"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : KAYSERİ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil istekli dava sonunda Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesince verilen 04/12/2018 tarihli 2018/870 Esas – 2018/1558 Karar sayılı karar, yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 25/10/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı ... vekili Avukat .... geldi. Davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalı ... ve diğerleri gelmedi. Yokluklarında duruşmaya başlandı, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, ada parsel numaralarını dava dilekçesinde bildirdiği taşınmazların (10 parça) murislerinden intikal ettiğini, ancak kadastro çalışmaları sırasında davalıların murisi Bahtiyar adına yazıldığını, daha evvel Kayseri 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/197 Esas sayılı dosyasında iptal tescil isteğinde bulunduğunu, davalıların uzlaşma istemeleri üzerine davadan vazgeçtiklerini, davalıların uzlaşmak yerine daha da saldırgan tutum sergileyip taşınmazlardaki hisselerini iade etmediklerini ileri sürerek, davalılar adına kayıtlı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Kayseri 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 01/11/2017 tarihli ve 2017/735 E., 2017/731 K. sayılı kararıyla; Kayseri 7.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/197 E., sayılı dava dosyası ile işbu dava dosyasında dava konusu edilen aynı taşınmazlar yönünden aynı davalılara karşı aynı davacı tarafından açılan davada davacı tarafından feragat edildiğinden, davacının dava konusu taşınmazdaki haklarından da feragat etmiş sayıldığı, yeniden aynı davayı açmakta hukuki yararı kalmadığı, ayrıca aynı davalılara karşı açılmış olan bir davada verilen ve henüz kesinleşmeyen bir karar da bulunduğundan HMK'nın 114/1-ı maddesi gereğince dava şartı bulunmadığından HMK'nın 115. maddesi gereğince de davanın reddine karar verilmiştir.
III. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, daha evvel görülen davada davacının davadan vazgeçtiği halde feragat ettiği yönünde hüküm kurulmuş olmasının hakkın özünden vazgeçildiği anlamı taşımayacağını, davadan vazgeçme olarak kabul edilmesi gerektiğini, gerek dilekçede, gerekse yargılama oturumunda vazgeçme beyanında bulunduğunu, buna göre dosyanın işlemden kaldırılması ile yenilenmeyen davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiğini, ayrıca "şimdilik" ifadesi kullanıldığı için davada taşınmazlar yönünden hakkından vazgeçmeyeceğinin de anlaşılabileceğini, feragat anlamında değil, davayı daha sonra yeniden açmak üzere geri aldığı anlamı taşıyacağını, dilekçenin hazırlandığı tarihte 62 yaşında köyde yaşayan birisi olan davacının feragat sözcüğünün sonuçlarını anlayabilecek bilgiye sahip olmadığı gibi, kalem tarafından düzenlenen dilekçe davacıya okutulmadan imzalatılmak suretiyle tasdik edilmiş olmasının doğru olmadığını belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 04/12/2018 tarihli ve 2018/870 Esas - 2018/1558 Karar sayılı kararıyla; somut olayda evvelce davacı tarafından aynı taşınmazlar hakkında aynı hukuki gerekçe ile açılan davadan daha sonra feragat edildiği, bu sebeple davanın reddine karar verildiği, davacı aynı gerekçelerle aynı taşınmazları eldeki dosyada yeniden dava konusu yapmış ise de, evvelce belirtilen taşınmazlar yönünden hakkından feragat etmiş olması sebebiyle eldeki davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığından mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olmasında herhangi bir isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki itirazlarını yineleyerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali-tescil istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. Bilindiği üzere, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 16. maddesi uyarınca, gayrimenkulün aynına taalluk eden davalarda dava değerinin gayrimenkulün değerine göre belirleneceği öngörülmüştür. Dava değerinin belirlenmesinde taşınmazın dava tarihindeki keşfen saptanacak gerçek değerinin esas alınacağı kuşkusuzdur.
3.2.2. Aynı Yasa'nın 30. maddesi ise “Muhakeme sırasında tespit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılıyorsa, yalnız o celse için muhakemeye devam olunur, takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 409. maddesinde (HMK 150) gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulması noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır.” şeklinde, 32. maddesi ise; “Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz. Ancak ilgilisi tarafından ödenmeyen harçları diğer taraf öderse işleme devam olunmakla beraber bu para muhakeme neticesinde ayrıca bir isteğe hacet kalmaksızın hükümde nazara alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.
3.3. Değerlendirme
3.3.1. Somut olayda, davanın 10.000 TL değer gösterilmek suretiyle açıldığı ve yargılama sırasında çekişmeli taşınmazların dava tarihi itibariyle değerinin keşfen saptanmadığı anlaşılmaktadır.
3.3.2. Harçlar Kanunu'nun uygulaması kamu düzenini ilgilendirmesi nedeniyle hakim tarafından re’sen gözetilmesi gereken bir husustur. Öte yandan dava konusu taşınmazlarla ilgili verilecek nihai kararın istinaf ve temyiz yasa yollarına götürülüp götürülemeyecekleri de dava değerine göre belirlenecektir.
3.3.3. Hal böyle olunca, dava konusu taşınmazlar başında keşif yapılarak Harçlar Kanunu'nun 16. maddesi uyarınca taşınmazların dava tarihindeki değerinin belirlenmesi ve belirlenen değer üzerinden eksik harcın tamamlanması için davacıya süre verilmesi, harcın tamamlanması halinde davaya devam edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
V. SONUÇ
Yukarıda açıklanan nedenle, davacının değinilen yön itibariyle yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373/1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 HMK'nın 371/1-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Kayseri 2. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesine gönderilmesine, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca gelen temyiz eden davacı vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davalılardan tahsiline, 25/10/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.