Logo

1. Hukuk Dairesi2023/1547 E. 2024/4126 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Birleştirilen davalarda, mahkemenin verdiği kararın hangi kanun yoluna (istinaf mı, temyiz mi) tabi olduğu hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesi ve birleştirilen davaların daha önce Yargıtay denetiminden geçmemiş olması gözetilerek, birleştirilen davaların istinaf kanun yoluna tabi olduğu, bu nedenle dosyanın istinaf incelemesi için ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/420 E., 2022/670 K.

DAVA TARİHİ : 30.12.2011(asıl), 07.05.2019, 11.08.2020, 10.07.2020

HÜKÜM/KARAR : Asıl dava kabul, birleştirilen davalar ret

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil istekli asıl ve birleştirilen davalardan dolayı yapılan yargılama sonucunda asıl davanın kabulüne, birleştirilen davaların reddine karar verilmiştir.

Kararın asıl davada davalılar vekili, birleştirilen davada davacılar vekili tarafından duruşma istekli, katılma yoluyla asıl davada davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; 04.06.2024 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde, temyiz eden davalı ... v.d. vekili Avukat ..., davacı ... v.d. vekili Avukat ..., birleştirilen davada davacı ... vekili Avukat ... ve davacı ... vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacı ... vekili Avukat ... geldi, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

Asıl davada davacı; mirasbırakan anneannesi ...’ın maliki olduğu 769 ada 13 parsel sayılı taşınmazın ¾ payını torunu olan davalıların mirasbırakanı ...’e, ¼ payını da kızı ...’ya devrettiğini, bilahare payın davalı ... tarafından satın alındığını, yapılan devirlerin mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğunu, ¾ payı devralan ablası ile görüştüğünü, düzelteceğini söylediğini ancak herhangi bir girişimde bulunmadığını ileri sürerek mirasbırakan tarafından ¾ payın davalıların mirasbırakanına devrine ilişkin akdin muvazaalı olduğunun tespiti ile taşınmazın miras payı olan 1/9 oranında iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

Birleştirilen davalarda davacılar; mirasbırakan ...’ün maliki olduğu 769 ada 13 parsel sayılı taşınmazı mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olarak davalılara devrettiğini ileri sürerek miras payları oranında iptal-tescile karar verilmesini istemişlerdir.

Asıl ve birleştirilen davalarda davalılar; davanın süresinde açılmadığını, davacı babası mirasbırakan ile ... ve Mediha’nın dava konusu evde oturduklarını, ... öğretmen olup onun çalışması ile geçindiklerini, mirasbırakanın ölümü ve ...’in evlenmesi ile evin metruk olarak bırakıldığını, restorasyon ve tadilatlarını yaptırdıklarını, ...’in taşınmazı bedeli karşılığında aldığını, ...’ya bağışlandığını, kalan ¼ payı da bedelini ödeyerek satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

Mahkemenin 25.11.2014 tarih 2011/387 E.,2014/444 K. sayılı kararı ile; temlikin mal kaçırmak amaçlı yapılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin temyizi üzerine Dairenin 16.01.2018 tarihli ve 2015/3543 Esas, 2018/277 K. sayılı kararıyla; mirasbırakanın başkaca taşınmazlarının ve banka kayıtlarının araştırılması, mirasbırakanın herhangi bir borcunun bulunup bulunmadığının saptanması, mirasbırakanın mal satmaya ihtiyacının bulunup bulunmadığının, buna karşın davalıların mirasbırakanının alım gücünün olup olmadığının ve mirasbırakanın ölene dek taşınmazlarını kimin tasarrufunda bulundurduğunun, kiminle birlikte yaşadığının tereddüte yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulması, tanıkların dinlenmesi, çekişmeli taşınmazın akit tarihi itibariyle gerçek değeri ile satış bedeli arasında fark olup olmadığının tespit edilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak ve bozma ilamından sonra açılarak birleştirilen davalar yönünden yapılan inceleme neticesinde Mahkemenin 27.12.2022 tarihli 2018/420 E., 2022/670 K. sayılı kararı ile; asıl davada temlikin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, birleştirilen davalarda ise davacıların mirasbırakanlarının temlik tarihinde hayatta oldukları, muvazaalı işlemden haberdar oldukları, iptal talep etmedikleri, kendileri tarafından kullanılmayan hakkın mirasçıları tarafından kullanılmasının iyiniyetli olmadığı gerekçesiyle davaların reddine karar verilmiştir.

Bilindiği üzere; Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3 üncü maddesinin birinci fıkrasında Bölge Adliye Mahkemelerinin Resmi Gazete'de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar 1086 sayılı Kanun'un temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin, yine aynı maddenin ikinci fıkrasında ise Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine istinaf yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanun'un 427 ilâ 444 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı, yani bu kararlara ilişkin dosyaların Bölge Adliye Mahkemelerine gönderilemeyeceği belirtilmiştir.

Bu durumda 20 Temmuz 2016 tarihinden önce verilen kararlar, kanun yoluna başvurma tarihi ne olursa olsun 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 427 ilâ 444 üncü maddelerindeki temyize ilişkin hükümlere tabi olup dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay Başkanlığına gönderilmesi gerekmektedir.

Buna karşılık, 20 Temmuz 2016 tarihinde ve sonrasında verilen temyiz incelemesinden geçmeyen kararlara karşı kanun yoluna gidilmesi halinde ise 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341 ilâ 360 ncı maddelerindeki istinafa ilişkin hükümlerinin uygulanması için dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesi zorunlu olup daha önce Yargıtay denetiminden geçen asıl davanın “istinaf” kanun yoluna tabi olmadığı açık ise de birleştirilen 2019/168 E., 2020/243 E. ve 2020/146 E. sayılı davalarla ilgili daha önce Yargıtayın bir denetiminin bulunmadığı gözetildiğinde, birleştirilen davaların ''istinaf'' kanun yoluna tabi olduğu; öte yandan, birleştirilen davada davacıların birleştirilen davalar yönünden davaların reddine ilişkin hükümlere itiraz ettiği anlaşılmaktadır.

Hal böyle olunca; davaların birleşmekle bağımsız dava olma özelliğini kaybetmedikleri gözetilerek ''İstinaf'' kanun yoluna tabi olduğu anlaşılan birleştirilen dava dosyalarının istinaf incelemesi yapılmak üzere ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesi, sonucunda verilen kararın temyiz edilmesi halinde dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi (anılan dosyalar temyiz edilmese dahi temyize tabi olan asıl davanın gönderilmesi) için dosyanın Mahkemesine iadesi gerekmektedir.

KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Dosyanın İstanbul Anadolu 10. Asliye Hukuk Mahkemesine TETKİKSİZ İADESİNE,

04.06.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.