Logo

1. Hukuk Dairesi2023/1339 E. 2023/1574 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında hak düşürücü sürenin uygulanıp uygulanmayacağı hususunda çıkan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin kesinleşme tarihinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gözetilerek, davacı vekilinin temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

KARAR : Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Yatağan Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ... vekili dava dilekçesinde; dava konusu 162 ada 6 parsel sayılı taşınmazın davalı tarafla müvekkilinin müşterek murisi olan babası ... oğlu ...’den geldiğini, ...’in ölümü ile geriye müvekkili ile kardeşlerinin kaldığını, dava konusu taşınmazın kadastro tespit tutanağı incelendiğinde, tutanağın edinme sebebinde taşınmazın ... oğlu ...’ye ait olduğu ve ...’in taşınmazın 2.000,00 metrekarelik bölümünü oğlu ...’e sattığının belirtildiği ancak taşınmazın kadastro tespit tutanağının malik hanesine, taşınmazın 2000/29063 hissesinin müvekkilinin babası ... oğlu ..., 27063/29063 hissesinin ise müvekkilinin kardeşi ... oğlu ...’ye ait olduğu belirtilerek, hisselerin belirtilen şekilde yazıldığını, bu durumda taşınmazın kadastro tespit tutanağının edinme sebebi ile malik hanesi bölümünde çelişki meydana getirildiğini, taşınmazın kadastro tespiti kesinleştikten sonra da müvekkilinin kardeşi ...’in taşınmazdaki 27063/29063 hissesinden 5000/29063 hissesini yeğeni Sermin’e kayden sattığını ileri sürerek, dava konusu taşınmazın 27063/29063 hissesinin tapu kaydının iptali ile muris ... oğlu ... mirasçıları adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın, davacı ile müşterek murisleri olan babaları ... oğlu ...’den geldiğini ancak kadastro sırasında taşınmazın yanlışlıkla babası yerine kendisi adına yazıldığını, bu durumu sonradan öğrendiğini, kardeşlerinin de bu durumu bildiğini ancak masraftan kaçındıkları için dava açmadıklarını, söz konusu yolsuzluğa kendisinin yol açmadığını ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2. Davalı ... cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazdaki payını tapu kayıtlarına güvenerek satın aldığını, davacının taşınmazda ... varsa da zamanaşımına uğradığını, kendisinin iyiniyetli olduğunu ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Yatağan Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın, davacının murisinden kalan taşınmazın davalı ... adına haksız şekilde tescil edilip edilmediğinin tespiti, şayet edilmiş ise dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile hissesi oranında davacı adına tescili istemine ilişkin olduğu, Mahkemece toplanan deliller, iddia ve savunma beyanları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin 06.12.1991 tarihinde kesinleştiği, dava tarihine kadar da 3402 sayılı Kanun’un 12/3. maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle;

Davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde belirttiği sebepleri tekrarla, davalılardan ...’in davayı kısmen kabul ettiğini, somut olayda taşınmazın tescil işlemi en başından beri geçersiz ve yolsuz olduğundan, 10 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanamayacağını, mirasçılar arasında zamanaşımının işlemeyeceğini, davalılardan Sermin de miras yoluyla intikal hususunu bildiği için iyiniyet kurallarından yararlanamayacağını ileri sürerek, istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın, kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkin olduğu, hak düşürücü sürenin, özel kanun olan 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nda düzenlendiği, Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi uyarınca, kadastro tespitinin kesinleşmesinden itibaren 10 yıl geçtikten sonra artık, "kadastrodan önceki nedenlere" dayanılarak dava açılamayacağı, somut olayda, dava konusu 162 ada 6 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği 06.12.1991 tarihi ile dava tarihi olan 19.03.2019 tarihi arasında 10 yıldan fazla zaman geçtiği, bu durumda İlk Derece Mahkemesi kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı gerekçesiyle;

Davacı vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK'nın 353/(1)-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde belirtilen sebepleri tekrarla, kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi; “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.” hükmünü içermektedir.

3. Değerlendirme

1. Kadastro sonucunda Muğla ili, Yatağan ilçesi, Çazkırlar Mahallesi çalışma alanında bulunan 162 ada 6 parsel sayılı 29.063,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, tapu kaydı, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 29063 hisse itibariyle, 2000 hissesi ... oğlu ..., 27063 hissesi davalı ... oğlu ... adına tespit ve 06.12.1991 tarihinde tescil edilmiş; bilahare 02.07.1998 tarihinde davalı ... oğlu ..., taşınmazdaki 22063 hissesini uhdesinde bırakarak, kalan 5000 hissesini diğer davalı ...’a kayden satmıştır.

2. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 120,60 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.03.2023 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.