"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/341 E., 2022/138 K.
HÜKÜM : Ret
Taraflar arasında görülen kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kütahya ili ... ilçesi ... köyü 175 ada 1 parselde kayıtlı bulunan taşınmazın ekli krokide taralı olan kısmının hatalı olarak davalı Hazine adına kaydedildiğini, taşınmazın miras yolu ile müvekkiline babasından kaldığını, müvekkilinin ve mirasbırakanların taşınmazı 1982 yılına kadar hayvan barınma yeri olarak kullandığını beyanla taşınmazın ekli krokide taralı olan kısmının davalı adına olan tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tapuya kayıt ve teciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın Hazine adına hükmen tescil edildiğini, Tavşanlı Kadastro Mahkemesinde açılan davanın lehlerine bittiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 14.03.2016 tarih, 2015/965 Esas ve 2016/265 Karar sayılı kararıyla; davanın, aynı konuda kesin hüküm bulunması nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 10.03.2020 tarih, 2020/335 Esas ve 2020/1160 karar sayılı kararıyla "çekişmeli 175 ada 1 parsel sayılı taşınmaz hakkında davacı (eldeki dosyada davalı) Hazine tarafından, taşınmazın tespit maliki ... Köyü Tüzel Kişiliği aleyhine, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiası ile dava açıldığı ve yargılama sonunda davanın kabulüne ve çekişmeli taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile taşınmazın Hazine adına tesciline karar verildiği, kararın temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır. Temyize konu dosyada ise; 175 ada 1 parsel sayılı taşınmaz hakkında, davacı ..., taşınmazın hükmen maliki olan Hazine aleyhine, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır. Dolayısıyla, her iki davada dava konusu edilen taşınmaz aynı olmakla birlikte, her iki davanın tarafları ile dayanılan hukuki sebebin farklı olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda kesin hükmün varlığından söz edilemez. Hal böyle olunca, Mahkemece; işin esasına girilip toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi" gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; TMK 715 ve 3402 sayılı Kanun'un 16/C maddeleri gereği söz konusu dönemdeki davacı zilyetliğinin kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği olarak da kabul edilemeyeceği, kadastro tespiti sonrası taşınmazın davacı tarafından çit ile çevrilerek ekildiği, tespitin ise 19.07.2007 tarihinde yapıldığı, tespit ile tapu kaydının oluştuğu dönem arasındaki süre itibariyle TMK'nın 713 üncü maddesi uyarınca kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğiyle edinme şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacının taşınmazı bahçe olarak kullandığını çevredeki taşınmazlarla bir bütün halinde kullanıldığını, öncesinde özel harman yeri olduğunu, son 15 yıldır bahçe olarak kullanıldığını, komşu parsellerin de harman yeri olduğunu, onların da ev yaparak tapularını aldığını, davacının bahçe olarak kullanmayı tercih ettiğini, davacının sunduğu vergi kayıtlarının esas alınmadığını öne sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü, 16 ıncı ve 17 inci maddeleri
3. Değerlendirme
1. Davacı, çekişmeli taşınmaz hakkında irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle dava açmıştır. Kütahya ili ... ilçesi ... köyü 175 ada 1 parsel sayılı arsa vasıflı taşınmaza ilişkin 19.07.2007 tarihinde 394 m2 yüz ölçümü ile ... Köyü Tüzel Kişiliği adına kadastro tespiti yapıldığı, askı ilan süresi içerisinde Hazine tarafından kadastro tespitine itiraz davası ikame edildiği, Tavşanlı Kadastro Mahkemesinin 2007/484 Esas ve 2009/194 Karar sayılı ilamı ile davanın kabulü ile kadastro tespitinin iptaline ve taşınmazın 394,27 m2 yüz ölçümü ile ve arsa vasfıyla Hazine adına tespit ve tesciline karar verildiği ve kararın 25.02.2011 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
2. Davacı, dava dilekçesinde çekişmeli taşınmazın iddiasına konu kısmının miras yoluyla kendisine intikal ettiğini ve uzun yıllardır özel harman yeri olarak zilyetliğinde bulunduğunu ileri sürerek taşınmazın adına tescili istemi ile dava açtığı ve keşif sırasında beyanlarına başvurulan mahalli bilirkişi ve tanıklar da çekişmeli taşınmazın davacıya dedesinden intikal ettiğini belirttikleri halde davacıdan, mirasbırakanlarından intikal ettiğini ileri sürdüğü taşınmazın hangi nedenle adına tescilini talep ettiği hususu açıklattırılmadığı gibi mahalli bilirkişi ve tanıklardan da bu husus sorulup saptanılmamış ve bu yolla davacının aktif dava ehliyeti bulunup bulunmadığı belirlenmemiş; ziraat mühendisi bilirkişisinin taşınmazın niteliği hususunda değerlendirme yapmadığı, taşınmazın özel harman yeri ya da genel harman yeri olup olmadığının tespit edilemediği, hava fotoğrafı incelemesi yapılırken taşınmazın harman yeri vasfında olup olmadığının göz önünden bulundurulmadığı, davacının dayandığı vergi kaydının da uygulanmadığı anlaşılmıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilmesi mümkün değildir.
3.Hal böyle olunca, doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece, öncelikle davacıdan, çekişmeli taşınmaz bölümünün murislerinden kendisine ne şekilde intikal ettiği hususunda açıklama istenmeli; taksim, bağış, satın alma vs. gibi nedenlerden birine dayanması durumunda, bu hususu kanıtlaması için kendisine süre ve imkan verilmeli; bu şekilde davacının aktif dava ehliyeti bulunduğu sonucuna varılması halinde davacının dayandığı vergi kaydı tüm tedavülleriyle dosya arasına alınmalı, vergi kaydının başka taşınmaza revizyon görüp görmediği araştırılmalı, dava konusu taşınmaza bitişik ya da yakın komşu parsellerin kadastro tespit tutanak örnekleri ve bu parsellere uygulanan tapu ve vergi kayıtları (tespite esas dayanakları) tesislerinden itibaren tüm tedavülleri ile getirtilmeli;
4. Bundan sonra mahallinde, elverdiğince yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik mahalli bilirkişi kurulu, taraf tanıkları, 1 kişilik ziraat mühendisi, 1 kişilik jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi kurulu ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı, keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan davacının açıklayacağı dava sebebi de dikkate alınarak taşınmaz bölümünün paylaşım, satın alma, bağış ya da başka yolla davacıya geçip geçmediği hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; taşınmazın evvelinde özel harman yeri olup olmadığı, dava konusu taşınmaz bölümünün çevresinde başka şahıslarca kullanılan özel harman yerleri bulunup bulunmadığı, harman yeri değil ise imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği ve edilmiş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı, davacının dayanmış olduğu vergi kaydı tanıklardan sorulmak suretiyle zeminde uygulanmalı ve tüm bu hususlar etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle oluşan
çelişkilerin giderilmesine çalışılmalı; bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsellerin tespit tutanakları ve dayanaklarıyla denetlenmeli;
5. Ziraat mühendisi bilirkişisinden çekişmeli taşınmaz bölümünün önceki ve şimdiki niteliğini, bitki örtüsü ve toprak yapısı itibariyle yol niteliğinde olup olmadığını, zeminde hangi amaçla kullanıldığını, harman yeri niteliğinde olup olmadığını, üzerinde sap ve tane kalıntıları bulunup bulunmadığını bildirir, komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı değerlendirmeyi içerir, çekişmeli taşınmazın değişik yönlerden çekilecek fotoğrafları ile desteklenmiş, somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı;
6. Fen bilirkişisinden yerel bilirkişi ve tanıkların gösterdiği hudutların haritasında işaretlettirilmesi ve uygulanan vergi kaydının kapsadığı alanı gösterir, denetime açık ve keşfi takibe imkan verir rapor ve harita düzenlemesi istenmeli, bu suretle davalının dayandığı vergi kaydının kapsamı açık bir şekilde tespit edilmeli;
7. Jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişisinden çekişme konusu taşınmaz bölümünün bulunduğu yerin uydu fotoğrafları üzerinde işaretlenmesi suretiyle taşınmaz bölümünün önceki ve şimdiki niteliğinin, arazinin kısmen veya tamamen ekonomik amacına uygun olarak kullanılmaya ne zaman başlanıldığının belirlenmesi, taşınmazın harman yeri olduğu iddiası da göz önünde bulundurularak taşınmazın harman yeri olup olmadığına yönelik olarak rapor düzenlettirilmeli; mahalli bilirkişi ve tanık beyanları bilimsel esaslara göre hazırlanmış bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli; bundan sonra, iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün, 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,
2.İstek halinde temyiz harcının davacıya iadesine,
3.1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,06.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.