"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ: KÜÇÜKÇEKMECE 5. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis davası sonunda Bölge Adliye Mahkemesince bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne ilişkin verilen karar süresi içinde davalı vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 23/05/2022 Pazartesi günü temyiz eden davalı ... ile temyiz edilen davacılar vekili Avukat ... geldi, duruşmaya başlandı, süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, gelen vekilin ve asilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı, dosya incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacılar, mirasbırakanları ...’e ait 7471 parsel sayılı taşınmazın 877/1000 payının davalı oğlu ... tarafından murisin daha önce verdiği vekaletname kullanılmak suretiyle mirasbırakanın ölümünden üç gün sonra muvazaalı olarak adına tescil ettirildiğini, yapılan işlemin kendilerinden mal kaçırma amacı taşıdığını, miras haklarının çiğnendiğini ileri sürerek, davalı adına olan tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline, mümkün olmazsa tenkisine karar verilmesini istemişlerdir.
2. Davacı asiller ... ve ..., kimlik tespitlerinin yapıldığı 27/04/2018 havale tarihli ortak dilekçeleri ile davadan feragat ettiklerini bildirmişlerdir.
II. CEVAP
Davalı, dava konusu taşınmazın öncesinde kendisine ait olduğunu, çalışıp kazandığı para ile satın alındığını, ancak o dönemdeki örf ve adet gereğince mirasbırakan babası adına tescil edildiğini, ölmeden önce mirasbırakanın tanıklar huzurunda bu hususu beyan ettiğini, taşınmazın gerçek sahibine döndüğünü beyan ederek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, devrin diğer mirasçılardan mal kaçırma amacıyla ve muvazaalı olarak yapıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın gerek alınması sırasında gerekse üzerine inşa edilen bağımsız bölümlerin tamamlanması sırasında müvekkilinin ciddi katkıları olduğunu, mirasbırakan tarafından davacılara da birer taşınmaz verildiğini, muvazaalı bir işlemin olmadığını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 16/10/2018 tarihli 2018/1471 Esas 2018/1752 Karar sayılı kararıyla; temlikin ölüm ile son bulan bir vekaletname ile yapıldığı, eldeki davada yolsuz tescile dayanıldığı, ancak davacıların miras payı oranında dava açtıkları, dava dışı mirasçı bulunduğu, elbirliği mülkiyetine konu taşınmaz hakkında miras payı oranında iptal ve tescil davası açılamayacağı, terditli istek olan tenkisin de dinlenemeyeceği gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulüne, 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince hükmün ortadan kaldırılmasına, davacı ... yönünden iptal-tescil isteminin usulden, tenkis isteminin ise esastan reddine, diğer davacılar Kübra ve Urguya yönünden davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Bölge Adliye Mahkemesi kararı Dairece “...tarafların, mirasbırakanın mirasçıları oldukları, aralarında paylı mülkiyet hükümlerinin geçerli olduğu, eldeki davada davaya devam eden davacı ...’in miras payına hasren kardeşi olan davalı ...’e yönelik dava açma hakkı bulunduğu, taraf teşkili açısından davacı ...’in aktif dava ehliyetinin bulunduğu anlaşılmıştır. Hal böyle olunca, işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile ilk istek olan tapu iptal ve tescilin usul yönünden reddine karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesi ile bozulmuştur.
3. Bölge Adliye Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin 09/12/2021 tarihli ve 2021/582 E., 2021/1872 K. sayılı kararıyla; mirasbırakanın 30/09/2017 tarihinde öldüğü, davalının ise mirasbırakandan aldığı vekaletname uyarınca dava konusu taşınmazların 03/10/1997 tarihinde devrini gerçekleştirdiği, bu haliyle işlemin yolsuz olduğu gerekçesiyle davacılardan ... yönünden davanın kabulüne, diğer davacılar yönünden ise feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Bölge Adliye Mahkemesi Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle, dava konusu edilmeyen ancak aynı taşınmaz üzerinde yer alan 10 nolu bağımsız bölümün müvekkili tarafından davacı ...’e 2005 yılında bedelsiz olarak devredildiğini, 1996 yılında dava konusu taşınmaz üzerinde inşaata başlandığını, mirasbırakanın ise 1997 yılında öldüğünü, bu nedenle inşaatın yapımına ilişkin bir takım borçların müvekkili tarafından karşılandığını, ayrıca binanın iyileştirilmesi ve eksikliklerinin giderilmesine ilişkin ödemelerin de yine müvekkili tarafından yapıldığını belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, yolsuz tescil (geçersiz vekaletnameye dayalı) hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa tenkis isteğine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
Bilindiği üzere; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 705. maddesinde; “Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.” 1022/1. maddesinde; “ Aynî haklar, kütüğe tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır.”, 1024/2. maddesinde; “Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.”, 1025/1-2. maddesinde "Bir aynî hak yolsuz olarak tescil edilmiş veya bir tescil yolsuz olarak terkin olunmuş ya da değiştirilmiş ise, bu yüzden aynî hakkı zedelenen kimse tapu sicilinin düzeltilmesini dava edebilir. İyiniyetli üçüncü kişilerin bu tescile dayanarak kazandıkları aynî haklar ve her türlü tazminat istemi saklıdır. " düzenlemelerine yer verilmiştir.
Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler uyarınca, ayni haklar tapu siciline tescil ile doğar ve tescilin hukuki netice doğurabilmesi için de geçerli bir hukuki sebebinin bulunması zorunludur. Bu hususun tapunun illilik prensibinden kaynaklandığı açıktır. Oysa, oluşan sicilin hukuken geçerli bir sebebi bulunmadığı takdirde, tescilin yolsuz tescil niteliğini taşıyacağı ve sicilin iptali gerekeceğinde kuşku yoktur.
6.3. Değerlendirme
Dosya kapsamına, toplanan delillere, hükmün dayandığı (V/6.2) numaralı paragraftaki yasal ve hukuksal nedenlere, (V/2.) numaralı paragrafta yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılmış olmasına göre Bölge Adliye Mahkemesince yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince temyiz edilen davacılar vekili için 3.815,00-TL duruşma vekâlet ücretinin ve aşağıda yazılı 53.217,76 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına 23/05/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.