Logo

1. Hukuk Dairesi2023/1153 E. 2024/1799 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vekaletname ile yetkilendirilen kişinin vekalet görevinin kötüye kullanılıp kullanılmadığına ilişkin tapu iptali ve tescil davası.

Gerekçe ve Sonuç: Vekilin taşınmazı davacının bilgisi ve rızası dışında devrettiği, davalının da taşınmazı edinirken iyiniyetli olmadığı ve satış bedelinin ödendiğinin ispatlanamadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesinin davayı kabulüne ilişkin kararının, karar ve ilam harcı yönünden düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/528 E., 2022/1765 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret / Kabul-Kabul

İLK DERECE MAHKEMESİ : Burhaniye 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/190 E., 2019/465 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; maliki olduğu 2847 parsel sayılı taşınmazdaki 2 nolu bağımsız bölümün vekil babası ... tarafından davalı kardeşine devredildiğini, satış bedeli ödenmediğini, yapılan satışın mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı bir satış olduğunu, satıştan haberinin olmadığını, taşınmazı satmak gibi bir tasarrufu bulunmadığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı; satış bedelini vekile ödediğini, zamanaşımının geçtiğini, muris muvazaası şartlarının olmadığını, taraf muvazaasının da yazılı delille ispatlanması gerektiğini, temlik tarihinde davacının boşanma döneminde olduğunu ve borçlularının rahatsız ettiğini, yardımcı olmak için satın aldığını, alım gücü olduğunu sigortalı işte çalıştığını, taşınmazın zaten davacıya bağışlandığını, babasının dava konusu taşınmazın alt katındaki dairenin davacıya verilmesini istediğini ve ölümünden sonra bu isteğin yerine getirildiğini, davacının bu taşınmazı da satmak istemesi üzerine bedeli ödenerek satın alındığını, bilahare eldeki davanın açıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEME KARARI

Burhaniye 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 24.12.2019 tarih 2018/190 E., 2019/465 K. sayılı kararı ile; temlik tarihinden itibaren taşınmazın davalı tarafından kullanılması, emlak vergilerinin ödenmesi, davacının taşınmazı satmak istemesi ve davalının alım gücü olduğunun tanıklarca beyan edilmesi, davacının satıştan haberi olması nedenleriyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde; vekaletname ve satış tarihi arasında çok uzun zaman olduğu, çocuğunun bakıldığı ve annesinin oturduğu evden kira bedeli talebinin örf ve adetlere aykırı olduğunu, davalı da orada oturduğu için vergilerinin davalı tarafından ödenmesinin son derece normal olduğunu, taşınmazın babasından değil dava dışı 3. kişiden satın alındığını, satış iradesi olmadığını, temlik tarihinde davalının askerden yeni geldiği, işçi olarak çalışmaya başladığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi 25.11.2022 tarih 2020/528 E., 2022/1765 K. sayılı kararı ile dava konusu taşınmazın davacının bilgisi dışında vekil tarafların davalı ...'e satış suretiyle temlik edildiği, dava dışı tarafların mirasbırakanı ... ... tarafından oğlu olan davalı ...'e yapılan temlikte el ve işbirliği içinde hareket edildiği, davalının dava konusu taşınmazı ediniminde iyiniyetli olmadığı, satış bedelinin ödendiğinin ispat edilmediği gerekçesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeri Kanunu’nun(HMK) 353/1-b-2 maddesi gereğince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz talebinde bulunmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

Davalı vekili temyiz dilekçelerinde; satışın iradi olduğunu, davacının zor durumda olduğundan satmaya karar verdiğini, Belediye’ye sunduğu 09.02.2001 tarihli beyanında taşınmazı devrettiğini belirttiğini, dinlenen tanıkların taşınmazın satılık olduğunu duyduklarını, davacının borçları açısından ödemeden sonra rahatladığını söylediğini beyan ettikleri, satıştan 17 yıl sonra dava açıldığını, bedelin vekile ödenip satın alındığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 506 ncı maddesi

3. Değerlendirme

Dava konusu 2847 parsel sayılı 252,62 m2 miktarlı arsa nitelikli taşınmazın tamamı ... ... adına kayıtlı iken 1/2 payına isabet eden 2 nolu bağımsız bölümün 06.01.1987 tarihli satış işlemi ile kayınvalidesi ...'ye temlik edildiği, onun da 04.02.1987 tarihli satış akdi ile davacıya devrettiği, davacı küçük olduğundan velayeten anne ve babasının işleme katıldığı, davacının Burhaniye Noterliği 14.03.1995 tarih 2814 yevmiyeli adına taşınmaz alım ve satış yetkisi içeren vekaletnamesi ile babası ...'yi vekil tayin ettiği, vekilin dava konusu taşınmazı 08.02.2001 tarihinde 4.650.000.000 ETL bedelle davalı ...'a temlik ettiği, taşınmazda 13.08.2008 tarihinde kat mülkiyetine geçildiği, vekil ...'nin 03.12.2012 tarihinde ölümü ile geride eşi ..., çocukları davacı ve davalının mirasçı olarak kaldığı anlaşılmaktadır.

Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalının temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

Ancak, harç kamu düzeninden olup re'sen gözetilmesi gereken hususlardandır. Somut olayda, dava konusu 2 nolu bağımsız bölümün dava tarihinde keşfen saptanan değeri 126.500TL üzerinden karar ve ilam harcına hükmedilmesi gerekirken, fazla karar ve ilam harcına hükmedilmesi isabetsizdir.

Ne var ki, anılan husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK'nın 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine,

Bölge Adliye Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının (3) numaralı bendinin hükümden çıkarılmasına yerine “Alınması gereken 8.641,21 TL nispi karar ilam harcının peşin alınan 79,42 TL harçtan mahsubu ile bakiye 8.561,79TL'nin davalıdan tahsili ile maliye Hazinesine irat kaydına” ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının ilgiliye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.03.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.