"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/344 E., 2022/398 K.
HÜKÜM : Ret
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı Hazine vekili dava dilekçesinde; ... İlçesi, 960 ada 2 parsel sayılı taşınmazdaki 3 numaralı bağımsız bölümün kamu hizmetine tahsisli olmasına karşın 5366 sayılı Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkındaki Kanun’un 4 üncü maddesi uyarınca davalı ... adına tescil edildiğini, konu hakkında Fatih Belediye Başkanlığına yazılan 08.01.2010 tarih ve 2233 sayılı yazı ile taşınmazın tekrar Hazine adına tescili için ilgili tapu müdürlüğüne talimat verilmesi, aksi takdirde dava açılacağı hususunun tebliğ edilmesine karşın herhangi bir işlem yapılmadığını, oysa ki 5793 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonucunda Hazineye ait olup da bir kamu hizmetine tahsisli olan taşınmazların açıkça kapsam dışında bırakıldığını, yapılan devrin 5366 sayılı Kanun’un 1 inci maddesinde açıklanan amacına da aykırı olduğunu ileri sürerek, Vefa Lisesi dâhilinde kalan ve Milli Eğitim Bakanlığına tahsisli lojman olarak kullanılan taşınmazın tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; eldeki davanın 06.08.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5793 sayılı Kanun’un 45 inci maddesi ile 5366 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesine eklenen hükmüne dayalı olarak açıldığını, ancak taşınmazın hangi amaçla ve kime tahsis edildiği hususunda davacı tarafça herhangi bir açıklama yapılmadığını, buna ilişkin belge de sunulmadığını, taşınmazın kamu hizmetine tahsisli olduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığını, ayrıca Kanun’da yapılan değişiklikten önce taşınmazın tapuda müvekkiline devredilerek mülkiyetin geçtiğini, kanunlarda yapılan değişikliğin geriye yürümeyeceğine ilişkin temel hukuk ilkesi uyarınca 5793 sayılı Kanun ile yapılan değişikliğin çekişme konusu taşınmaz hakkında uygulanmasının mümkün olmadığını, bu durumun hukuk güvenliği ilkesine aykırı olduğunu, taşınmazın devir tarihinden sonra yürürlüğe giren kanunla getirilen istisna kapsamında kalmadığı gibi yapılan devrin 5366 sayılı Kanun’un amacına da uygun olduğunu, bunlar dışında taşınmazın yenileme alanı içerisinde kaldığını, ilgili Yönetmeliğin 20 nci maddesine göre yenileme alanı ilan edilen yerlerde, yenileme projesi kapsamında kalan taşınmazların Hazinece satılamayacağı, kiraya verilemeyeceği ve tahsis edilemeyeceğini, dolayısıyla Hazinenin dava açmakta hukukî yararının bulunmadığını belirterek, kentsel dönüşüm ve yenileme alanında kalan taşınmaz hakkındaki davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 09.05.2013 tarihli ve 2010/346 E., 2013/175 K. sayılı kararı ile; 5366 sayılı Kanun ile tarihi ve kültürel taşınmaz varlıklarının yenilenerek korunması ve yaşatılarak kullanılmasının amaçlandığı, yasanın 4 üncü maddesinin 5793 sayılı Kanun’un 45 inci maddesi ile değiştirilerek, yenileme alanında kalan Hazineye ait taşınmazlardan bir kamu hizmetine tahsisli olanlar hariç olmak üzere, Maliye Bakanlığının teklifi ve Bakanlar Kurulu kararı ile projeyi yürüten il özel idaresi veya belediyeye bedelsiz olarak devredileceğinin düzenlendiği, ancak, davaya konu taşınmazın öncesinden beri Hazineye ait bir taşınmaz olmayıp, ikametgâh olarak kullanıldığı, taşınmazda normal 1. kata isabet eden pay ... isimli şahsın mülkiyetinde iken adı geçen malikin bu yeri İstanbul 6. Noterliğince düzenlenen 16.11.1962 tarih ve 44034 yevmiye numaralı vasiyetname ile İstanbul İmam ve Hatip Okuluna vasiyet ettiği, şayet vasiyetnamenin tenfizi sırasında mektebin herhangi bir sebep ile lağvedilmesi veya faaliyetten çekilmesi hâlinde bu kez İstanbul Gureba Hastanesi Vakfına terk ve vasiyet ettiği, ayrıca vefatı gününe rastlayan günlerde herhangi bir camide Kuran-ı Kerim okutulmasını da dile getirdiği, Trabzon Sulh Hukuk Mahkemesinin 1980/1148 E., 1981/457 K. sayılı tenfiz kararı ile 36/100 paya denk gelen ve sonradan 1/d kapı numarasını alan dairenin İstanbul İmam Hatip Lisesi tarafından istifade edilmek üzere Milli Eğitim Bakanlığına tahsisi suretiyle ... adına tapuya tesciline karar verildiği, vasiyet edenin son arzusunun malının hayır işinde kullanılması olduğu, bu arzusu çok kuvvetli olup İmam Hatip Lisesinin herhangi bir şekilde varlığını yitirmesi hâlinde bu kez Vakıf Gureba Hastanesi Vakfına devredilmesi şartını getirdiği, bu derece ulvi düşüncelerle vasiyet edilen bir taşınmazın sırf kanun değişikliği sonucu belediyeye devredilmesinin adalet duygusunu zedeleyeceği, kanun koyucunun böyle bir durumu amaçladığının da düşünülemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. İlk Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Dairenin 06.10.2015 tarih ve 2014/1404 E., 2015/11366 K. sayılı kararıyla; " .. Bilindiği üzere; 5366 sayılı yasanın 4. maddesinin 4. fıkrası "...Yenileme alanı içerisinde kalan Hazineye ait taşınmazlar başka bir işleme gerek kalmaksızın projeyi yürüten il özel idaresine ve belediyeye bedelsiz devredilir..." şeklindeyken anılan fıkra ve diğer fıkralarda da 5793 sayılı yasanın 45. maddesi ile yapılan değişiklikle "...Yenileme alanında kalan Hazineye ait taşınmazlar; bir kamu hizmetine tahsisli olanlar, ön izin verilmiş veya üzerinde irtifak hakkı tesis edilmiş olanlar, 2565 sayılı Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanunu kapsamında bulunan yerler ile sivil ve askeri hava alanları ve mania plânları kapsamında kalan yerler hariç olmak üzere, Maliye Bakanlığının teklifi ve Bakanlar Kurulu kararı ile projeyi yürüten il özel idaresine veya belediyeye bedelsiz olarak devredilir..." şeklinde değiştirilmiş olup, yasa 06.08.2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Oysa, davaya konu taşınmazın anılan yasal düzenlemeden önce 29.07.2008 tarihinde 5366 sayılı yasa kapsamında davalı ...'na devredildiği, 5793 sayılı yasa ile yapılan değişikliğin ise 06.08.2008 tarihinde yürürlüğe girdiği, bu durumda yasa ile yapılan değişikliğin geriye yürümesi mümkün olmadığından davanın kabulüne şeklinde karar verilmesi doğru değildir. Hâl böyle olunca; davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Verilen Direnme Kararı
Mahkemenin 15.11.2016 tarihli ve 2016/326 E., 2016/387 K. sayılı kararı ile; önceki gerekçeler tekrar edilip, genişletilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.
C. Hukuk Genel Kurulunca Verilen Bozma Kararı
1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Hukuk Genel Kurulu'nun 11.11..2021 tarihli 2018/1-1105 Esas 2021/1391 Karar sayılı kararıyla; " ... Dosya arasında mevcut tapu kaydına göre; beyanlar hanesinde yenileme alanında kaldığına dair şerh bulunan 960 ada 2 parsel sayılı taşınmazın kargir apartman vasfı ile kayıtlı olduğu, kat mülkiyeti ya da kat irtifakının kurulu bulunmadığı, davaya konu olan 36/100 payın ise vasiyetnamenin tenfizine ilişkin mahkeme kararı uyarınca İstanbul İmam Hatip Lisesinin istifade etmesi amacıyla Milli Eğitim Bakanlığına tahsis edilmek suretiyle 08.09.1981 tarihinde davacı Hazine adına tescil edildiği, 29.07.2008 tarihinde ise Hazine tarafından 5366 sayılı Kanun kapsamında Eminönü Belediyesine devredilerek tescil edildiği anlaşılmaktadır. Görüleceği üzere, dava konusu taşınmaz 29.07.2008 tarihinde (sonradan kapatılarak davalı ... Belediyesine bağlanan) Eminönü Belediyesi adına tescil edilmiştir. Hazineye ait olmakla birlikte kamu hizmetine tahsis edilen taşınmazların yenileme alanında kalmasına rağmen devir haricinde tutulacağına ilişkin yasa değişikliği ise 06.08.2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir. .... Tüm bu açıklamalar karşısında; önceki yasal düzenlemeye uygun şekilde devri yapılan taşınmazın sonradan yürürlüğe giren kanun değişikliği nedeniyle istisna kapsamında kaldığından bahisle yeniden davacı Hazine adına tescili hukukî güvenlik ve dolayısıyla kanunların geriye yürümezliği ilkesine aykırı olduğu gibi taşınmazın önceki malikinin vasiyeti üzerine Hazine adına tescil edilmiş olması da yenileme alanında kalan taşınmaz hakkında 5366 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasına engel bir durum değildir. Hukuk Genel kurulundaki görüşmeler sırasında, önceki maliki tarafından vasiyetnamede açıklanan şekilde kullanılmak üzere Hazine adına tescil edilen taşınmazın vasiyet edilen amacına uygun olarak kullanılması gerektiği, yerel mahkemece bu hususa değinilerek davanın kabulüne dair verilen kararın isabetli olduğu ve onanması gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de bu görüş Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir. O hâlde; aynı gerekçelere dayanan Özel Daire bozma kararına uymak gerekirken, yerel mahkemece önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırı olup, direnme kararının bozulması gerekmiştir." gerekçesiyle karar bozulmuş, davacı Hazinenin karar düzeltme istemi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 26.04.2022 tarihli ve 2022/1-353 E., 2022/614 K. sayılı kararı ile reddedilmiştir.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 01.12.2022 tarihli ve 2022/344 E., 2022/398 K. sayılı kararıyla; dava konusu uyuşmazlığın meydana geldiği tarihte yürürlükte bulunan 5366 sayılı Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanun mülga m. 4/IV’e göre davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle ; mahkemece eksik inceleme ve araştırma yapıldığını, verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, her ne kadar meri kanun uygulanır hükmü geçerli olsa da; bu kanunun bu haliyle kazuistik bir şekilde uygulanması pozitif hukuk açısından mümkün olsa da YTMK gereği hakkın kötüye kullanılmasını oluşturacağını, açıkça vasiyet amacına aykırı olan bu haksız tescilin esas hak sahibi olan müvekkili Hazine'ye geçmesi gerektiğini, anılan 5366 sayılı kanun meri olarak uygulanacak ise de; iş bu kanunun anılan maddesinin Anayasaya aykırılık teşkil ettiğini, bu maddenin iptali için Anayasa mahkemesine başvurulması talep edilmiş ise de bu taleplerinin HGK kararına uyulmuş olduğu gerekçesi ile reddedildiğini, ayrıca aleyhlerine hükmedilen vekalet ücretinin yüksek olduğunu, kanuni hasım oldukları için Hazine aleyhine harç ve vekalet ücreti ile yargılama giderlerine hükmedilemeyeceğini, aksi kanaatte dahi maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, 5366 sayılı Kanun hükümlerinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
5366 sayılı Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkındaki Kanun'un 1 inci, 2 nci, 4 üncü maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; beyanlar hanesinde yenileme alanında kaldığına dair şerh bulunan 960 ada 2 parsel sayılı taşınmazın kargir apartman vasfı ile kayıtlı olduğu, kat mülkiyeti ya da kat irtifakının kurulu bulunmadığı, davaya konu olan 36/100 payın ise vasiyetnamenin tenfizine ilişkin Mahkeme kararı uyarınca İstanbul İmam Hatip Lisesinin istifade etmesi amacıyla Milli Eğitim Bakanlığına tahsis edilmek suretiyle 08.09.1981 tarihinde davacı Hazine adına tescil edildiği, 29.07.2008 tarihinde ise Hazine tarafından 5366 sayılı Kanun kapsamında Eminönü Belediyesine devredilerek tescil edildiği anlaşılmaktadır.
2.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (HUMK) uygulanacağı davalar yönünden HUMK’un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın, HMK'nın geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla HUMK'un 438 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,
Temyiz eden davacı Hazine harçtan muaf olduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.