Logo

1. Hukuk Dairesi2023/1958 E. 2024/6064 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu tescil harici bırakılan taşınmaz bölümlerinin zilyetliği iddia eden müdahil davacılar tarafından tapuya tescili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, tapusuz taşınmaz tescili davasında, Karayolları Genel Müdürlüğü gibi yasal hasımların davaya dahil edilmemesi, taşınmazlarda kamulaştırma çalışması yapılıp yapılmadığının araştırılmaması, imar planına ilişkin tespitlerin eksik yapılması, komşu parsellerin tespit tutanaklarının incelenmemesi ve yeterli bilirkişi incelemesi yaptırılmaması gibi hususlarda eksik inceleme yapıldığı gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/248 E., 2022/1308 K.

HÜKÜM : Kısmen Kabul

Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 19.10.2020 tarihli ve 2018/4984 Esas, 2020/4479 Karar sayılı kararı ile bozulmuştur.

Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, kararın müdahil davacı ... vekili, davalı Hazine vekili ile dahili davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı.... dava dilekçesinde; hudutları dava dilekçesinde belirtilen taşınmaz bölümünün kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakıldığını, oysa taşınmazı 15-20 yıldır zilyet ettiğini ileri sürerek adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

2. Davacı ... 30.04.2014 havale tarihli dilekçeyle; davadan çekilmek istediğini, bu nedenle davanın düşürülmesine karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazda davacı taraf lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda yapılacak araştırma ve inceleme sonunda davanın reddi ile taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

2. Dahili davalı ... vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazda davacı taraf lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda yapılacak araştırma ve inceleme sonunda davanın reddi ile taşınmazın vekil eden adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

3. Dahili davalı ... vekili cevap dilekçesinde; taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, bu nedenle zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. MÜDAHİLLER

1. ... 06.12.2012 tarihli dilekçeyle; dava konusu taşınmazın davacı ile bir ilgisinin bulunmadığını, bu yerin miras yoluyla kendisine kaldığını, üzerinde 35 yıllık evi, müştemilatı ve 25-30 yaşlarında ağaçlarının bulunduğunu ileri sürerek taşınmazın adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

2. ... ile ... 03.12.2012 tarihli müşterek dilekçeyle; dava konusu taşınmazın davacı ile bir ilgisinin bulunmadığını, bu yerin 1987 yılından beri zilyetliklerinde bulunduğunu, üzerinde evleri, samanlıkları, ahırları ve ağaçlarının bulunduğunu ileri sürerek taşınmazın adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.

IV. MAHKEME KARARI

Van 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.11.2015 tarihli ve 2012/366 Esas, 2015/796 Karar sayılı kararıyla; 30.04.2014 havale tarihli dilekçe uyarınca davacının davasının eldeki davadan tefrikine karar verildiği, müdahil davacıların davaları yönüyle ise dava konusu taşınmaz bölümlerinin ayrı ayrı müdahil davacılar tarafından 30 yılı aşkın süredir zilyet edildiği, bilirkişi tarafından incelenen hava fotoğraflarının da bu durumu doğruladığı, taşınmaz bölümlerinde davacılara ait ev, ahır, müştemilat ve ağaçlar bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, fen bilirkişinin 18.12.2014 havale tarihli rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 1.512,66 metrekarelik taşınmaz bölümünün müdahil davacı ... adına, (B) harfi ile gösterilen 1.550,62 metrekarelik taşınmaz bölümünün müdahil davacı ... adına ve (C) harfi ile gösterilen 3.360,81 metrekarelik taşınmaz bölümünün müdahil davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

2. Karar, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 19.10.2020 tarihli ve 2018/4984 Esas, 2020/4479 Karar sayılı kararıyla; yerel bilirkişi ve tanık beyanlarında dava konusu taşınmaz bölümlerinin müdahil davacılara babalarından kaldığı belirtilmesine rağmen, Mahkemece müdahil davacıların aktif dava ehliyetlerinin bulunup bulunmadığının belirlenmesi açısından taşınmazların murislerinden kendilerine ne şekilde kaldığı açıklattırılarak bu yönde araştırma yapılmadığı, taşınmaz bölümlerinin hangi tarihte ve hangi nedenle tescil harici bırakıldığının araştırılmadığı, Edremit Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün 29.03.2013 tarih ve 143 sayılı yazısında dava konusu edilen kadastro harici yerlerin uygulama imar planı içerisinde kaldığı belirtilmesine rağmen imar planının hangi tarihte kesinleştiğinin sorulup saptanmadığı, zilyetlik süresinin belirlenmesinde esaslı unsur olan hava fotoğraflarından yöntemine uygun şekilde yararlanılmadığı, hava fotoğraflarının jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi tarafından stereoskopik aletle incelenmesi gerektiği halde 1961, 1988 ve 2001 yıllarına ait hava fotoğraflarının bu konuda uzman olup olmadığı anlaşılamayan fen (harita) bilirkişisi tarafından yapıldığı belirtilerek Mahkemece açıklanan hususlarda araştırma ve inceleme yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gereğine değinilmek suretiyle bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Temyize Konu Karar

Van 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.11.2012 tarihli ve 2021/248 Esas, 2022/1308 Karar sayılı kararıyla; hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanları, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (A), (B) ve (D) harfleri ile gösterilen yerlerin asfalt ve taşlık vasfında olduğu, bu taşınmazların imar ve ihyasının yapılmadığı, diğer bölümlerin ise üzerinde müdahil davacılara ait ev, ahır, müştemilat ve ağaçlar bulunduğu, bu bölümlerde müdahil davacılar lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu her ne kadar bozma öncesi müdahil ... adına tesciline karar verilen ve hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümün yüz ölçümünün 1.512,66 metrekare olduğu raporda belirtilmiş ise de bozma sonrası hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda bu bölüme ilişkin hesaplanan yüz ölçümünün hesap hatasına dayalı olduğunun, söz konusu taşınmazın gerçek yüz ölçümünün 1.631,21 metrekare olduğunun belirtildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, teknik bilirkişinin 06.06.2022 tarihli rapor ve krokisinde (F) harfi ile gösterilen 1.631,21 metrekarelik taşınmaz bölümünün müdahil davacı ...'ün adına, (E) harfi ile gösterilen 1.326,99 metrekarelik taşınmaz bölümünün müdahil davacı ... adına, (C) harfi ile gösterilen 991,22 metrekarelik taşınmaz bölümünün müdahil davacı ... adına, (A) harfi ile gösterilen 302,72 metrekare, (B) harfi ile gösterilen 2.066,52 metrekare ve (D) harfi ile gösterilen 223,60 metrekarelik taşınmaz bölümlerinin Hazine adına tesciline karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde müdahil davacı ... vekili, davalı Hazine vekili ile dahili davalı ... vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

1. Müdahil davacı ... vekili temyiz dilekçesinde; müvekkilinin mülkiyet hakkının ihlal edildiğini, dava konusu taşınmaz bölümlerinin müdahil davacılar tarafından uzun yıllardır zilyet edildiğini, davanın tümden kabulüne karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesinin ve lehlerine vekalet ücretine hükmedilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

2. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın eksik incelemeye dayalı olduğunu, yöntemince mera araştırması yapılmadığını, nizalı taşınmaz bölümlerinde müdahil davacılar lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu kabul edilmiş ise de davacılar tarafından herhangi bir kayda dayanılmadığını, hava fotoğraflarının tarihlerinin olayın aydınlatılması için yeterli olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

3. Dahili davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; dava konusu taşınmaz bölümlerinin Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu, bu nedenle zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini, hava fotoğraflarında da taşınmazların kullanılmadığının sabit olduğunu, davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava; tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve 17. maddeleri; Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi

3. Değerlendirme

1. 1973 yılında Van ili, ... ilçesi, ... köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucunda nizalı taşınmaz bölümlerinin bulunduğu yer tescil harici bırakılmıştır.

2. Mahkemece hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (C), (E) ve (F) harfleri ile gösterilen nizalı taşınmaz bölümlerinde müdahil davacılar lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu, diğer bölümlerde ise oluşmadığı kabul edilmek suretiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Dava, tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkin olup, bu nitelikteki davaların TMK'nın 713/3. maddesi uyarınca Hazine ve ilgili Kamu Tüzel Kişilerine yöneltilerek açılması gerekir. Ne var ki, nizalı taşınmaz bölümlerinin güneyinden yol geçmesine rağmen yasal hasım konumunda bulunan Karayolları Genel Müdürlüğü davaya dahil edilip yöntemince taraf teşkili sağlanmamış, taşınmazlarda kamulaştırma çalışması yapılıp yapılmadığı, kamulaştırma çalışması yapılmış ise taşınmazların tamamının veya bir bölümünün kamulaştırma haritası kapsamında kalıp kalmadığı araştırılmamıştır. Yine, Edremit Belediye Başkanlığı'nın 29.03.2013 tarihli cevabi yazısında, nizalı taşınmaz bölümlerinin uygulama imar planı kapsamında kaldığının belirtildiği; 07.06.2021 tarihli cevabi yazısında, nizalı taşınmaz bölümlerinin uygulama imar planında kaldığı, daha sonra ...'nın 10.12.2019 tarih ve 493 sayılı Meclis Kararı ile Edremit Merkez ve Çevresi İlave ve Revizyon İmar Planına dahil edildiğinin belirtildiği; 21.09.2021 tarihli cevabi yazısında ise, nizalı taşınmaz bölümlerinin 03.05.2011 tarihli uygulama imar planında kaldığının belirtildiği anlaşılmış, yazı cevabına ekli meclis kararı incelendiğinde, “Belediye sınırları içerisinde yaptırılan İlave + Revizyon imar planları incelenmiş olup kesin imar planlarının onaylanmasına” oy birliği ile karar verildiği görülmüş, bu durumda nizalı taşınmaz bölümlerinin ilk defa 2011 yılında imar planı kapsamına alınıp alınmadığı hususunda tereddüt hasıl olmuştur. Öte yandan, nizalı taşınmaz bölümünün sınırında bulunan eski 221, 1322, 1340 ve 1352 parsel sayılı taşınmazlara ait tesis kadastrosuna ilişkin tespit tutanakları varsa dayanağı kayıtlarla birlikte getirtilip dayanak kayıtların nizalı taşınmazların yönünü ne okuduğu da belirlenmemiştir.

Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, Karayolları Genel Müdürlüğü'nü davaya dahil etmek üzere davacı tarafa süre ve imkan tanınmalı, bu şekilde taraf teşkilinin sağlanması halinde dahili davalıdan savunma ve delilleri sorulmalı, bildirdiği takdirde delilleri toplanmalı, nizalı taşınmaz bölümlerinde kamulaştırma çalışması yapılıp yapılmadığı araştırılarak kamulaştırma çalışması yapılmış ise buna ilişkin tüm bilgi, belge ve haritalar ilgili kurumlardan istenilmeli, nizalı taşınmaz bölümlerinin bulunduğu yerin ilk defa 2011 yılında imar planı kapsamına alınıp alınmadığı, alınmadıysa ilk defa ne zaman imar planı kapsamına alındığı hususu Edremit Belediye Başkanlığı ile ...'ndan ayrı ayrı sorulup tespit edilmeli, eski 221, 1322, 1340 ve 1352 parsel sayılı taşınmazlara ait tesis kadastrosu tutanakları varsa dayanağı kayıtlarla (tapu kaydı, vergi kaydı gibi) birlikte getirtilip dosya arasına alınmalı, nizalı taşınmazların 2011 yılından evvel imar planı kapsamına alındığının anlaşılması halinde ilk defa imar planı kapsamına alındığı tarihten geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı tarihte çekilmiş streoskopik hava fotoğrafları ile temin edilebilen en eski tarihli uydu fotoğrafları Harita Genel Müdürlüğü’nden getirtilip dosya arasına konulmalı, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, inşaat mühendisi bilirkişi, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi ile teknik bilirkişi huzuruyla yeniden keşif yapılmalıdır.

Yapılacak keşifte yerel bilirkişi ve tanıklardan nizalı taşınmaz bölümlerinin geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, kime ait olduğu, kim tarafından ne sıfatla ve ne şekilde kullanıldığı, kimden kime ne şekilde intikal ettiği, imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise imar-ihyanın ne zaman başlayıp bitirildiği hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; beyanlar arasında oluşacak çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılmalı; komşu taşınmazların varsa dayanak kayıtlarının nizalı taşınmazların yönünü ne okuduğu belirlenmeli; Mahkeme hakiminin taşınmazın niteliğine ve fiziksel özelliklerine ilişkin ayrıntılı gözlemi tutanağa geçirilmeli; teknik bilirkişiden keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli, nizalı taşınmaz bölümlerinin bulunduğu yerde kamulaştırma çalışması yapılmışsa kamulaştırma haritasının kapsamını gösterir krokili rapor aldırılmalı; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı olacak şekilde nizalı taşınmaz bölümlerinin niteliği, toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve kullanım durumunun ne olduğunu belirten, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş, somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; inşaat mühendisi bilirkişiden nizalı taşınmaz bölümleri üzerindeki inşai muhdesatların niteliğini, yapılış şekli ve yaşını açıklayan rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye dosya arasında bulunan ve gerekirse dosya arasına getirtilecek olan hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak nizalı taşınmaz bölümlerinin sınırlarını ve niteliğini, üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini, imar-ihyaya konu edilmişse ihyanın tamamlandığı tarihi açıklar şekilde rapor alınmalı; ayrıca 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi gereğince Tapu Müdürlüğü, Kadastro Müdürlüğü ve Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğü'nden belgesiz araştırması yapılmalı, nizalı taşınmaz bölümlerinin ilk defa imar planı kapsamına alındığı tarihe kadar 3402 sayılı Kanun'un 14. ve 17. maddelerindeki kazanma koşullarının davacı taraf lehine oluşup oluşmadığı hususu üzerinde durulmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, nizalı taşınmaz bölümlerinin hangi vasıfla taraflar adına tesciline karar verilmiş olduğunun hüküm yerinde belirtilmemiş olması da isabetsiz olup kararın açıklanan sebeplerle bozulması gerekmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Müdahil davacı ... vekili, davalı Hazine vekili ile dahili davalı ... vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,

Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz karar harcının temyiz eden müdahil davacı ... ile dahili davalı ... Başkanlığına iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

07.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.