"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1543 E., 2022/1726 K.
HÜKÜM/KARAR : Kabul/Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/176 E., 2022/190 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine temsilcisi tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; Sivas ili, ... ilçesi ... köyü 108 ada 290 parsel numaralı taşınmazın davacıya ait olmasına rağmen Hazine adına ham toprak olarak kaydedildiğini, kadimden beridir davacının dedesi ve babası tarafından kullanılan daha sonra yapılan miras paylaşımı ile davacıya kalan dava konusu yerin kadastro çalışmaları sırasında davalı olduğu gerekçesi ile malik hanesinin boş olarak bırakıldığını, ... Kadastro Mahkemesinin 2008/174 Esas sayılı dosyasında taşınmazın bir bölümünün davacıya ait olduğunun belirlendiğini ancak davacı tarafından açılan bir dava olmadığından Kadastro Mahkemesinde adına tescil hükmü kurulmadığını belirterek 108 ada 290 parsel numaralı taşınmazın Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine temsilcisi; dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu ve kazandırıcı zamanaşımı yolu ile edinilemeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEME KARARI
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu yerin evveliyatında imar-ihyasının yapılarak kullanıldığı, taşınmazın kullanımına ara verilmesinin o taşınmazı kamu malı haline getirmeyeceği, bir yerin kamu malı olarak sayılabilmesi için ya kadimden beri bu vasıfta olması ya da ilgili yerin uzun süre kullanılmayarak zilyetlik iradesinin terk ile ortadan kalktığının anlaşılması gerektiği, dava konusu taşınmazların üzerindeki zilyetliğin davacının murisinden itibaren var olduğunun anlaşıldığı, taşınmazın tarım arazisi vasfında davacı ve öncesinde murisi tarafından kullanıldığı, üzerinde ekonomik amaca uygun ve yeterli zilyetliğin sürdürüldüğü, zilyetlikle kazanım şartlarının davacı lehine gerçekleştiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davalı Hazine temsilcisi istinaf dilekçesinde; bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya elverişli olmadığını, keşifte dinlenen mahalli bilirkişi Seyidi Şahin'in dava konusu taşınmazın keşif tarihinden 5-6 yıl öncesine kadar kimse tarafından kullanılmadığını beyan ettiğini, son hava fotoğrafı olan 1999 yılından keşif tarihinden 5-6 yıl öncesine kadar geçen uzunca sürede taşınmazın kimsenin zilyetliğinde olmadığı ihtimalinin de bulunduğunu, bu durumda davacının dava konusu taşınmazın mülkiyetini kazandırıcı zaman aşımı ile kazanmasının mümkün olmadığını, daha önce taşınmazda zilyetliğin varlığı kabul edilse bile zilyetliğin terki hususunun da değerlendirilmesi gerektiğini, ziraat bilirkişisi tarafından yapılan inceleme ve değerlendirmelerin yeterli olmadığını, özellikle toprağın yapısı, alkali asitlik durumu, organik yapısı konusunda hüküm kurmaya elverişli bir rapor tanzim edilmediğini, ziraat mühendisi bilirkişisi tarafından dava konusu taşınmaz ile komşu parsellerin bir bütün içerisinde toprak analizi, bitki deseni, yapay ya da doğal sınırlar, çevre parsellerden Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunanların olup olmadığı konusunda da gerekli incelemeler ve değerlendirmelerin raporlanmadığını, Mahkemece davacı ve murisi adına Kadastro Kanunu'nun 14. maddesindeki sınırlandırmalara ilişkin herhangi bir araştırmanın yapılmadığını belirterek kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile davalı Hazine temsilcisinin yerinde olmayan istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi temyiz başvurusunda bulunmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davalı Hazine temsilcisi temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesini tekrar etmiş, dava konusu taşınmazın bir kısmının bölünerek özel mülkiyete konu edilmesinin mümkün olmadığını, jeodezi ve fotogrometri mühendisi bilirkişinin keşif mahalline gelmediğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713. maddesi.
3. Değerlendirme
1. Sivas ili, ... ilçesi, ... köyünde bulunan 108 ada 290 parsel sayılı taşınmaz, Kadastro Mahkemesinde malik hanesinin açık olmasından dolayı dava konusu olan 108 ada 23 parsel sayılı taşınmazdan ifraz edilerek ham toprak vasfı ile Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.
2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın ... Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
26.09.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.