Logo

1. Hukuk Dairesi2023/1459 E. 2024/2488 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu davalı adına tescil edilen taşınmazın, davacının kazandırıcı zamanaşımı yoluyla zilyetliğine dayanarak tapu kaydının iptali ve davacı adına tescili istemiyle açılan davada, davacının taşınmazı davalıya bağışlayıp bağışlamadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının kadastro tespiti sırasında çekişmeli taşınmazı oğlu olan davalıya bağışladığı ve bağıştan rücuya ilişkin bir dava da açılmadığı değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2019/2831 E., 2022/1667 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Arhavi Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/230 E., 2019/128 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I.DAVA

Davacı dava dilekçesinde; ... ilçesi, ... köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucu 144 Ada 1 parsel sayılı taşınmazın davalı oğlu adına tespit ve tescil edildiğini, bu tescilin hatalı olduğunu, taşınmaza kendisinin zilyet olduğunu ve paylaşım yapmadığını ileri sürüp kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tapuya tescilini istemiştir..

II. CEVAP

Davalı cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın 1993 yılında kendisine verildiğini ve taşınmaza zilyet olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEME KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ... ve ...'deki pek çok taşınmazın davacı ...'e ait iken 2011 yılında yapılan kadastro tespiti sırasında davacının, çocukları arasında bizzat hibe yoluyla paylaşım yaptığı, dava konusu taşınmazın davalı ...'e bırakılan yerlerden olduğu, davalı tanığı olan davacının çocukları ... ve ...'ın davacının çekişmeli taşınmazı davalıya bıraktığı yönündeki beyanlarının bu kişilerin aile içinden olması nedeniyle güvenilir olduğu ve tüm mahalli bilirkişi ile tanık beyanlarının birbirini desteklediği, davacı tarafın iddiasını ispat edemediği ve davalı tarafın karşı ispat kuralları çerçevesinde savunmalarını ispatladığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel Mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu arazinin zilyetliğinin davacıya ait olduğunu, davacının zilyetliği devretmediğini, duruşmada vermiş olduğu ifadesinde her ne kadar kadastro çalışmaları esnasında davaya konu yerin oğluna ait olduğunu beyan etmişse de daha sonra bu yeri geri alabileceğini düşünerek oğlunun adına yazdırdığını, davacının esas iradesinin zilyetliği devretmek ve taksim amacı olmadığını, salt kadastro çalışmasında arazinin sahipsiz kalmaması adına araziyi davalı adına yazdırdığını, tapuya kayıtlı olmayan taşınmazların taşınır hükmünde olduğunu, taşınırların devrinin zilyetliğin teslimi şeklinde gerçekleştiğini, oysa davacının davaya konu arazinin zilyetliğini devrettiğini gösterir dosya kapsamında bir bilgi bulunmadığını, kadastro çalışmaları esnasında yer göstermede davalının isminin beyan edilmesinin gerçek bir zilyetliğin devri manasını taşımadığını Yerel Mahkemenin taksim olgusuna dayanmasını haklı gösterir bir neden bulunmadığını, bu nedenle verilen kararın hatalı olduğunu ileri sürerek hükmün kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadastro tespitinden önceki sebeplere dayanılarak dava açıldığı ve davacının kadastro tespiti sırasında çekişmeli taşınmazı oğlu olan davalıya bağışladığı, bağıştan rücuya ilişkin bir dava da açılmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf dilekçesindeki taleplerini tekrar ile ret kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 15 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6 ve 713 üncü maddeleri

3. Değerlendirme

2011 yılında yapılan kadastro çalışmasında Artvin ili, ... ilçesi, ... köyünde 144 ada 1 parsel sayılı 2.705,78 m2 yüz ölçümlü taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle senetsizden davalı ... oğlu ... adına tespit edilmiş, Orman Yönetiminin tespite itirazının Tapulama Komisyonunca reddedilmesi üzerine tapuya tescil edilmiştir.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 346,90 TL bakiye onama harcının davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 26.03.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.