"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1243 E., 2022/1354 K.
HÜKÜM/KARAR: Ret / Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: ...Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/450 E., 2022/440 K.
Taraflar arasında görülen kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davasında davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde, ... ili, ...ilçesi, ... Köyü, 458 parsel sayılı zilyedi bulunduğu taşınmaz ile 1390 sayılı parsele dahil edilen 15.500 metrekarelik alanın ... İl Mera Komisyonu Başkanlığı kararları neticesinde Köy Tüzel Kişiliği adına mera olarak tespit edildiğini, kadastro tespitinin hatalı olduğunu beyanla 458 parsel ile 1390 parsel içerisine yazılan 15.500 m2'lik alanın müvekkili adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde, davasının reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 01.06.2022 tarih ve 2020/450 Esas, 2022/440 Karar sayılı kararıyla; taşınmazın Hazine adına hükmen tescil ve mera olarak tahsis edildiği, Tapulama (Kadastro) çalışmasının 766 sayılı Tapulama Kanunu kapsamında yapılarak 19.11.1976 tarihinde kesinleştiği, taşınmazın halen mera olarak kayıtlı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, ilgili kararda gerekçe gösterilen kadastro tespitinin usulüne uygun olarak yapılmadığını, dolayısıyla kesinleşmediğini, dosya arasına giren bilirkişi raporları, tanık/mahalli bilirkişi beyanları ve hava fotoğraflarıyla da dava konusu alanın tarla vasfında olduğunun açıkça görüldüğünü, kadimden beri davacı ve ataları tarafından ekilip biçildiğini iddia ederek kararı istinaf etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesince, dava konusu 458 ve 1390 parsel sayılı taşınmazların 1976 yılında yapılan tapulama sırasında mera vasfı tespit gördüğü, komisyona yapılan itirazın reddi ile tespitin 458 parsel açısından 23.10.1980 tarihinde kesinleştiği, 1390 parsele yönelik Tapulama Mahkemesinde itiraz edildiği, Tapulama Mahkemesinin 09.06.1983 tarihli karar ile bu parsele yönelik açılmış bir dava bulunmadığı gerekçesiyle tutanağın tapu müdürlüğüne gönderilmesine karar verildiği, tutanağa göre bu parselin de 23.10.1980 tarihinde kesinleştiği ve tapu kaydı oluştuğu anlaşılmakla, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesi uyarınca kadastro tutanaklarının kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere karşı kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak dava açılamayacağından Mahkemece sonuç olarak davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Dava ve istinaf dilekçelerindeki hususlar tekrarlanarak kararın bozulması istenilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu ... ili, ...ilçesi, ... köyü, 458 parsel ve 1390 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin kadastro tespitlerinin 23.10.1980 tarihinde kesinleştiği, davanın 25.11.2020 tarihinde açıldığı, dava tarihi itibariyle 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3 üncü maddesindeki 10 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu anlaşılmaktadır.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 189,15TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,31.10.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.