Logo

1. Hukuk Dairesi2022/968 E. 2022/2476 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından, hile yoluyla taşınmazlarının elinden alındığı iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasının reddine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının iradesini sakatlayan hileye dair iddiasını ispatlayamaması ve davalıların kötü niyetli olduklarına dair delil bulunmaması gözetilerek, mahkeme kararlarının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen asıl ve birleştirilen davaların reddine ilişkin kararın, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/(1)-b-1 maddesi gereğince esastan reddine dair karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosyadaki belgeler incelenerek gereği düşünüldü:

I. DAVA

Asıl ve birleştirlen davalarda davacı, adına kayıtlı 618 ve 1123 parsel sayılı taşınmazlar karşılığında, otel hissesi verileceği söylenerek taşınmazların temlikinin sağlandığını, yaşlı, tecrübesiz ve düşüncesiz oluşundan faydalanılarak davalılar ve dava dışı kişiler tarafından çeşitli hile ve yalanlar ile kandırıldığını ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile adına tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılardan ..., davacının taşınmazları kendisine emaneten temlik ettiğini, davacının talimatı ile davalılara satış yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Davalılar ..., iyiniyetli üçüncü kişi olduklarını, dava konusu taşınmazları bedelini ödemek suretiyle satın aldıklarını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Çubuk Asliye Hukuk Mahkemesinin 12/06/2019 tarihli ve 2014/151 E., 2019/368 K. sayılı kararıyla; davacının akıl sağlığının yerinde olduğu, müteahhitlik yapması sebebiyle davaya konu işlerden anladığının anlaşıldığı iddiaların davalılarla bağlantısının kurulamadığı, davalıların aldatma eylemine iştirak ettiğini gösterir bir delilin ortaya konmadığı, dosyadaki delillerin davalıların savunmalarını destekler nitelikte olduğu gerekçesiyle, asıl ve birleştirilen davaların reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

Davacı vekili, Yerel Mahkeme tarafından eksik inceleme ile karar verildiğini, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın reddine gerekçe olarak hilenin söz konusu olmadığının gösterildiğini, oysa davada birden fazla hukuki sebep belirttiklerini, ret gerekçesinin hukuka aykırı olduğunu, hakkında vasi tayinine yer olmadığına karar verilmiş olmasının ve davalılar ve dava dışı kişiler hakkında takipsizlik kararı verilmiş olmasının, kandırıldığı ve hile ile ya da gabin ile taşınmazlarının elinden alınması gerçeğini değiştirmeyeceğini, bilgisizliği, yaşlılığı, tecrübesizliği ve iyiniyetinin kullanılması suretiyle adına kayıtlı taşınmazların bila bedelli olarak elinden alındığını ileri sürerek istinaf başvurusunda bulunmuştur.

3. Gerekçe ve Sonuç

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 29/04/2021 tarihli 2020/381E., 2021/836 K., sayılı kararıyla; asıl ve birleştirilen davaların hile hukuksal nedenine dayalı olduğu, davacı ile davalı ...'i, dava dışı...'ın tanıştırdığı ve davalı ...'in, yargılama aşamasında ve savcılık soruşturması sırasında taşınmazların kendisine bedelsiz olarak emaneten davacı tarafından devredildiğini kabul ettiği, davalı ...'in taşınmazları 30/12/2013 tarihinde temlik aldığı ve 1123 parsel sayılı taşınmazı 29/01/2014 tarihinde davalı ...'e, 618 parsel sayılı taşınmazı ise 07/02/2014 tarihinde davalı ...'a satış suretiyle temlik ettiği, taşınmazların kayıt malikleri olan davalılar ...'in, davacının iradesini hile ile fesada uğrattığı iddia edilen kişilerle el ve işbirliği içerisinde hareket ettiklerinin ve kötüniyetli olduklarının ispatlanamadığı, davacının tazminat talebinin bulunmadığı, davaların ispatlanamadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş olmasında ve hükmün kuruluş biçiminde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine, karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili, dava konusu taşınmazların keşif sonucu belirlenen değerleri ile satış değerleri arasındaki fark ve taşınmazların çok kısa sürede el değiştirmiş olması birlikte değerlendirildiğinde müvekkilinin kandırıldığının görüleceğini, davalıların Çubuk’ta ikamet etmediklerini, yatırım amaçlı aldıklarını beyan etmelerine rağmen taşınmazların şehir merkezine uzak olması nedeniyle yatırıma uygun olmadıklarını, bu hususun davalıların iyi niyetli olmadıklarını açıkça gösterdiğini, Bölge Adliye Mahkemesince ileri sürdükleri dava sebeplerinin tek tek ele alınmayıp sadece hile dava sebebi yönünden değerlendirme yapıldığını diğer sebeplerin göz ardı edildiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, hile hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. Hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır.

3.2.2. 6098 s. TBK 36/1. (818 s. Borçlar Kanunun (BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.

3.2.3. 6100 sayılı HMK’nın 190. maddesinde, "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir."

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür." hükümlerine yer verilmiştir.

3.3. Değerlendirme

Kararın (III.) ve (IV/3.) numaralı paragraflardaki gerekçeler yerinde bulunmakla, dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.

VI. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının davacıdan alınmasına, 28/03/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.