Logo

1. Hukuk Dairesi2023/1205 E. 2024/3686 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro tespiti sonucu davalılar üzerine tescil edilen taşınmazın tapu kaydının iptali ve davacılar adına tescili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tespitinin kesinleşme tarihinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması gözetilerek, davacıların temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1580 E., 2022/1762 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Yıldızeli Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/197 E., 2022/24 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 21.05.2024 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde, taraf vekillerine tebligat yapıldığı halde gelmedikleri anlaşıldı, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Sivas ili, Yıldızeli ilçesi, ... köyü ... mevkii, 101 ada 22 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitleri sırasında 600 m²'lik kısmının davalılar üzerine yazıldığı ve bu nedenlerle tapu kaydının iptaliyle davacılar üzerine tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın hak düşürücü süre kapsamında dava açma süresinin geçmiş olduğunu, öncelikle hak düşürücü süreden reddini, ikinci olarak ise tapu kaydında malik olarak ..., ... ve ... isimli şahısların bulunmadığını, diğer davalıların tapu kaydında hissesinin mevcut olmaması nedenleriyle davanın hem hak düşürücü süreden hemde husumet ehliyeti yokluğundan reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının kadastro tespitinin kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak dava açtığı belirtilip hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; somut olayın özelliğine göre hak düşürücü sürenin murisin ölümünden sonra başlatılması gerektiğini, ölüm tarihi ile dava tarihi arasında on yılık sürenin geçmediğini, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 2013/2195 E., 2014/14341 K. sayılı ilamının da bu yönde olduğunu, Mahkemece bir kısım taleplerinin celse arasında değerlendirilmesine denilmesine rağmen taleplerinin celse arasında değerlendirilmediğini ve esasa geçilmeden davanın reddine karar verildiğini, hakimin talep ile bağlı olduğunu, mirasbırakan ...'nın 17.01.2011 tarihinde vefat etmiş olup taşınmaz bölümünün davacılara kaldığını ve davacıların kullanımında olduğunu, kadastro sırasında yanlış beyan üzerine tespitin yapıldığını, hatalı tespitten müvekkillenin çok sonra haberdar olduğunu, keşif yapılıp tanıkların dinlenmesi halinde gerçeğin ortaya çıkacağını belirterek hükmün kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; incelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle çekişmeli taşınmazın tespitinin tapu kaydı uygulanmayıp senetsizden yapılmış olmasına, davacının emsal olarak gösterdiği Yargıtay ilamının ise tapu kaydı ile tespiti yapılan taşınmaza yönelik muris muvazaası iddiasıyla açılan davaya ilişkin olması nedeniyle somut olayda uygulanmasının mümkün olmamasına, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle HMK'nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca davacıların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesini tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava; kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesi; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 02.03.1996 tarihli ve 1995/20-1086 Esas, 1996/174 Karar sayılı kararı.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Kadastro sonucu Yıldızeli ilçesi ... köyü 101 ada 22 parsel sayılı taşınmaz belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... mirasçıları ... ve müşterekleri adına tespit edilmiştir. Tespite kadastro mahkemesinde itiraz edilmesi üzerine Yıldızeli Kadastro Mahkemesinin 06.03.2008 tarih 2006/244 E. 2008/25 K. sayılı ilamıyla anılan taşınmaz ve birçok parsel yönüyle davanın reddine, parsellerin tespit gibi tescillerine karar verilmiş, karar kanun yollarına başvurulmaksızın 26.06.2008 tarihinde kesinleşmiştir. Eldeki dava ise 09.11.2020 tarihinde açılmıştır.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 247,70 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.05.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.