"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/65 E., 2022/323 K.
HÜKÜM : Ret
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir. Karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle, kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; Mersin ili, Toroslar ilçesi, ...'de bulunan 118 ada 82 parsel sayılı tarla vasıflı taşınmazdaki 18300/169250 payın davacıların kök mirasbırakanı ... tarafından 1341 tarihli harici senetle satın aldığını, mirasbırakanın 1990 yılında öldüğünü, 1999 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında mirasıbarakana ait payın mirasbırakanın oğlu davalı ...'nin eşi davalılar ..., ... ve ...'in babaları olan ... tarafından düzenlenen sahte satış senedi ile ... ve davalı ... adına 9150/169250'ar payla tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek öncelikle kök mirasbırakana ait payın tapu kaydının iptali ile miras payları oranında davacılar adına tescilini, mümkün olmadığı takdirde davacıların saklı paylarının tenkisine karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ... cevap dilekçesi ile; davanın süresinde açılmadığını, zaman aşımına uğradığını, dava konusu yeri parasını ödeyerek harici senetle satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
2.Davalılar ..., ..., ..., ... vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mersin 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 13.03.2013 tarihli ve 2009/329 E 2013/146 K sayılı kararı ile; davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 06.12.2013 tarihli ve 2013/12190 Esas, 2013/12104 Karar sayılı kararıyla;“...öncelikle davalılardan tutundukları 23.03.1977 tarihli satış senedinin aslı kendilerinden istenilmeli, aslı ibraz edildiği takdirde senedin sahte olup olmadığı, imzanın mirasbırakanın eli ürünü olup olmadığı usulüne uygun şekilde incelettirilmeli, senette adı geçen senet tanıklarının sağ olup olmadıkları nüfus kayıtları ile belirlenerek sağ olduklarının anlaşılması halinde senet ve satım olayı hakkında bilgi ve görgüleri sorulmalı, harici satışın her türlü delille kanıtlanabileceği düşünülmeli, mahallinde yaşlı, tarafsız ve yöreyi iyi bilen şahıslardan seçilecek yerel bilirkişiler ile keşif icra edilmelidir. Keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişiler ayrı ayrı dinlenilip bu şahıslardan çekişmeli taşınmazda kök mirasbırakan ... ve mirasbırakandan pay satın alan ve zilyetliği devralan davalılar tarafından kullanılan yer olup olmadığı, taşınmazın kim tarafından ne suretle ne zamandır kullanıldığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, teknik bilirkişiye yerel bilirkişilerin gösterdiği hudutlar haritasında işaret ettirilmelidir. Diğer yandan, 4721 sayılı TMK’nın 640 ıncı maddesi uyarınca birden çok mirasçısının olması halinde mirasbırakandan intikal eden pay için iştirak halinde mülkiyet hükümlerinin geçerli olduğu kuşkusuzdur. Davacılar ile davalılardan ..., ..., ... ve ... mirasbırakan ...'nin mirasçıları olup davalı ... ise üçüncü kişi konumundadır. Davacıların davalı ...'a karşı miras paylarına yönelik olarak dava açmaları hukuken mümkün değildir. Ayrıca davalılardan ... payını dava açılmadan önce 3. kişi olan ve davada taraf olmayan ...'a kayden sattığına göre davada adı geçenin husumet ehliyeti de bulunmamaktadır. Davacılar, davayı tereke adına açmadıklarına göre diğer mirasçıların muvafakatinin alınması ya da miras şirketine mümessil tayin edilmesi yoluyla davaya devam edilmesi de mümkün değildir. Hal böyle olunca, davalılardan ... ve ...'ye karşı açılan davanın husumet nedeniyle redine karar verilmesi, diğer davalılara karşı açılan davada ise yukarıda sözü edilen şekilde araştırma ve inceleme yapılarak toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve var olan delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz..." gerekçesiyle bozulmuştur.
B. Mahkemece Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararı ile; bozma kararına uyularak yapılan yargılamada sahteliği iddia edilen kadastro tespitine dayanak 23.03.1977 tarihli senet aslının ibraz edildiği, senette şahit olarak isimleri yazılı ..., ... ve ...'nın öldüğü, mirasbırakan ...'nin senetteki imzasının mukayese edilebilmesi için Nüfus Müdürlükleri, Seçim Kurulu, Tapu Müdürlüğü ve davacıların bildirdiği diğer kurumlara müzekkere yazıldığı ancak mirasbırakana ait imza örneği bulunamadığı için imza incelemesine ilişkin rapor alınamadığı, tüm dosya kapsamına göre davacıların senedin sahteliği iddiasını ispatlayamadıkları gerekçesiyle davalılar ..., ... ve ... yönünden davanın reddine, davalılar ... ve Ali yönünden husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; Mahkemece bozma kararı gereklerinin yerine getirilmediğini, satış senedinde şahit olarak yazılı olan ...'nin imzası ile mirasbırakana ait olduğu iddia edilen imzanın tıpa tıp aynı olduğunu, satış senedinde bir çok bilginin ayrıntısıyla yazılmış olmasına rağmen satış bedelinin yazılmamış olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, Mahkemece dinlenen mahalli bilirkişilerin daha ileri yaşta kişilerden seçilmesi gerektiğini, davalı ...'un mirasbırakanın yakın akrabası olduğunu ve tapu memuru olduğunu, diğer davalıların mirasbırakanı ... ile sahte senedi birlikte düzenlediklerini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro tespiti öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü, 17 nci; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 713/1 inci; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190 ıncı; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla uygulanması gereken 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; Mersin ili, Toroslar ilçesi, ...'de bulunan 118 ada 82 parsel sayılı taşınmazın 9150/169250'şer payının davalı ... ile diğer davalıların mirasbırakanı ... İnce adlarına, taşınmazın diğer paylarının ise dava dışı kişiler adına tespit ve tescil edildiği, ... İnce payının, mirasçıları olan davalılar ... vd. adına 9150/677000 paylı olarak intikal ettiği; davalı ...'nin, payını dava dışı üçüncü kişi ...'a satış suretiyle devrettiği anlaşılmaktadır.
3. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 346,90 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
16.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.