Logo

1. Hukuk Dairesi2022/929 E. 2022/3296 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ: AKÇAKOCA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil,tenkis davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine ilişkin kararın, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, mirasbırakan babası ...’un maliki olduğu 421 ada 11 parsel sayılı taşınmazdaki 7 numaralı bağımsız bölümü ölünceye kadar bakma akdi ile davalı gelini ...’a temlik ettiğini, yapılan işlemin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek,tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tesciline, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, davacının mirasbırakan ve eşine karşı evlatlık görevini gereği gibi yerine getirmediği gibi mirasbırakan ile arasında çeşitli nedenlerden kaynaklanan bir çok dava olduğunu, mirasbırakan ve eşinin davacıya ait İstanbul ilinde bulunan evde ikamet ederlerken davacı tarafından evden çıkarılmaları nedeni ile Akçakoca’ya taşınmak zorunda kaldıklarını, kendisi ve eşinin de mirasbıranla birlikte Akçakoca’ya taşındıklarını, mirasbırakanın yaşının ileri olup, bir çok rahatsızlığının bulunduğunu, kayınvalidesinin ise alzheimer hastası olup yatalak olduğunu, mirasbırakan ve eşinin tüm bakım ve ihtiyaçlarının kendisi ve eşi tarafından karşılandığını, temlikin bakım ve minnet karşılığı yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, temlikteki asıl amacın mirasçıdan mal kaçırmak değil, ölünceye kadar bakıp gözetme olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri Özetle

Mirasbırakan ve eşinin emekli maaşları ve kira gelirlerinin bulunduğunu, mirasbırakanın çeşitli tarihlerde oğluna ve davalı gelinine para gönderdiğini, bu paraların bakıcı ücretleri olduğunu, murisin tüm maddi imkanlarını davalı ve eşi için kullandığını, yani mirasbırakanın kendi ve eşinin bakımı için gerekli tüm giderleri kendisinin karşıladığını, bu bedelleri de davalı ve eşinin banka hesabına havale yaptığını, mirasbırakanın kendi ve eşinin bakımı için taşınmaz devrine ihtiyacı olmadığını, asıl mirasbırakanın oğlu ve gelinine destek olduğunu, temlik tarihinde mirasbırakanın herhangi bir sağlık sorunu bulunmadığını, mirasbırakanın davacıyı dışladığını, mirasbırakan ve eşinin bakımının bakıcılar tarafından yapıldığını, mirasbırakanın ölene kadar kendi işlerini yapabilecek durumda olduğunu, sözleşmenin bakım ihtiyacından değil, mal kaçırmak amacıyla yapıldığını, davalı tanık beyanlarının kendi içinde çelişkili olduğunu, mirasbırakanın dava konusu taşınmaz dışında sahip olduğu başka bir taşınmazını da 2014 yılı Eylül ayında davalının eşi ...’ye devrettiğini, Mahkemece bu hususun hiç dikkate alınmadığını, mirasbırakanın bakım karşılığı değeri çok yüksek olan taşınmazını gelinine devretmesini gerektirir bir durum olmadığını, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 22/12/2021 tarihli ve 2021/1754 Esas 2021/1649 Karar sayılı kararıyla; muris ...’nin astsubay emeklisi, eşi ...'in ev hanımı olduğu, her ikisinin de maaş gelirlerinin olduğu, murisin ölümünden önce yaşa bağlı olarak böbreğinden ve kalbinden sağlık sorunları olduğu, davacı ile eşinin tutumları nedeni ile muris ile davacı kızının arasının ölünceye kadar bakma akdi tarihinden yaklaşık 3-4 yıl öncesinden itibaren bozulduğu, hatta muris ve eşinin İstanbul'da davacı ve eşine ait evde otururken aralarındaki bir meseleden dolayı davacının eşinin muris ve eşine karşı oturdukları bu evden çıkmaları için noter ihtarını gönderdiği, bu ihtardan sonra muris ve eşinin İstanbul'daki evi boşaltıp Akçakoca'daki davaya konu murise ait eve yerleştikleri, murisin eşi ...'in alzeheimer ve yatalak olduğu, muris ve eşi Akçakoca'ya dönünce davalı ve eşinin de muris ve eşi ile ilgilenmek için İstanbul'dan Akçakoca'ya yerleştikleri ve muris ve eşinin oturdukları eve yakın bir sokaktaki evde oturmaya başladıkları, davacının resmiyette eski eşi olan ... ile davalının eşi olan ... arasında bu olaylar öncesinde iş ilişkisi bulunduğu, bundan dolayı da davalının eşi ile davacı ailesi arasında anlaşmazlık olduğunun sabit olduğu, davaya konu taşınmazın muris ve eşinin vefat edene kadar oturdukları mesken olduğu, 2014 yılından murisin eşi ...vefat edene kadar davalının sürekli olarak muris ve eşi ile her konuda ilgilendiği, ihtiyaçlarını giderdiği, her ne kadar muris ve eşi için bakıcı ve temizlikçi tutulmuş ise de tüm bunların kontrol ve denetiminin ve idaresinin de davalı gelin tarafından yapıldığı, tüm bu süreçte yani 2014 yılından itibaren davacının hiçbir şekilde muris babası ve annesi ile ilgilenmediği, keşfen belirlenen taşınmazın değeri dikkate alındığında yine murisin asıl gayesinin kendi ile birlikte asıl yatalak ve alzheimer olan eşinin bakım ve ihtiyaçları olduğu, murisin sözleşme yapmasındaki temel gayelerinden birinin de eşinin kendisi vefat ettiği takdirde geride tek başına ve sahipsiz olarak kalmaması olduğu, nitekim davalının da ölünceye kadar bakma akdi alacaklısı olan muris vefat etse de sağ kalan eşine ölünceye kadar bakmaya devam ettiği, tüm bu 5-6 yıllık süreçte davalının muris ve eşinin kızı gibi davrandığı ve tüm ihtiyaçlarını giderdiği dolayısıyla bakım akdinin gereğini ifa ettiği, ölünceye kadar bakım akdinin ivazlı olduğu, murisin mal kaçırma kastı ile hareket etmediği, ilk derece mahkemesince davanın reddine yönelik verilen kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebinin HMK'nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri Özetle

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ile kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ölünceye kadar bakma aktinden kaynaklanan muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) m. 611. maddesine göre ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir akittir. (818 s. Borçlar Kanunu'nun (BK) m. 511). Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer. (TBK m. 614 (BK) m. 514)).

Hemen belirtmek gerekir ki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz.

Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. (TBK m. 19 (BK m. 18)). Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 1.4.1974 gün ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı olayda, uygulama yeri bulur.

Miras bırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi içinde, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerekir.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle (V/3.2.) nolu paragrafta yer verilen yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinin yerinde olmasına, (III) nolu paragrafta yer verilen İlk Derece Mahkemesinin gerekçesine göre Bölge Adliye Mahkemesince (IV/3.) nolu bentte yazılı olduğu üzere karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, davacıdan temyiz karar harcı peşin alındığından, başkaca harç alınmasına yer olmadığında, 20/04/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.