Logo

1. Hukuk Dairesi2023/162 E. 2023/7498 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmazın davacılar tarafından kadastro öncesi dönemde zilyetliğin kazanılması iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasında kazanma koşullarının oluşup oluşmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, davacılar tarafından sunulan tanık beyanları ve mahalli bilirkişi incelemesinin, taşınmaz üzerindeki zilyetliğin kazanıldığına dair bilimsel ve nesnel delillerle desteklenmediği, ziraat bilirkişi raporu ve hava fotoğraflarıyla çeliştiği, davacılar tarafından taşınmaz üzerinde ekonomik amaca yönelik kullanım ve tasarrufun ispatlanamadığı gerekçesiyle, davacıların zilyetlik yoluyla mülkiyet kazanma koşullarını sağlamadıkları değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının Hazine lehine vekalet ücretine hükmedilen kısmı düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2019/1167 E., 2022/986 K.

HÜKÜM/KARAR : Kabul / Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Tosya Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/151 E., 2019/214 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine temsilcisi tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden hüküm kurmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların 1/2'şer hissesine sahip oldukları ... köyünde 103 ada 36 parsel sayılı 509,36 m2 taşınmazın yıllardır fasılasız ve nizasız malik sıfatı ile zilyedi olduklarını, davacılara ait olan 1.148,13 m2'lik yerin davalı Hazine adına kayıtlı 103 ada 35 parsele dahil edildiğini ileri sürerek söz konusu yerin 103 ada 35 parselden tefriki ile davacılar adına tespit ve tescil edilmiş olan 103 ada 36 parsele ilave edilmek ve yol olarak kaydedilen kısmın da dahil edilmesi suretiyle taşınmazın tek bir parsel halinde davacı adına kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine temsilcisi tarafından davaya cevap verilmemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 23.05.2019 tarihli ve 2018/151 Esas, 2019/214 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulü ile, davaya konu Kastamonu ili Tosya ilçesi ... köyünde kain 103 ada 35 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptaline; fen bilirkişileri tarafından tanzim olunan 13.05.2019 havale tarihli bilirkişi raporunun ekinde mevcut krokide (A) harfi ile gösterilen 1.148,93 m2'lik kısmın dava konusu 103 ada 35 sayılı parselden ifraz edilerek bahçe vasfı ile aynı adanın son parsel numarası verilmek sureti ile davacılar adına 1/2 şer payları oranında tapuya kayıt ve tescili ile; akabinde yeni oluşan iş bu parselin aynı yerde kain hali hazırda davacılar adına kayıtlı bulunan 103 ada 36 sayılı parsel ile tevhidi sureti ile aynı adanın son parsel numarası verilerek aynı vasıfla tesciline; aynı bilirkişi raporunun ekinde mevcut krokide (A) harfi gösterilen 1.148,93 m2'lik kısmın dava konusu 103 ada 35 sayılı parselden ifraz edilmesi sureti ile geriye kalan ve ekli krokide (B) harfi ile gösterilen 9.619,24 m2'lik kısmın aynı vasıf ile aynı adanın son parsel numarası verilmek sureti ile davalı Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı Hazine temsilcisi istinaf yoluna başvurmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı Hazine Temsilcisi; Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, bilirkişi raporlarında kabul kapsamına alınan kısmın çayır otları ile kaplı olduğu ve tarım yapılmadığının belirtildiğini, tanık ve mahalli bilirkişi beyanlarının ziraat bilirkişisi raporu ve hava fotoğrafları ile desteklenmediğini, eksik inceleme sonucu karar verildiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

G. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 07.10.2022 tarihli ve 2019/1167 E., 2022/986 K. sayılı kararı ile; somut olayda, mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişiler ve tanıklar dava konusu kabul kapsamına alınan taşınmazın davacılara mirasbırakanları tarafından kaldığı ve onlar tarafından harman kaldırmak ve çeltik ıslatmak suretiyle kullanıldığı, ziraatçı bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın üzerinde çalıların bulunduğu ve yakın zamanda temizlendiği, ekonomik amaçla işlenerek tarım yapıldığına dair emarelerin bulunmadığı belirtilmiş ise de raporlarda taşınmazın tespit öncesi kazanma süresi ve koşullarının gerçekleştiğine yönelik somut açıklama bulunmadığı, raporlara ekli sunulan fotoğraflarda da taşınmazın kullanılmadığı, imar ve ihya edilmediği, davacılar tarafından ekonomik amaca uygun tasarruf edilmediği, taşınmaza ilişkin fotoğrafların mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarını doğrulamadığı, davacı lehine kazanma koşullarının gerçekleşmediğinin anlaşıldığı, bilimsel verilere uygun raporlar dikkate alınması gerekirken takdiri delil niteliğinde olan tanık ve mahalli bilirkişi beyanlarına itibar edilerek kabul kararı verilmesinin doğru ve isabetli bulunmadığı, bilimsel verilere uygun bilirkişi raporları dikkate alınarak davacıların davasının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabule karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle istinaf talebinin kabulüne, Tosya Asliye Hukuk Mahkemesinin 23.05.2019 tarihli ve 2018/151 Esas, 2019/214 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, davanın esasına ilişkin olarak ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili; Bölge Adliye Mahkemesi kararında dava konusu yer hakkında yapılan açıklamaların hiç birinin dava konusu yer ile ilgisi olmayıp bu yönde bir değerlendirme yapılması halinde dava konusu yer dahil olmak üzere köyde hiçbir taşınmazın kişisel mülk olarak edinilmesi mümkün olmayacağından yapılan takdir ve değerlendirmeler ve gösterilen gerekçelerin yerinde bulunmadığını, keşifte dinlenen dava konusu yeri bilen mahalli bilirkişi ve tanık beyanları ile dosya kapsamından dava konusu yerlerin davacılar adına tespit edilmiş, içinde mirasbırakanlarından intikalen sahip oldukları yer bulunduğunu, ayrıca dava, İdare adına bir vekil tarafından takip edilmiş olmadığı halde İdare adına vekalet ücreti verildiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/1 inci, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 17 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. 2008 yılında yapılan kadastro çalışmalarında dava konusu 103 ada 35 parselin 10.768,17 m2 yüzölçümü ve ham toprak vasfı ile senetsizden Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve tarım alanına dönüştürülmesi mümkün yerlerden olduğu açıklanarak 01.09.2008 tarihinde Hazine adına tespit edildiği, tutanağın 22.06.2009 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği ve tapuya tescil edildiği, 103 ada 36 parselin kadastro çaışmaları sırasında davacılar adına 1/2'er paylı olarak kayıtlı bulunduğu anlaşılmaktadır.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

4. Ancak, davalı Hazine, aleyhine açılan davada kendisini vekil ile temsil ettirmediğinden Bölge Adliye Mahkemesince davalı Hazinenin lehine vekalet ücretine hükmedilmiş olması isabetsizdir.

Ne var ki, anılan husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK'nın geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 438/7 nci maddesi gereğince düzeltilerek onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan nedenlerle;

Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm kısmının 3. bendinde yer alan "Davalı Hazine kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT'ne göre hesap edilen 9.200 TL maktu vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı Hazine'ye ödenmesine" ifadesinin hükümden çıkarılmasına, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 438/7 nci maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.12.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.