"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/249 E., 2022/2122 K.
HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul-Kısmen Ret/Kısmen Kabul-Kısmen Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Van 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2015/747 E., 2017/357 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil istekli davadan dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı ile asli müdahiller vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin ve asli müdahiller vekillerinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-2 bendi uyarınca kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın asli müdahiller yönünden usulden, davacı yönünden esastan reddine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyiz edilmesi üzerine Dairenin 12.11.2020 tarih 2018/5608 Esas, 2020/5965 Karar sayılı kararıyla Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; mirasbırakan annesi ...'nun, dava konusu 338 ada 9 parsel sayılı taşınmazı mirastan mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak davalı oğluna satış yoluyla temlik ettiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının miras payı oranında iptali ile adına tescilini, olmadığı taktirde tenkisini istemiştir.
Asli müdahiller olarak nitelendirilen ..., ... ve ...; mirasbırakanları ...’in ... ile ikinci evliliğini yaptığını, davacı ve davalı ile baba bir anne ayrı kardeş olduklarını, dava konusu taşınmazın mal kaçırma amacıyla muvazaalı olarak mirasbırakan ... tarafından ...’a temlik edildiğini ileri sürerek müdahale taleplerinin kabulü ile taşınmazın tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini, olmadığı taktirde tenkisini istemişler, aşamada ...’ın ölmesi ile mirasçıları davaya dahil olmuşlardır.
II. CEVAP
Davalı; hak düşürücü sürenin geçtiğini, mirasbırakanın diğer üç oğlu ile birlikte dava konusu taşınmazda yaşarken ihtiyaç nedeniyle taşınmazı satmak durumunda kaldığını, mirasbırakana destek olduğunu, kardeşlerine iş yeri açılması ve hayatlarını kurmaları konusunda yardım ettiğini, alım gücü bulunduğunu, satış bedelini banka aracılığıyla ödemediğini, dava konusu taşınmazın satışından bir süre sonra kardeşleri ...’nin kooperatiften aldığı evin peşinat ödemesinin yapıldığını, temlikin gerçek bir satış olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 24.05.2017 tarih, 2015/747 Esas, 2017/357 karar sayılı karar ile; temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davacının davasının kabulü ile iptal tescile, mirasbırakan ...’ın mirasçısı olmadıkları gerekçesiyle asli müdahillerin davasının reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ile asli müdahiller vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 03.10.2018 tarih, 2018/969 Esas, 2018/1174 Karar sayılı kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak usule uygun şekilde yapılmadığı gerekçesiyle asli müdahale talebinin usulden reddine, mirasbırakan ... tarafından davalı oğluna yapılan temlikin muvazaalı olmadığı gerekçesiyle davacının davasının esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... ile asli müdahaller ..., ..., ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Bozma Kararı
Dairenin 12.11.2020 tarih 2018/5608 Esas, 2020/5965 Karar sayılı kararıyla; iddianın usulünce ispatlanamadığı gözetilerek davacı ...’un davasının reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ancak mirasbırakan ...’nun kendinden önce ölen eşi ...’nun ilk evliliğinden olma çocukları ..., ... ve ...’ın mirasbırakan ...’a mirasçı olmadıkları görülmekte ise de adı geçenlerin davalı ...’e yönelterek ve harcını yatırmak suretiyle dava konusu taşınmazın mirasbırakanları ...’e ait olduğu halde muvazaalı olarak satış yapıldığını ileri sürerek müdahale talebinin kabulü ile miras payları oranında iptal tescil, olmazsa tenkis istedikleri, İlk Derece Mahkemesince adı geçenlerin asli müdahil, Bölge Adliye Mahkemesince, asli müdahale talep edenler olarak nitelendirildikleri, ..., ... ve ... her ne kadar asli müdahale dilekçesi ile dava açmış iseler de, bu davacıların davası teknik anlamda asli müdahale olmayıp taşınmazın önceki kayıt maliki olan babaları ...’ndan kendilerine intikal edecek miras paylarını talep ettikleri; bir başka ifadeyle, mirasbırakan babaları ... adına kayıtlı iken davacı ve davalının mirasbırakanı ...’na, onun tarafından da davalı ...’e temlik edilen dava konusu taşınmaz üzerinde temlikin muvazaalı olduğu iddiasına dayanarak miras payları oranında hak iddia ettikleri, davacı ...’in, davalı ...’e miras payı oranında yönelttiği davası bakımından ..., ... ve ...’ın bir talepleri bulunmadığından dava dilekçelerinde davacı ...’i davalı olarak göstermeleri için bir sebep de bulunmadığı, davacılar ..., ... ve ...’nin davasının ihtiyari dava arkadaşlığı niteliğinde olup yargılama harçlarını yatırmış oldukları da gözetilerek bu davacıların davasının esastan incelenmesi gerektiği gerekçesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuştur.
C. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Temyize Konu Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dinlenen tanık beyanları ve dosyadaki deliller dikkate alındığında devrin herhangi bir bedel ödenmeksizin yapıldığı, tanık beyanları dikkate alındığında mirasbırakanın özel bir bakıma ve mal satmaya ihtiyacı olmadığı, sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunmadığı, dava konusu taşınmazın mirasbırakan tarafından ...’na temlikinin bedelsiz, muvazaalı ve mirasçıdan mal kaçırmak amaçlı olduğu, dahili davacıların dava konusu 338 ada 9 Parsel sayılı taşınmazın 04.11.1987 tarih 2713 yevmiye nolu resmi akit ile yapılan satışına yönelik muris muvazaası iddiasının sabit bulunduğu gerekçesi ile davacının davasının reddine, asli müdahillerin davasının kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ve davacı vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; kararın çelişkili olduğunu, davalı iyiniyetli ise asli müdahillerin davasının reddedilmesi gerektiğini, davalının davada kötüniyetli üçüncü kişi mi yoksa iyiniyetli üçüncü kişi mi olduğu hususunun tespit edilmediğini, davalının dava konusu taşınmazdaki payları iptal edildiğine göre davacı yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; asli müdahale davasının, ilk davanın davacısı ve davalısına karşı birlikte açılması gerektiğini, HMK'nın 65 inci maddesindeki yasal düzenlemeye uyulmadan davaya müdahale talebinde bulunulduğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, delillerin toplanmadığı, sadece asli müdahillerin iddiaları ve tanıkları üzerinden değerlendirme yapıldığını, davacı yönünden davanın reddine karar verildiğini, davalının dava konusu taşınmazı annesi ...’dan bedelini ödeyerek satın aldığını, davalının diğer kardeşleri ve mirasbırakan ile birlikte dava konusu taşınmazda ikamet ettiğini ve parça parça bedeli mirasbırakana ödediğini, davalı ile mirasbırakan ... arasında herhangi bir muvazaalı işlem bulunmadığını, önceden var olduğu ileri sürülen davalının taraf olmadığı işlem üzerinden davalının mülkiyet hakkının ihlal edildiğini, taşınmaz üzerindeki baraka halindeki evin 3 katlı bina haline dönüşmesine asli müdahillerin hiç bir katkılarının bulunmadığını, mirasbırakan ... ile eşi ... arasındaki satışın muvazaalı olmadığı savunmasının ...'nun mirasçısı olduğu mallarının tespiti ile mümkün olacağını, işlem bağış olarak kabul ediliyorsa dahi bu durumda saklı pay oranında iptal tescile karar verilmesi gerektiğini, asli müdahil sayısı ve vekilleri ayrı ayrı değerlendirilerek her birine ayrı vekalet ücreti takdir edilmesinin ve harcın davalının üzerinde bırakılmasının yerinde olmadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, Türk Medeni Kanunu'nun 706 ncı, Türk Borçlar Kanunu'nun 237 nci ve Tapu Kanunu'nun 26 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ...’nun 08.12.1991 tarihinde öldüğü, geride ilk eşinden olan çocukları asli müdahiller ..., ... ve ... ile ikinci eşi ... ve ...’dan olan çocukları davacı ..., davalı ... ile dava dışı ..., ... ve 2011 yılında ölen oğlu ...’in eşi ... ve oğlu ...’un mirasçı olarak kaldığı, mirasbırakan ...’ın da 19.10.2008 tarihinde öldüğü ve geride davacı ..., davalı ... ile dava dışı ..., ... ve 2011 yılında ölen oğlu ...’in eşi ... ve oğlu ...’un kaldığı, asli müdahil ...’ın aşamada ölümü üzerine mirasçılarının davaya dahil oldukları, mirasbırakan ...’in maliki olduğu 338 ada 9 parsel sayılı taşınmazı 04.11.1987 tarihinde kendisinin eşi, davacı ve davalının annesi olan ...’a satış suretiyle temlik ettiği, mirasbırakan ...’ın da anılan taşınmazı 14.04.1993 tarihinde davalı ...’e devrettiği, davacı ...’in 14.04.1993 tarihinde mirasbırakanı ... tarafından gerçekleştirilen temlike ilişkin olarak; asli müdahillerin ise mirasbırakan ...’in 04.11.1987 tarihinde gerçekleştirdiği temlike dayanarak eldeki davayı açtıkları anlaşılmaktadır.
2. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı ve özellikle davacı ...’in mirasbırakan Cahit tarafından yapılan 04.11.1987 tarihli temlike dayanarak bir talepte bulunmadığı anlaşılmakla; tarafların temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı ve davalı vekillerinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 247,70 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan, 8.225,48 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.05.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.