Logo

1. Hukuk Dairesi2022/925 E. 2022/2818 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın kızlarına yaptığı satış işleminin muris muvazaası içerip içermediği.

Gerekçe ve Sonuç: Mirasbırakanın yaşlılığı, kızlarının bakımını üstlenmiş olması ve devrin tamamının kızlarına yapılmamış olması gibi olgular gözetilerek, mal kaçırma kastının bulunmadığı ve yerel mahkemenin davanın reddine ilişkin kararının bozma kararına uygun olduğu değerlendirilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 15/04/2021 tarihli ve 2020/255 Esas 2021/403 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde asli müdahiller vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, mirasbırakanları ...’un adına kayıtlı ... ada ... parsel sayılı taşınmazdaki payını öncelikle 10.01.2001 tarihinde kızları ... ve ... adlarına satış yolu ile temlik ettiğini, söz konusu payın ... ve ... tarafından ise 08.12.2006 tarihinde dava dışı ...’e, ... tarafından da 25.09.2013 tarihinde davalıya satıldığını, davalı ...’in murisin kızı ...’nin oğlu olduğunu, yapılan işlemlerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, dava konusu 19 parsel sayılı taşınmazdaki 6186/84672 payın saklı payları oranında iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiş, asli müdahiller 15.05.2015 tarihinde harçlandırdıkları dilekçeleri ile aynı iddiaları ileri sürerek, saklı payları oranında tapu iptali ve tescile hükmedilmesini istemişler, 04.05.2016 tarihli dilekçeleri ile davalarını miras payları oranında tapu iptal ve tescil istediklerini bildirerek ıslah etmişlerdir.

II. CEVAP

Davalı, dava konusu taşınmazı muristen değil, dava dışı kişiden iyiniyetli olarak satın aldığını ileri sürerek, davanın reddini savunmuş, feri müdahiller dava konusu taşınmazdaki payın muris tarafından kendilerine satıldığı tarihte, mirasbırakanın oğlu ...’in borçları nedeniyle satış işlemini yapmak zorunda kaldığını, hatta aynı tarihte taşınmazdaki bir kısım payını da dava dışı ...’ye sattığını belirterek, davanın reddini istemişlerdir.

III. MAHKEME KARARI

... 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 18/05/2016 tarihli ve 2015/294 E., 2016/556 K. sayılı kararıyla; devrin mal kaçırma kastı ile ve muvazaalı olarak yapıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde davalı ve feri müdahiller vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Dairenin 05.02.2020 tarihli ve 2016/12489 Esas - 2020/573 Karar sayılı kararıyla; "... mirasbırakanın temlik tarihinde 84 yaşında olduğu, tanık beyanları itibariyle; murisin yaşlılığından dolayı çeşitli hastalıklarının bulunduğu, kızı ...’nin yanında yaşadığı, bakım ve gözetiminin kızları ... ve ... tarafından yapıldığı, ayrıca murisin dava konusu taşınmazda kızları ... ve ...’ye sadece bir kısım payını devrettiği, yine bu devir işleminin yapıldığı gün murisin uhdesinde kalan 2004/84672 payını da dava dışı ...’ye satış yolu ile temlik ettiği, eğer mal kaçırma amacı olsaydı murisin payının tamamını kızlarına devretmesi gerektiği hususları da göz önünde bulundurulduğunda, murisin amacının diğer mirasçılardan mal kaçırmak olmadığı, kendisinin bakım ve gözetimi ile ilgilenen kızlarına duyduğu minnet karşılığında dava konusu taşınmazın devredildiği sonuç ve kanaatine varılmaktadır. Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuş; davacı ve asli müdahiller vekilinin karar düzeltme istemi Dairenin 21/09/2020 tarihli 2020/2137 Esas 2020/4281 Karar sayılı kararıyla reddedilmiştir.

3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen karar

Mahkemenin 15/04/2021 tarihli ve 2020/255 Esas 2021/403 Karar sayılı kararıyla; bozma ilamında belirtilen gerekçe benimsenmek suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asli müdahiller vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Asli müdahiller vekili temyiz isteminde özetle; mirasbırakanın yatalak olmadığını, kendi işini kendisinin yapabildiğini, kız çocukları tarafından bakılıp gözetilmediğini, ölmeden önceki son 1,5 ayını kızının evinde geçirdiğini, genellikle oğlu ...’in yanında kaldığını, bakım ve gözetiminin genellikle oğlu ... tarafından yapıldığını, asıl amacın kız çocukları lehine mal kaçırmak olduğunu, bu nedenle davanın kabulü yönünde hüküm kurulması gerekirken hatalı olarak reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2. Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nispi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada mirasbırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.

Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.

6.3. Değerlendirme

Kararın (IV/2.) numaralı paragrafında yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

V. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; asli müdahiller vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının temyiz eden asli müdahillerden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.