"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/144 E., 2022/276 K.
HÜKÜM : Kabul
Taraflar arasında görülen kadastro harici bırakılan yerin tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda,Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı Hazine vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, ... ilçesi ... Mah. ... mevkiinde bulunan 163 ada 3 parsel nolu 146,20 m² yözölçümünde "kerpiç ev" vasfındaki taşınmazın davacı adına kadastro tespitinin yapılarak tescil edildiğini, 2007 yılında Ilıcalı köyünde yapılan kadastro tespiti esnasında müvekkilinin kadimden beri nizasız fazılasız olarak kullandığı ve kendi evinin önündeki arsasının bir kısmının yol olarak Hazine adına kadastro tespiti yapılarak tescilinin sağlandığını, yapılan bu kadastro tespitinin haksız olduğunu belirterek davaya konu 163 ada 2 ve 163 ada 3 nolu parseller arasındaki yol boşluğunun tapusunun iptali ile iptal edilen bu kısmın müvekkiline ait 163 ada 3 nolu taşınmaza ilave edilerek tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 18.12.2014 tarihli ve 2013/194 Esas 2014/194 Karar sayılı kararı ile; makul sürede açılmadığı gerekçesiyle davacının davasının reddine karar verilmiş
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 18/09/2017 tarih ve 2016/11 Esas 2017/5373 Karar sayılı kararıyla; "...3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesinde, kadastro sırasında haklarında tutanak düzenlenen taşınmazlar yönünden, kadastrodan önceki nedenlere dayanılarak dava açma hakkı 10 yıl ile sınırlanmış ise de kadastro sırasında haklarında kadastro tutanağı düzenlenmeyen taşınmazlar yönünden kadastrodan önceki nedenlere dayanılarak dava açma hakkını sınırlayan herhangi bir yasa hükmü bulunmamaktadır. Davacı, kadastro sırasında hakkında tutanak düzenlenmeyen taşınmaz bölümü yönünden dava açtığına göre Mahkemece işin esasına girilip iddia ve savunma çerçevesinde deliller toplanarak neticesine göre bir karar verilmesi" gerekçesiyle hüküm bozulmuştur. Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulü ile, 163 ada 2 parsel ile 3 parsel arasındaki yol boşluğunun tapusunun iptali ile davacıya ait 163 ada 3 parsel sayılı taşınmaz ile birleştirilmesine karar verilmiştir. Davalı Hazine temsilcisi tarafından karar temyiz edilmiştir.
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 2018/3887 Esas - 2021/836 Karar sayılı kararıyla; "...Mahkemece öncelikle davacıya, yasal hasım konumunda bulunan ... ve Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanlığı' na davasını yöneltmesi için süre ve imkan tanınmalı, bu şekilde taraf teşkilinin sağlanması halinde anılan belediyelerden savunma ve delilleri sorulmalı, bildirdikleri takdirde delilleri toplanmalı, bundan sonra, TMK' nın 713/4 üncü maddesinde öngörülen yasal ilan yapılması" gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı tarafın, çekişmeye konu yeri tescil harici bırakıldığı 2007 tarihinden önce 20 yıldan fazla malik sıfatı ile kullandığı, aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan bir veya birden fazla taşınmaz malın tesciline yönelik kıstas açısından da bir aykırılığın olmadığı, mezkur yerle ilgili tescil davası açılmadığının Yazı İşleri Müdürülüğünden teyit edildiği (Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi 2020/869 Esas ve 2021/156 Karar), her ne kadar çekişmeye konu yerle ilgili Kadastro Kanunu'nun 17 nci maddesindeki şartlar tam olarak sağlanmadığı takdir edilmişse de "çoğun için az da vardır" kuralı ile yukarıda bahsedilen kararlar da gözetilerek davaya konu yer özel mülkiyete konu olabilecek özel yol olarak kabul edildiği gerekçesiyle davacının davasının kabulü ile Balıkesir ili, Sındırgı ilçesi, Ilıcalı Mahallesi, Köyiçi mevkiinde bulunan, doğusunda ve kuzeyinde ...'ın malik olduğu 163 ada 3 parsel, batısında ve kuzeybatısında Mehmet Ceylan'ın malik olduğu 163 ada 2 parsel, güneyinde kadastral yol olan ve 25.09.2014 tarihli fen bilirkişi raporunda kırmızı boyalı yol olarak gösterilen 11,80 metrekarelik yol boşluğunun 163 adanın son parsel numarası verilerek tapu kaydında davacı adına özel yol vasfıyla tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili ile davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalılar ayrı ayrı cevap dilekçesinde özetle; taşınmazın yol boşluğu olduğunu zilyetlikle kazanılamayacağını öne sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro harici bırakılan yerin tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 17 nci maddeleri,
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1 inci maddesi.
3. Değerlendirme
Temyizen incelenen nihai kararların bozulması, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3 üncü maddesinin yollamasıyla davada uygulanması gereken 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesindeki sebeplerin varlığı halinde mümkündür.
Çekişmeli taşınmaz yörede yapılan kadastro sırasında "yol boşluğu" olarak tescil harici bırakılmıştır.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı tarafın temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalılar Hazine ve ... vekillerinin, yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,
492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13 üncü maddesinin “j” bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
Aşağıda yazılı bakiye 247,70 TL harcın temyiz eden davalı ... Başkanlığından alınmasına,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,06.03.2024 tarihinde oybirliği ile karar verildi.