Logo

1. Hukuk Dairesi2023/1743 E. 2024/3869 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro sırasında tespit harici bırakılan tapusuz taşınmazın irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı hükümlerine dayanarak davacılar adına tescili talebinin reddi üzerine yapılan temyiz başvurusu.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, taşınmaz üzerinde davacıların ekonomik amaca uygun zilyetliğini ispatlayamadıkları, kendiliğinden yetişen ağaçlar dışında bir tarımsal faaliyetlerinin bulunmadığı ve önceki Yargıtay kararına uygun şekilde hüküm kurduğu gerekçesiyle temyiz isteminin reddiyle yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/192 E., 2022/452 K.

HÜKÜM : Ret

Taraflar arasında kadastro sırasında tespit harici bırakılan tapusuz taşınmaz hakkında irsen intikâl, imar ihya ve kazandırıcı zamanaşımı nedenlerine dayalı tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozma ilâmına uyularak yeniden yapılan yargılama sonunda; davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Erzurum ili, Olur ilçesi, ... Mahallesinde kain, ... ve müşterekleri taşınmazı, ... ve müşterekleri taşınmazı, Oltu çayı hududu ve dere ile çevrili olup kadastro çalışmaları sırasında 110 ada 2 ve 3 (Yeni 110 ada 6 ve 7) parsellerin yanında tespit harici bırakılan tapusuz taşınmazın davacılara babaları ...'tan irsen intikâl ettiğini ve müştereken kullanıldığını, taşınmaz üzerinde eskiden davacıların babaları mirasbırakan ...'a ait kahvehane bulunduğunu, şimdi ise bahçe olarak kullanıldığını, cevaba cevap dilekçesinde taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olmadığını, kadastro öncesinde üzerinde harap halde ev, kahvehane ve bahçesi bulunduğunu, taşınmaz köyde olup imar alanı olmadığını, mevkide orman parseli de olmadığını ileri sürerek dava konusu tapusuz taşınmazın miras payları oranında davacılar adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu edilen tapusuz taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında kalması gereken yerlerden olması sebebiyle tespit harici bırakıldığını, özel mülkiyete konu olmayacağını, davacılar lehine kazandırıcı zamanaşımıyla iktisap şartlarının oluşmadığını, imar planı kapsamında kalan taşınmazlar hakkında da kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğiyle iktisabın mümkün olmadığını belirterek davanın reddi ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713 üncü maddesi uyarınca dava konusu taşınmazın Hazine adına tescil edilmesini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 03.06.2014 tarihli ve 2013/1159 Esas, 2014/883 Karar sayılı kararıyla; fen bilirkişi raporuna göre (A) harfli kısmın dere yatağıyla ilgisinin bulunmadığı, ancak (B) harfli kısmın taşmalar nedeniyle üzerinde yer yer çakıl taşları olduğu, tanık ve mahalli bilirkişilerin taşınmaz üzerinde önceden bina bulunduğunu beyan ettikleri, 31.03.2014 tarihli memleket haritasında (B) harfli kısmın pasif dere yatağında kaldığı gerekçesiyle, (A) harfli kısım yönünden davanın kabulü ile (B) harfli kısım yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 16.11.2015 tarihli ve 2015/1 Esas, 2015/13474 Karar sayılı kararı ile; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 713 üncü maddesinin dördüncü ve beşinci fıkraları gereği yapılması gereken ilânların yapılmadığı, dava kısmen reddedildiği hâlde 4721 sayılı Kanunun 713 üncü maddesinin altıncı fıkrası gereğince Hazinenin tescil isteminin karşılanmadığı, ziraat bilirkişi raporunun kısa, gerekçesiz ve soyut olduğu, jeolog bilirkişi raporunda taşınmaz dere yatağında görünmesine karşın gerekçe açıklanmaksızın taşınmazın tarım arazisi olarak değerlendirildiği, hava fotoğraflarının uzman olmayan fen bilirkişine uygulatıldığı, yasal hasım olan Erzurum Büyükşehir Belediyesinin davaya dahil edilmeden karar verildiği gerekçesiyle, tarafların temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkemenin yukarıda belirtilen kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Birinci Bozma İlâmına Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 01.04.2019 tarihli ve 2016/484 Esas, 2019/267 Karar sayılı kararı ile; jeolog ve jeodezi bilirkişi raporlarına göre taşınmazın dere yatağında kalmadığı, jeodezi ve ziraat mühendisi bilirkişi raporuna göre arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine tahminen 1971 ile 1985 yılları arasında; muhtar ve mahalli bilirkişi beyanlarına göre ise 1970'lerin başında başlandığı, zilyetliğin taşınmaz üzerine ağaç dikmek, ekip biçmek, kulübe inşa etmek -hava fotoğraflarında bahsi geçen kulübenin yüksek ihtimalle mahalli bilirkişilerin söz ettiği kahvehane olduğu değerlendirmesiyle- şeklinde sürdürüldüğü, davacıların dava konusu kısımlar üzerinde zilyetliğinin en erken 1970'li yılların ortalarında, en geç 1985 yılında başladığı, en erken 1990'ların ortalarında ve en geç 2005 yılına kadar zilyetliğin bahsedilen şekillerde önce mirasbırakan sonra davacılar tarafından aralıksız olarak malik sıfatıyla sürdürüldüğü, dava tarihi itibariyle dava konusu taşınmazların imar-ihyasının tamamlandığı gerekçesiyle davanın kabulü ile davalı Hazinenin tescil talebinin reddine karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili ve davalı ... Belediyesi vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 15.06.2021 tarihli ve 2019/3247 Esas, 2021/5362 Karar sayılı kararı ile; mahalli bilirkişiler tarafından dava konusu taşınmaz üzerinde davacılar mirasbırakanı ...'ın şu anda yıkılmış kahvehanesinin bulunduğu beyan edilmişse de ziraat mühendisi bilirkişi raporunda dava konusu (A) harfli kısımda 20 yıllık bir kavak ağacı ve bina kalıntısı olduğu, (B) harfli kısımda 20 yıllık 5 adet ve 15 yıllık 2 adet kavak ağacı, 10 yıllık 1 adet asma, 15 yıllık 1 adet iğde ağacının bulunduğunun belirtildiği, kavak ve iğde ağaçlarının kendiliğinden yetişen ağaçlardan olduğu, davacıların taşınmaz üzerinde başkaca tarımsal faaliyetlerinin ispatlanmadığı, mirasbırakan ... mirasçıları davacıların ekonomik amacına uygun bir zilyetliğinin bulunmadığı, davanın reddi gerektiği gerekçesiyle; davalı Hazine ve Olur Belediyesinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkemenin yukarıda belirtilen kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Ç. Karar Düzeltme Talebi

1.Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 15.06.2021 tarihli ve 2019/3247 Esas, 2021/5362 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacılar vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 21.04.2022 tarihli ve 2021/8946 Esas, 2022/3364 Karar sayılı kararı ile; davacılar vekilinin karar düzeltme isteminin reddine karar verilmiştir.

D. Mahkemece İkinci Bozma İlâmına Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 30.11.2022 tarihli ve 2022/192 Esas, 2022/452 Karar sayılı kararı ile; ikinci bozma ilâmının ardından dava yeni esas numarasına kaydedildikten sonra, davacı vekili tarafından kesin hüküm itirazında bulunularak eldeki davaya konu taşınmazın davacılar mirasbırakanı ... adına tesciline dair olduğu iddia edilen Olur Asliye Hukuk Mahkemesinin 1971/49 Esas, 1973/23 Karar sayılı kararının ve kararın onanarak kesinleştiğine dair Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 22.11.1973 tarihli ve 4895 Esas, 1973/6616 Karar sayılı ilâmının ibraz edildiği, Olur Tapu Müdürlüğünün 29.11.2022 tarihli cevabi yazısında kesin hüküm teşkil ettiği iddia edilen dosyanın, karar örneğinin ve karara dayanak krokinin bulunmadığının bildirildiği, Olur (Kapatılan) Asliye Hukuk Mahkemesinin 08.07.2022 tarihli cevabi yazısında arşivdeki dosyalar arasında dosyanın bulunamadığı, karar kartonunda yalnızca gerekçeli kararın bulunduğu ancak ekinde kesinleşme şerhi ve kroki bulunmadığının bildirildiği ve ilâmın yazı ekinde gönderildiği, kesin hüküm olduğu iddia edilen dava dosyasının ve krokisinin bulunması hâlinde eldeki davaya konu taşınmazlara uyup uymadığı hususunda 18.07.2022 tarihli celsede ek rapor tanzim edilmek istense de, krokinin ve dava dosyasının aslı bulunmaması sebebiyle 30.11.2022 tarihli celsede bu ara karardan rücu edildiği, davacılar vekilinin 30.11.2022 tarihli son celsesinde kesin hüküm olgusunun tetkiki açısından hava fotoğraflarının celbini ve yeniden keşif yapılması talebinin aynı gerekçeyle reddedildiği, mahalli bilirkişiler tarafından dava konusu taşınmaz üzerinde davacılar mirasbırakanı ...'ın şu anda yıkılmış kahvehanesinin bulunduğu beyan edilmişse de, ziraat mühendisi bilirkişi raporunda dava konusu (A) harfli kısımda 20 yıllık bir kavak ağacı ve bina kalıntısı olduğu, (B) harflı kısımda 20 yıllık 5 adet ve 15 yıllık 2 adet kavak ağacı, 10 yıllık 1 adet asma, 15 yıllık 1 adet iğde ağacının bulunduğunun belirtildiği, bozma ilâmına uyularak, kavak ve iğde ağaçlarının kendiliğinden yetişen ağaçlardan olduğu, davacıların taşınmaz üzerinde başkaca tarımsal faaliyetlerinin ispatlanmadığı, mirasbırakan ... mirasçıları davacıların ekonomik amacına uygun bir zilyetliğinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; eldeki davaya konu taşınmazlarla ilgili kesin hüküm teşkil eden Olur Asliye Hukuk Mahkemesinin 1971/49 Esas, 1973/23 Karar sayılı kararının ve kararın onanarak kesinleştiğine dair Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 22.11.1973 tarihli ve 4895 Esas, 1973/6616 Karar sayılı ilâmını ibraz ettiklerini, davanın konusunun tescil ve men'i müdahale olarak birleştirilen iki ayrı dava olduğunu, tescil davasının taraflarının davacılar mirasbırakanı ... ile Hazine ve ... Köy Tüzel Kişiliği; men'i müdahale davası davacısının ..., davalısının ... olduğunu, davacıların taşınmazı ... Noterliğinin 3416 sayılı ve 08.06.1961 tarihli Re'sen Noter Senedine istinaden dava dışı Muhuttin Narmanlı'dan satın aldıkları ve zilyet oldukları tespit edildiğini, davacılar mirasbırakanı adına doğusu Poğut deresi, kuzeyi Oltu Çayı, batısı ..., güneyi ... olan 80 m2 yüz ölçümlü taşınmazın tesciline ve ...'ın bu taşınmaz dışında kalan tescilini istediği 420m2'lık kısma kahvehane yapmak suretiyle tecavüzünün menine karar verildiği, tecavüzün men'i kararı verilen taşınmazın ...'a intikâl eden şimdiki 110/3 (Yeni 110/6) parsel olduğu, men'i müdahale kararının ardından ...'ın kahvehanesini sökerek eldeki dava konusu (A) harfli yere yaptığını, yıkılan kahvehane kalıntılarının zeminde durduğunu, yeniden keşif yapılarak kesin hükmün zemine uyup uymadığının denetlenmesini ve hükmün taşınmaza uyduğu tespit edilerek davanın kesin hüküm nedeniyle reddedilmesini, kesin hüküm olmaması hâlinde tescil kararı ve noter senedinin lehe değerlendirilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, bozma ilâmında kavak ağaçlarının kendiliğinden yetişen türler olduğu belirtilse de kavakçılığın bölgede yaygın şekilde dikilerek inşaat malzemesi olarak satıldığını belirterek Mahkemenin yukarıda belirtilen kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Dava ve Hukuki Nitelendirme

Dava; kadastro sırasında tespit harici bırakılan tapusuz taşınmaz hakkında irsen intikâl ve kazandırıcı zamanaşımı nedenlerine dayalı tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası.

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17 nci maddeleri ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen kararın bozma ilâmına uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ilâmına uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 247,70 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,

Dosyanın kararı veren Oltu Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,

1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

27.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.