"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/742 E., 2022/575 K.
HÜKÜM : Kabul
Taraflar arasında görülen tapusuz taşınmazın tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 8. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılamada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; ... köyü 1295 sayılı parsel ile kıyı kenar çizgisi arasında kalan taşınmazın aralıksız, çekişmesiz malik sıfatıyla yıllardan beri davacının zilyet ve tasarrufunda bulunmasına rağmen kadastro çalışmaları sırasında tespit dışı bırakıldığını ileri sürerek mevki ve sınırlarını açıkladığı taşınmazın davacı adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davanın süresinde açılmadığını, dava konusu taşınmazın kumluk olması nedeniyle tespit dışı bırakıldığını ve Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 17.11.2011 tarihli ve 2008/276 Esas, 2011/656 Karar sayılı kararıyla; davacı lehine Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 17 nci maddesinde aranan zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 8.207,58 m2 yüz ölçümlü taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 25.02.2013 tarihli ve 2013/425 Esas, 2013/2257 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın hangi tarihte ve hangi sebeple kadastro harici bırakıldığının öğrenilmesi, idarece tespit edilen kıyı kenar çizgisi olup olmadığının araştırılması, taşınmazın kıyı kenar çizgisi içinde kalıp kalmadığının uzman bilirkişilerden alınacak raporla tespit edilmesi, dava konusu taşınmazın güneyinde bulunan 1295 parsel sayılı taşınmaza revizyon gören Eylül-Ekim 1952 tarihli tapu kaydının kuzey hududunda bahsi geçen kayalık ve KEH tabirinden neyin kastedildiğinin sorulması, taşınmazın kumsal niteliğinde olup olmadığının araştırılması gerekçeleriyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 17.11.2015 tarihli ve 2013/309 Esas, 2015/404 Karar sayılı kararıyla; fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 8.173,67 m2 taşınmaz bölümü üzerinde davacı yararına zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 27.06.2019 tarihli ve 2016/8402 Esas, 2019/4888 Karar sayılı kararıyla; Ordu Büyükşehir Belediye Başkanlığının davaya dahil edilmesi, imar planının kesinleştiği 2006 tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait hava fotoğrafları üzerinden inceleme yapılması, mahallinde yeniden keşif yapılarak 3 kişilik ziraat bilirkişi kurulundan taşınmazın niteliğine ilişkin rapor alınması gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar
Mahkemenin, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı lehine zilyetlikle mülk edinme koşullarının mahalli bilirkişi beyanları ve bilirkişi raporlarıyla anlaşıldığı gerekçesiyle fen bilirkişi raporunda (A) harfiyle gösterilen 8.173.67 m2'lik kısmın davacı ... mirasçıları adına 1/4'er payla tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili, davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; taşınmazın halihazırda açık alan niteliğinde olduğunu, deniz kenarında olması nedeniyle alüvyon bakımından zengin toprağın sürülmesi ya da mısır ekilmesinin imar-ihya kapsamında olmadığını, dava konusu taşınmazın geçmişte ne durumda olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri kullanıldığı, imar-ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığı hususlarının araştırılmadığını belirterek mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadastro uygulamalarının Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü tarafından yerine getirilmesi nedeniyle yetki ve usulde paralellik ilkesi uyarınca sorumlu olan idarenin Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü olduğunu, kendileri yönünden davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713 üncü maddesi,
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 17 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Dava konusu ... sayılı parsel ile kıyı kenar çizgisi arasında kalan dava konusu taşınmaz 1954 tarihli kadastro çalışmaları sırasında kumluk saha olması nedeniyle tescil harici bırakılmış, davacı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazın adına tescili istemiyle dava açmıştır.
2. Dava konusu taşınmaza ilişkin alınan 25.05.2010 tarihli ziraat bilirkişi raporunda taşınmazın üst kısımlarında 50 cm ile 150 cm arasında değişen nebati toprak ve dolgu toprak bulunduğu, 08.06.2010 tarihli ziraat bilirkişi ek raporunda taşınmazın büyük bir kısmının 50 cm ile 150 cm kalınlığında dolgu topraktan oluştuğu, 27.10.2021 tarihli üç kişilik ziraat bilirkişi raporunda da taşınmazın bir kısmının 50 cm 150 cm derinliğinde dolgu toprak yapısında olduğu tespitine yer verilmiştir.
3. 16.06.2015 tarihli bilirkişi kurulunun ortak raporunda taşınmazda teki kıyıya 1 metre yakın diğeri 30 metre yakınlıkta olan iki araştırma çukuru açıldığı, birinci araştırma çukuru incelendiğinde 0.00-0,40 metreler arası yapay dolgu, 0,40-1,40 metreler arasının gri-beyaz-açık kahve renkli, kısmen denizel kavkılar içeren denizel kum olduğunun gözlemlendiği; ikinci araştırma çukuru incelendiğinde 0.00-0,55 metreler arasında yapay dolgu, 0,55-1,60 metreler arasında bitki kökleri içeren kahve renkli, killi bitkisel toprak oluşumu gözlemlendiği tespit edilmiştir.
4. Mahkemece ziraat bilirkişi raporlarında taşınmazın dolgu topraktan oluştuğu ve bilirkişi kurulunun ortak raporunda taşınmazın bir kısmının denizel kum olduğu tespitleri gözetilmeksizin davacı lehine zilyetlikle mülk edinme koşulları oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmişse de yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır.
5. Hal böyle olunca, doğru sonuca ulaşabilmek için Mahkemece üç kişilik jeoloji mühendisi, üç kişilik ziraat mühendisi ve fen bilirkişiden oluşan bilirkişi kurulunun katılımıyla yeniden keşif yapılmalı; üç kişilik jeoloji bilirkişi kurulundan taşınmazın muhtelif yerlerine yeterli derinlikte gözlem çukuru açtırılarak (özellikle ilk açılan çukurlar arasında, kıyıya kaç metre uzaklıktan sonra denizel kum olduğunun anlaşılabilmesi amacıyla), taşınmazın kumluk ya da zilyetlik yoluyla edinilebilecek yerlerden olup olmadığının belirlenmesi; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan taşınmaz bölümünün toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünü, taşınmazın imar-ihyaya konu olmaya başladığı ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir ve komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi içerir, taşınmaz üzerinde dolgu yapılıp yapılmadığı, eğer yapılmış ise bu dolgunun tarım arazisi üzerine mi yoksa kumsal üzerine mi yapıldığının tespit edilip önceki raporları irdeler şekilde, somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; fen bilirkişisinden keşfi takibe ve denetlemeye elverişli rapor ve kroki düzenlemesi istenmeli; toprak doldurmak suretiyle kumluk alanların tarım alanına dönüştürülmesinin Kadastro Kanunu'nun 17 nci maddesi anlamında imar-ihya sayılmayacağı da göz önünde bulundurulmak sureti ile toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Yukarıda değinilen hususlar göz ardı edilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı ... ve davalı ... vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nın geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA,
Temyiz eden davalı ... harçtan muaf olduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
İstek halinde peşin yatırılan temyiz harcının davalı ... Başkanlığına iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
11.03.2024 tarihinde oybirliği ile karar verildi.