, davacılar vekilinin tüm, davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2. Ancak, somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından 6100 sayılı HMK'nın 373/3. maddesi gereğince bozma kararına uyulduğuna göre, bundan sonra yapılacak iş bozmaya ve HMK'nın 297. maddesine uygun yeni bir karar vermekten ibarettir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 14.12.2021 tarihli ve 2021/883 Esas, 2021/1916 Karar sayılı kararı ile Tekirdağ 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 04.02.2021 tarihli ve 2020/149 Esas, 2021/83 Karar sayılı kararına ilişkin olarak davalılar vekilinin istinaf başvurusu hakkında bir değerlendirme yapıldığı ve mahkeme kararının kaldırıldığı, bundan sonra da Dairece Bölge Adliye Mahkemesinin bu kararının bozulduğu gözetilerek, bozma kararından sonra yeniden hüküm kurulmakla yetinilmesi gerekirken, Tekirdağ 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin anılan kararına karşı istinaf denetimi yapılır gibi istinaf harcına hükmedilmiş olması usul hukukuna açıkça aykırılık oluşturmaktadır.
Ne var ki; bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı HMK'nın 370/2. maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VII. KARAR:
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı tarafın tüm, davalı ...'in diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davalı ...'in temyiz itirazlarının değinilen yönden kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (11.) bendi "11-Davalı ... yönünden istinaf talebinin reddi nedeniyle; alınması gereken 20.835,13 TL(371 ve 440 parseller yönünden) harçtan peşin alınan 5.208,78 TL harç mahsup edildiğinde kalan 15.626,35 TL istinaf harcının davalı ...'e tahsili ile Hazineye irat kaydına, harç tahsil müzekkeresinin temyiz edilen dosyalarda Dairemizce, temyiz edilmeden kesinleşen dosyalarda İlk Derece Mahkemesince ilgili Vergi Dairesine yazılmasına," cümlesinin çıkartılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
03/09/2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davalı ... vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davacılardan alınmasına,
03/09/2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davalı ... vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davacılardan alınmasına,
İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının ilgililere iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.03.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.