Logo

1. Hukuk Dairesi2023/1152 E. 2023/1186 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçip geçmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğinin tespit edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi’nin davanın reddine ilişkin kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar ... ile ... vekili dava dilekçesinde; dava konusu 486 parsel sayılı taşınmazın evveli itibariyle müvekkillerinin murisi olan babaları ...’e ait olduğunu, taşınmazın ... tarafından sağlığında müvekkillerine hibe edildiğini, taşınmazın bir bölümünde ... tarafından dikilmiş zeytin ağaçları bulunduğunu, kalan kısmının ise bahçe ve tarla olarak kullanıldığını, taşınmazda müvekkilleri lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğunu ileri sürerek, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkilleri adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine temsilcisi cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu, kaldı ki taşınmaz 02.03.2007 tarihinde onaylanan mevzi imar planında Küçük Sanayi Sitesi olarak ayrıldığından zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. MÜDAHALE

1. ... vekili müdahale dilekçesinde; davacıların müvekkilinin kardeşi olduğunu, dava konusu taşınmazın iddia edildiği gibi müvekkili ile davacıların murisi olan babaları ...’den geldiğini ancak murisin sağlığında taşınmazı davacılara hibe etmediğini, taşınmazda tüm ... mirasçılarının hakkının bulunduğunu ileri sürerek, taşınmazın tapu kaydının müvekkilinin miras payı oranında iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

2. S.S. ... Küçük Sanayi Sitesi Kooperatifi vekili müdahale dilekçesinde; dava konusu taşınmazın ... Belediye Başkanlığı tarafından meclis kararıyla Küçük Sanayi Sitesi kapsamına alındığını, davanın kabulüne karar verilmesi halinde, bu durumdan müvekkillinin de etkileneceğini ileri sürerek, davalı taraf yanında fer'î müdahil olarak davada yer almak istemiştir.

IV. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 30.11.2021 tarihli ve 2018/730 Esas, 2021/580 Karar sayılı kararıyla; davanın, tespit öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu, dosya kapsamından, dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin 09.10.1986 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın ise 14.09.2018 tarihinde açıldığı, bu durumda 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş bulunduğu, öte yandan, davacı tarafın babalarından gelen miras hakkına dayanarak eldeki davayı açtığı, Mahkemece muris ...’in davacılar dışındaki diğer mirasçılarının muvafakatini dosyaya sunmak üzere davacı tarafa süre verildiği ancak diğer mirasçıların davaya katılımının sağlanamadığı gerekçesiyle;

Davacıların davasının reddine,

Asli müdahil tarafından açılan davanın 30.11.2021 tarihi itibariyle işlemden kaldırılmasına ve dosyanın tefriki ile ayrı bir esasa kaydına karar verilmiştir.

V. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesi kararına karşı süresi içerisinde davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın yerinde olmadığını, mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar tarafından, dava konusu taşınmazın müvekkillerinin murisinden geldiği ve murisin sağlığında taşınmazı davacılara verdiğinin beyan edildiğini, dava konusu taşınmazın imar planı kapsamına alınmasına ilişkin kararın iptali için dava açtıklarını, Danıştay tarafından, dava konusu taşınmazın tarım arazisi vasfında olduğunun kabul edildiğini, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerle davalarını kanıtlamış olmalarına rağmen davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğunu ileri sürerek, istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 29.09.2022 tarihli, 2022/1563 Esas, 2022/1422 Karar sayılı kararıyla; kadastro öncesi nedenlere dayalı olarak, mülkiyet iddiasıyla, 14.09.2018 tarihinde açılan eldeki davada, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtiği, bu nedenle yerel mahkemenin davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine ilişkin kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle;

Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun, HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davacılar vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde belirtilen sebepleri tekrarla, müvekkillerinin dava konusu taşınmazda 60 yıldan fazla süredir zilyetliğinin bulunduğunu, bu kadar uzun süredir kullanılan bir yerdeki hakkın, hak düşürücü süre nedeniyle kaybedilmesinin adalete ve vicdani kanaatlere aykırı olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava; kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi; “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.” hükmünü içermektedir.

2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 02.03.1996 tarihli ve 1995/20-1086 Esas, 1996/174 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere; “… Bu sürenin doğrudan doğruya kamu düzenini ilgilendirmesi nedeniyle davanın hangi aşamasında olursa olsun, mahkemece kendiliğinden gözetilmesi gerekir. Bu nitelikleriyle dava engellerinden olup, ilk önce incelenmesi icap eder. Davada hak düşürücü süre söz konusu ise dava dinlenilemez, işin esası incelenemez. Dava dinlenemeyeceğine göre, kadastrodan önce var olan bir kesin hükmün de tartışma konusu yapılma olanağı yoktur...”

3. Değerlendirme

Kadastro sonucunda Kahramanmaraş ili, ... ilçesi, Yolboyu köyü çalışma alanında bulunan 244 parsel sayılı 84.000,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davacıların murisi ... adına tespit edilmiş; Hazine tarafından taşınmazın tespitine itiraz edilmesi üzerine, ... Tapulama Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, Mahkemenin 09.12.1983 tarihli ve 1975/220 Esas, 1983/59 Karar sayılı kararıyla, davanın kabulüne, dava konusu 244 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmiş; hüküm, Yargıtay denetiminden geçmek suretiyle 09.10.1986 tarihinde kesinleşmiş ve tapuya tescil edilmiştir. Bilahare taşınmazın bir kısmının hükmen pilon yeri olarak Türkiye Elektrik Kurumu adına tescil edilmesi üzerine taşınmaz, 386 ve 387 parsel sayılı taşınmazlara ifraz edilmiş, 386 parsel sayılı taşınmazın ise bir bölümünün yol olarak terkin edilmesi üzerine, Hazine adına tescil edilmiş olan 82.189,21 metrekare yüzölçümlü dava konusu 486 parsel sayılı taşınmaz ile dava dışı 487 parsel sayılı taşınmazlar oluşmuştur.

Dosya içeriğine, (V/3.) numaralı paragrafta yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçelere, dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği 09.10.1986 tarihinden, davanın açıldığı 14.09.2018 tarihine kadar 10 yıllık hak düşürücü süre geçmiş bulunduğuna göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VII. KARAR

Açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 99,20 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,

Dosyanın ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesine gönderilmesine,

01.03.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.