Logo

1. Hukuk Dairesi2023/1198 E. 2023/1756 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro tespitinden sonra miktar fazlası olduğu iddia edilen taşınmaz için açılan tapu iptali ve tescil davasında hak düşürücü süreye uyulup uyulmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın özel mülk niteliğinde olması sebebiyle Hazine'nin dava açma hakkının 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. ve geçici 4/3. maddelerinde öngörülen hak düşürücü süreye tabi olduğu, davada bu sürelerin geçirildiği gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

KARAR : Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Şanlıurfa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali-tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın hak düşürücü süreden reddi kararına karşı davacı tarafından yapılan istinaf başvurusunun Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin karar süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı Hazine vekili, kadastro tespitinde 19.750 m2 olarak tescil edilen 213 parsel sayılı taşınmazın sonradan yapılan miktar düzeltimi ile 23.966 m2. ye çıkarıldığını ileri sürerek miktar fazlasının tapusunun iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı taraf, davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 24.10.2019 tarihli ve 2018/565 Esas, 2019/643 Karar sayılı kararıyla davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Dava dilekçesindeki iddia tekrarlanıp hak düşürücü sürenin uygulanamayacağı belirtilerek verilen kararın kaldırılması talep edilmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 14.11.2022 tarihli ve 2020/943 Esas, 2022/1766 Karar sayılı kararında; kadastro tespitinin kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi uyarınca hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı tarafça temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Dava ve istinaf dilekçesindeki iddialar tekrarlanmış, hak düşürücü sürenin uygulama yeri bulunmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmiştir.

3. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu′nun 12/3. maddesinde; kadastro tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı belirtilmiştir.

Diğer taraftan, aynı Kanun’un geçici 4/3. maddesinde; ″2613 sayılı Kadastro ve Tapu Tahriri Kanunu ile diğer kanunlar gereğince özel kadastrosu yapılan ve tutanakları kesinleşmiş bulunan taşınmazlar için 10 yıllık hak düşürücü süre geçmiş ise, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde hak sahipleri dava açabilirler.″ hükmü düzenlenmiştir.

3. Değerlendirme

Her ne kadar Hazine ve kamu kurumları bakımından Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşınmazlar bakımından hak düşürücü sürenin uygulanması mümkün değil ise de, dava konusu taşınmazın niteliği itibariyle özel mülk olmakla hak düşürücü süreye tâbi olduğu istikrarlı Yargıtay uygulamasıdır (Bkz.: 1.HD-12.07.2007 tarih, 2007/4172-7997 sayılı; 1.HD-20.10.2011 tarih, 2011/8052-10609 sayılı; 1.HD-13.12.2022 tarih, 2021/10344-2022/8107 sayılı; 16.HD-27.06.2013 tarih, 2013/7034-7423 sayılı; 16.HD-13.11.2019 tarih, 2016/15314-2019/7324 sayılı kararlar).

Somut olayda çekişmeli taşınmazın kadastro tutanağının kesinleştiği 24.10.1975 tarihi ile davanın açıldığı 26.06.2018 tarihi arasında 3402 sayılı Kanun′un 12/3. maddesinde belirlenen 10 yıllık hak düşürücü süre ile geçici 4/3. maddesinde öngörülen 1 yıllık ek sürenin geçtiği açıktır.

VI. KARAR

Açıklanan nedenle;

Davacı Hazinenin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA;

492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince Hazine'den harç alınmasına yer olmadığına;

23.03.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.