Logo

1. Hukuk Dairesi2023/1679 E. 2024/3460 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakan adına kayıtlı taşınmazın, daha sonra bozulan bir karar ile Hazine adına tescil edilmesi nedeniyle mirasçıların açtığı tapu iptali ve tescil davasında, Hazine adına olan tescilin yolsuz olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın Hazine adına tesciline dayanak teşkil eden mahkeme kararının bozulması ve bu kararın kesinleşmesiyle Hazine adına olan tescilin yolsuz hale geldiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/421 E., 2023/329 K.

HÜKÜM/KARAR : Kabul / Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Edirne 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/333 E., 2021/448 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar; dava konusu 1426 ada 31 parsel sayılı taşınmazın mirasbırakanları ... adına kayıtlı iken, davalı Maliye Hazinesi tarafından 2942 sayılı Yasa'nın 38 inci maddesi gereğince taşınmazın Maliye Hazinesi adına tescili istemli dava açıldığı, Edirne 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000/47 Esas, 2001/203 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilerek taşınmazın davalı Maliye Hazinesi adına tescil edildiğini, tescile dayanak hükmün temyizi üzerine Yargıtay 5. Hukuk Dairesince “Yapılan tebligatların usulsüz olduğu, usulüz yapılan bu tebligatlar ile hükmün kesinleşmeyeceği belirtilerek kesinleşme şerhi ortadan kaldırılarak, Kamulaştırma Yasası'nın 38 inci maddesinin Anayasa Mahkemesinin 04.11.2003 tarihli resmi gazetede yayınlanan kararı ile iptal olduğu ve 30.06.2012 tarihinde yürürlüğe giren 5999 sayılı Kanun'un ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na eklenen geçici 6 ncı maddesi ile idarelerin Kamulaştırma Yasası'nın 38 inci maddesine dayalı olarak tapu iptal ve tescil davası açma imkanı kalmadığı gerekçesiyle” kararın bozulduğunu, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda Edirne 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/188 Esas, 2014/497 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verildiğini, anılan kararın derecattan geçerek kesinleştiğini, bu durumda taşınmazın davalı Hazine adına tesciline dayanak kararın daha sonra ortadan kalktığını, davalı adına oluşan tescilin yolsuz hale geldiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile mirasbırakanları ... veya mirasçıları olarak kendileri adına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalı Maliye Hazinesi vekili; eldeki davanın Edirne 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/188 Esas- 2014/497 Karar sayılı kararına istinaden açıldığını, anılan davada davanın reddine karar verildiğini, söz konusu Mahkeme kararında hükme 02.10.2014 tarihli fen bilirkişisi raporunun esas alındığını, belirtilen raporda dava konusu taşınmazda kamulaştırma işlemi yapılmadığı ve kamulaştırma bedelinin ödenmediği hususunda bir beyanın geçmediğini, 31 parsel sayılı taşınmazın bilirkişi raporunda (A) harfiyle gösterilen 3.206,74 m² lik kısmının kamulaştırılmadığını ve kamulaştırma bedelinin ödenmediğini iddia etmenin mümkün olmadığını, kamulaştırma bedelinin ödenmediği kabul edilse bile; 1968 yılından 2942 Yasa'nın 38 inci maddesinin Anayasa Mahkemesince iptal edildiği 2003 yılına kadar 20 yıldan fazla bir süre geçtiğini, Anayasa Mahkemesinin iptal kararları geriye yürüyemeyeceğinden, 2942 Yasa'nın 38 inci maddesinin Anayasa Mahkemesince 2003 yılında iptal edildiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesinin yasalara ve usule aykırı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Edirne 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 07.09.2021 tarihli, 2020/333 Esas, 2021/448 Karar sayılı kararı ile; Mahkemenin 2000/427 Esas, 2001/203 Karar sayılı dosyası ile Maliye Hazinesi tarafından 2942 sayılı Kanun'un 38 inci maddesi gereğince tapu maliki ...' un adresinin bilinememesi ve taşınmazın 20 yılı aşkın zamandır Tarımsal Araştırma Müdürlüğü tarafından kullanılması sebebiyle tapu iptal tescil talebinde bulunulduğu, yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verildiği ve kararın kesinleşerek ... adına olan tapu kaydı iptal edilerek Maliye Hazinesi adına tescil edildiği, akabinde kararın temyiz edilmesi sonucu davanın reddine karar verildiği, kararın temyiz ve karar düzeltme aşamasından geçerek 14.12.2016 tarihinde kesinleştiği, davalı Maliye Hazinesi adına yapılan tescilin 14.12.2016 tarihi itibariyle yolsuz hale geldiği, gerçek hak sahibi olan müteveffa malik ... mirasçılarının iş bu davayı açmakta haklı oldukları gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dosyada alınan bilirkişi raporunun kendilerine tebliğ edilmediğini, taşınmazın değerinin fazla hesaplandığını, Hazinenin harçtan muaf olduğu halde harca hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 21.02.2023 tarihli ve 2022/421 Esas, 2023/329 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın ... adına kayıtlı iken hükmen Maliye Hazinesi adına tescil edildiği, tescilin dayanağı ilamın temyiz incelemesi sonucunda bozulduğu ve Hazinenin tapu iptal tescil talebinin reddine karar verilerek kararın kesinleştiği, ancak tapudaki tescil kaydının terkin edilmediği, eldeki davanın, taşınmazın Hazineden önceki kayıt malikinin mirasçıları tarafından mülkiyet hakkına dayalı açıldığı, dava konusu taşınmazda hukuken kamulaştırması tamamlanan bir alanın bulunmadığı tespit edilerek Hazinenin tescil isteminin reddine dair verilen kararın kesinleşmesi ile davalı adına oluşan tescilin dayanağını teşkil eden mahkeme ilamı ortadan kalkmış olduğundan, sicilin dayanağı olan işlemin ortadan kalktığı ve davalı adına oluşan tescilin yolsuz hale geldiği, bu nedenle ilk el konumundaki davalı yönünden taşınmazın mülkiyetinin davalıya geçtiğinden söz edilemeyeceği, taşınmazın davacılar adına tescili yönünde verilen kararın dosya kapsamına ve hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarına ek olarak, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, eldeki davanın Edirne 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 02.12.2014 tarihli ve 2014/188 Esas, 2014/497 Karar sayılı kararına istinaden açıldığını, ancak söz konusu kararda hükme esas alınan 02.10.2014 tarihli bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazda kamulaştırma işlemi yapılmadığı ve kamulaştırma bedelinin ödenmediği hususunda bir tespit ve beyan geçmediğini, oysa dosya içerisindeki tüm evraklardan dava konusu 31 parsel sayılı taşınmazın bilirkişi raporunda (A) harfiyle gösterilen 3.206,74 m2’lik kısmının kamulaştırıldığını ve kamulaştırılma bedelinin de ödendiğini, bu nedenle bu kısmın Hazine adına tescil edilmesi gerektiğini, ancak Mahkemece bu kısma ilişkin kamulaştırma bedelinin ödendiğinin ispat edilemediği için kamulaştırma işlemlerinin tamamlanmadığı kabul edilerek davanın reddine karar verildiğini, oysa kamulaştırma bedelinin ödendiğini, ancak makbuzların inceleme için Sayıştay’a gönderildiğini, Sayıştay tarafından da 10 yılda bir evrakların imha edildiğini, davalı kurum tarafından ödeme makbuzlarına ulaşılamamasının kamulaştırma bedelinin ödenmediği sonucunu doğurmayacağını, taşınmazın değerinin fazla hesaplandığını, davalı Hazinenin harçtan muaf olmasına rağmen davalı aleyhine harca hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 705 inci, 1022 nci, 1023 üncü, 1024 üncü, 1025 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 1426 ada 31 parsel sayılı taşınmazın davacıların mirasbırakanı ... adına kayıtlı iken Edirne 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000/47 Esas, 2001/203 Karar sayılı kararı gereğince 02.01.2002 tarih ve 10 yevmiye nolu işlemle Maliye Hazinesi adına tescil edildiği, anılan kararın temyizi üzerine, Yargıtay 5. Hukuk Dairesince “Yapılan tebligatların usulsüz olduğu, usulüz yapılan bu tebligatlar ile hükmün kesinleşmeyeceği belirtilerek kesinleşme şerhinin ortadan kaldırıldığı ve Kamulaştırma Yasası'nın 38 inci maddesinin Anayasa Mahkemesinin 04.11.2003 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan kararı ile iptal olduğu ve 30.06.2012 tarihinde yürürlüğe giren 5999 sayılı Kanun'un ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na eklenen geçici 6 ncı maddesi ile idarelerin Kamulaştırma Yasası'nın 38 inci maddesine dayalı olarak tapu iptal ve tescil davası açma imkanı kalmadığı gerekçesiyle” kararın bozulduğu, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda Edirne 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/188 Esas, 2014/497 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verildiği, anılan kararın derecattan geçerek kesinleştiği, bu durumda taşınmazın davalı Hazine adına tesciline dayanak kararın daha sonra ortadan kalktığı, davalı adına oluşan tescilin yolsuz hale geldiği anlaşılmaktadır.

2.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı Hazine vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13 üncü maddesinin j bendi gereğince davalı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.05.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.