"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : TRABZON 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden bozulmasına dair verilen karara, Bölge Adliye Mahkemesince uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulü ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline ilişkin verilen karar, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmekle; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, davalı ile aralarında akdedilen genel kredi sözleşmesinin temini için maliki olduğu 1260 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki C -Blok 1 no.lu bağımsız bölüm üzerine davalı banka lehine ipotek tesis edildiğini, davalı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi suretiyle başlatılan takip sonucunda taşınmazın alacağına mahsuben davalıya ihale edildiğini, taşınmazın davalı adına tescilinden sonra açılan ihalenin feshi davasının kabul edilip kesinleştiğini, davalı adına oluşan tescilin yolsuz hale geldiğini ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, davanın açılmasında davacının hukuki yararı bulunmadığını, mahkeme kararı olmadan da tescilin talep edilebileceğini, davanın açılmasına sebebiyet vermediğini, bu nedenle yargılama giderlerinden sorumlu tutulmaması gerektiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, davacının eldeki davayı açmasında hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle, davanın usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf dilekçelerinde özetle; davacı ile davalı arasında akdedilen sözleşmenin teminatı olarak dava konusu taşınmaz üzerinde davalı lehine ipotek tesis edildiğini, davalı tarafça ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığını, taşınmazın satışa çıkarıldığını ve 24/10/2013 tarihinde alacağına mahsuben davalıya ihale edilerek adına tescil olunduğunu, davacı tarafça ihalenin feshi davası açıldığını, Trabzon İcra Hukuk Mahkemesinin 2014/12 Esas, 2014/670 Karar sayılı kararıyla davanın kabul edilerek ihalenin feshine karar verdiğini ve kararın 05.05.2015 tarihinde kesinleştiğini, ihalenin feshi kararının kesinleşmesi ile davalı adına yapılan tescilin hukuki dayanaktan yoksun hale gelip, yolsuz tescil durumuna dönüştüğünü, bu nedenle de tapu iptali ve tescil davası açıldığını, Mahkemece HMK'nın 114/1-h ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesinin doğru olmadığını ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Trabzon Bölge Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 23/09/2020 tarihli ve 2020/348 Esas, 2020/405 Karar sayılı ilamı ile; ihalenin feshi kararının kesinleşmesiyle davalı adına oluşan tescilin yolsuz hale geldiği, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunduğu, ancak ihale kesinleşmeden davalı adına tescilin yapılmış olmasının davalının kusurundan kaynaklanmadığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ortadan kaldırılarak davanın kabulüne, yargılama giderlerinin tarafların üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflarca temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Bozma Kararı
Dairenin 22/09/2021 tarihli, 2020/3862 Esas, 2021/4484 Karar sayılı kararı ile; "Hemen belirtilmelidir ki; ihalenin feshi davasının kesinleşmesiyle davalı adına oluşan tescilin dayanaksız kaldığı ve yolsuz tescil niteliğine dönüştüğü gözetilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır... Bölge Adliye Mahkemesince dava kabul edilerek iptal ve tescile hükmedilmiş, ancak ihale kesinleşmeden davalı adına tescilin yapılmış olmasının davalının kusurundan kaynaklanmadığı gerekçesiyle harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinden davalının sorumlu tutulmamasına karar verilmiştir. Somut olayda, davacı taraf yolsuz tescil hukuksal nedenine dayanarak eldeki davayı açmış, davalı ise açılan davayı kabul etmediği gibi, davanın reddi yönündeki itirazlarını kanun yolları aşamasında dahi sürdürmüştür. O halde, davacının dava açmadan önce hakkını elde edebileceğinden bahsedebilme olanağı yoktur. Hâl böyle olunca, 6100 sayılı HMK’nın 326/1. fıkrası gözetilerek yargılama giderlerinden davada haksız çıkan davalı sorumlu tutularak, davacı yararına yargılama giderlerine ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.” gerekçesiyle mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
3. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin 09/12/2021 tarihli ve 2021/1254 Esas, 2021/1342 Karar sayılı kararı ile; davanın kabulü ile davalı tarafın davanın açılmasına sebebiyet vermiş olması nedeniyle yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Bölge Adliye Mahkemesi Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflarca temyiz isteminde bulunulmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
5.1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; yargılama sırasında harca esas değerin tespiti için keşif talebinde bulunulduğunu, ancak Mahkemece davanın usulden reddine karar verilmesi nedeniyle keşif yapılmadığını,Yargıtay bozma kararı sonrası Bölge Adliye Mahkemesinden dava konusu taşınmazın harca esas değerinin tespiti için keşif yapılmasının talep edilmesine rağmen Bölge Adliye Mahkemesince bu talebin reddedildiğini ve harca esas değer tespit edilip eksik harç tamamlanmadan karar verildiğini, keşif yapılarak harca esas değerin tespit edilmesi, harcın tamamlanması ve bu bedel üzerinden davacı lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın vekalet ücreti yönünden bozulmasını istemiştir.
5.2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacı tarafça 2014 yılında ihalenin feshi davası açıldığını, 2017 yılında ise eldeki davanın ikame edildiğini, davacının eldeki davayı açmakta hukuki yararı olmadığını, bu nedenle İlk Derece Mahkemesi kararının hukuka uygun olup, davacının istinaf isteğinin reddedilmesi gerektiğini, davacının tescili sağlamak için satış işlemlerinin yapıldığı esas icra dosyasına talimat icra dosyasına veya Tapu Müdürlüğüne başvurması gerektiğini, bu başvuruların yapılmadan eldeki davanın açılmasının yersiz olduğunu, davacının usul ekonomisi gereği taleplerini daha kolay yollarla çözebilecekken eldeki davayı açmakta hiç bir hukuki yararı olmadığını ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1. Bilindiği üzere, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 705. maddesinde; “Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.”, 1022/1. maddesinde; “Aynî haklar, kütüğe tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır.”, 1023. maddesinde; “ Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.", 1024/2. maddesinde; “Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.”, 1025/1-2. maddesinde "Bir aynî hak yolsuz olarak tescil edilmiş veya bir tescil yolsuz olarak terkin olunmuş ya da değiştirilmiş ise, bu yüzden aynî hakkı zedelenen kimse tapu sicilinin düzeltilmesini dava edebilir. İyiniyetli üçüncü kişilerin bu tescile dayanarak kazandıkları aynî haklar ve her türlü tazminat istemi saklıdır. "
6.3. Değerlendirme
6.3.1. Hükmüne uyulan (V/2.) numaralı paragrafta belirtilen bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak (V/3.) numaralı paragrafta yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan, 10.246,50 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına 13.04.2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.