"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/99 E., 2021/196 K.
HÜKÜM : Usulden Ret
Taraflar arasında Mahkemesinde görülen kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Davacı Hazine vekili dava dilekçesinde, ... ili, ... ilçesi... mahallesinde bulunan 843 parsel sayılı gölet alanının kamulaştırılması sırasında davalının murisi... adına kayıtlı 1100m2 alanın istimlak edildiğini, kadastro çalışmaları neticesinde Hazine adına kayıt oluşturulması gerekirken taşınmazın aynı yer 861 sayılı parselde davalı adına kayıtlı taşınmaz içerisinde kaldığını, belirterek taşınmazın tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde, dava konusu taşınmazın ilk olarak 29.12.1966 tarihinde ... adına, ikinci kadastro çalışmasında da davalı adına tapulamasının yapıldığını, 1989 yılında son kadastro tespit işlemi yapıldığından hak düşürücü süre geçtiği için davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 09.06.2016 tarih ve 2015/534 Esas, 2016/337 Karar sayılı kararı ile; zabıt kütüğünde 66 sıra 19 sayfa ve 132 cilt numarasında... adına kayıtlı taşınmazın yine davalının mirasbırakanı...'a ait 8 sıra 169 cilt ve 60 sayfa numarasında kayıtlı ve 861 parsel nolu 17615,23 m²'lik tarla vasıflı taşınmazın içerisinde sınırlandırmaya tabi tutularak haksız ve fazladan yer tespiti yapıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne, 861 sayılı parselin 1100 m²'lik kısmının tapu kaydının iptaline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı tarafından temyiz isteminde bulunulmuş, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 03.06.2020 tarihli ve 2016/18196 Esas, 2020/1385 Karar sayılı kararı ile; Hazinenin davasının özel mülkiyet iddiasıyla açılan tapu iptal ve tescil davası olduğu, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12 nci maddesinin 3 ncü fıkrasındaki hak düşürücü süre geçtikten sonra açılmış olması nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmesinin isabetsiz bulunduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 01.07.2021 tarihli ve 2021/99 Esas, 2021/196 Karar sayılı kararıyla, bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Dava dilekçesindeki iddialar tekrarlanarak kararının bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Somut olayda, dava konusu 861 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin 30.01.1987 tarihinde kesinleştiği, davanın ise 15.10.2015 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
3. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3 üncü maddesindeki hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşılmakla, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI.KARAR
Açıklanan sebeplerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
492 Sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13 üncü maddesinin j bendi gereğince temyiz eden davacı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
10.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.