"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1570 E., 2022/1777 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2014/324 E., 2022/48 K.
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedenlere dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kayseri ili, Kocasinan ilçesi, ... köyü, ... Mevkiinde bulunan 3112 eski parsel sayılı (yeni 8363 ada 3 parsel sayılı) taşınmazın davacı adına kayıtlı olduğunu, yüz yılı aşkın bir süredir davacının ve babasının zilyetliğinde bulunan ... köyü hudutları dahilindeki 207 ada 41 parsel ile yine 207 ada 29 ve 30 parsel sayılı taşınmazların davacı adına kayıtlı olan taşınmazlara bitişik olduğunu, 41 parsel sayılı taşınmaz üzerine davacı tarafından ev yaptırmak, bağ yapmak, diğer taşınmazlara da ekin ekmek ve fidan dikmek suretiyle tasarruf edildiğini, dava konusu her üç taşınmazın ... köyü hudutları dahilinde bulunması, davacının ise ... köyünde bulunması ve kadastro esnasında davacının taşınmazın başında bulunmaması nedeniyle taşınmazların Maliye Hazinesi adına tescil edildiğini ileri sürerek davaya konu 207 ada 29 ve 30 parsel sayılı taşınmazların tamamının, 207 ada 41 parsel sayılı taşınmazın ise tahminen 3000 metrekarelik bölümünün davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmazların Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, zilyetlikle iktisap edilmesinin mümkün olmadığını, ayrıca söz konusu taşınmazlar üzerinde davacı tarafın kazandırıcı zamanaşımı yoluyla iktisap için nizasız, fasılasız, ekonomik amaca uygun ve 20 yılı aşkın zilyetliğinin de olmadığını, davacının 2013 yılında dava konusu taşınmazlardan 207 ada 30 parsel sayılı taşınmazın yamaç olan yerlerini düzelttirdiğini ve bir kısmını bostan ekmek suretiyle kullandığını, bir kısmını ise teraslayarak üzerine muhtelif cins meyve fidanları diktiğini, diğer dava konusu 207 ada 41 parsel sayılı taşınmazın ise yine yamaç olan yerlerini düzelttirdiğini ve buraya tek katlı bina ve taş duvar yaptırdığını ayrıca kalan kısmına meyve fidanları diktiğini, bu taşınmazlar üzerinde davacının daha önceden herhangi bir zilyetliğinin olmadığını, zilyetliğin 2013 yılı itibariyle başlamış olduğunu, diğer dava konusu 207 ada 29 parsel sayılı taşınmaz üzerinde ise davacının hiçbir zaman zilyetliğinin olmadığını bu nedenle kadastro çalışmalarında dava konusu taşınmazların Maliye Hazinesi adına tespit edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya kapsamından, dava konusu taşınmazlarda davacının 2020 yılından geriye doğru yaklaşık 15 yıllık bir kullanımının olduğu ve daha öncesinde ise dava konusu edilen yerlerin kullanılmadığı, bu nedenlerle davacı adına tescil şartları oluşmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yapılan keşifte dinlenen mahalli bilirkişilerin dava konusu taşınmazların davacıların kullanımında olduğunu belirttiklerini, davacının annesinin yıllar önce dava konusu taşınmaza gelip pekmez kaynatmasının taşınmaz üzerinde zilyetliğin devam ettiğinin kanıtı olduğunu, yine alınan ziraat bilirkişi raporundan da taşınmazlar üzerinde dikili ağaçların uzun yıllardan beri orada mevcut olduğu kanaatine varıldığını, ziraat bilirkişisi tarafından düzenlenen rapor ve krokide dava konusu taşınmaz üzerindeki ağaçların yaşlarının 50 yaş ve üzeri olduğu bildirilmesine rağmen hava fotoğrafının incelenmesine ilişkin bilirkişi raporunda 1975, 1980, 1992 ve 2005 yıllarında tarımsal faaliyet yapılmadığı sonucuna varıldığını, söz konusu arazi dere yamacında bulunduğundan hava fotoğrafları ile incelenip tarımsal faaliyetin olup olmadığı konusunda net bir sonuca varılamayacak nitelikte olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması talep edilmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılamaya, toplanan delillere, dosya içeriğine, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, tespit tarihi öncesi incelenen hava fotoğraflarında dava konusu bölümün kullanılmadığının anlaşılmasına göre delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin yerinde olmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı maddesi; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17 nci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6 ve 713 üncü maddeleri.
3. Değerlendirme
... Köyü ile ... Köyünün birbirleriyle komşu oldukları, ... köyünde 2005 yılında yapılan kadastro sonucu dava konusu edilen 207 ada 29 ve 30 parsel sayılı taşınmazların tarla vasfı ile, 41 parsel sayılı taşınmazın ham toprak vasfı ile davalı Hazine adına tescil edildiği anlaşılmıştır.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 247,70 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.04.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.