"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/381 E., 2022/407 K.
HÜKÜM : Kabul
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı ... tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ... vekili dava dilekçesinde; Antalya ili ... ilçesi ..... köyünde kain 424 ada 19 parsel sayılı taşınmazın davalı adına tespit görüp bu tespitin kesinleştiğini, dava konusu taşınmazın zirai faaliyete elverişli olmayan ham toprak özelliği gösteren çalılık ve yamaç yerlerden olduğunu, 3402 sayılı Kanun'un 14 ve 17. maddesindeki şartların davalı lehine oluşmadığını, dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu belirterek tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde; davanın haksız ve yersiz olduğunu, taşınmazın uzun süredir tarım arazisi olarak kullanıldığını, imar ihya ve eklemeli zilyetliğe dayanılarak mirasbırakanı tarafından kullanıldıktan sonra kendisine intikal ettiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 18.09.2013 tarih ve 2012/256 E., 2013/512 K. sayılı kararlıyla; davalı adına yapılan tespitin hatalı olmadığı ve dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkemenin 18.09.2013 tarih ve 2012/256 E., 2013/512 K. sayılı kararına karşı davacı ... vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 10.06.2014 tarih ve 2014/4165 E. 2014/8018 K. sayılı kararıyla; mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarına başvurularak taşınmaz üzerindeki zilyetliğin başlangıcının, sürdürülüş biçiminin ve süresinin tespit edilmesi, tespit tarihinden önceki 15-20-25 yıllık tarihlere ait hava fotoğrafları üzerinde bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılması, ziraatçi bilirkişi kurulundan taşınmazın belirtilen dönem içerisindeki niteliğini ve kullanım durumunu belirleyen rapor alınması, taşınmaz ve çevresinin fotoğraflarının dosya arasına konulması, sonrasında taşınmazın hangi tarihten beri ne şekilde tarım arazisi olarak kullanıldığı belirlenip sonucuna göre karar verilmesi gereğine değinilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1.Bozmaya uyan Mahkemenin 15.06.2016 tarih ve 2014/351 E., 2016/318 K. sayılı kararıyla; dinlenen mahalli bilirkişi beyanlarından taşınmazın daha önce 20-25 yıl süreyle davalının babası, sonrasında ise davacı tarafından kullanıldığının anlaşıldığı, dava konusu taşınmazın imar ve ihya edilerek tarım arazisi haline getirildiği, davalının ekonomik amaca yönelik zilyetliğinin yirmi yıldan uzun süredir devam ettiği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
2. Karara karşı süresi içinde Hazine vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
3. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 26.03.2021 tarih ve 2019/372 E., 2021/2862 K. sayılı kararıyla; dava konusu taşınmaz üzerinde davalı lehine kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla iktisap şartlarının gerçekleşmediği, bu nedenle davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğine değinilerek Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
4.Bozma kararına karşı davalı tarafından yapılan karar düzeltme istemi Dairemizin 06.04.2022 tarih ve 2021/9680 E., 2022/2858 K. sayılı kararıyla reddedilmiştir.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu taşınmaz üzerinde davalı lehine kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla iktisap şartlarının gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı tarafça temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı temyiz dilekçesinde; taşınmaz üzerinde ekonomik amaca uygun zilyetlik bulunmaması nedeniyle davanın kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazın taşlardan arındırılıp tarıma elverişli hale getirildiğinin açık olduğunu, davanın kabulüne dair kararın dosya kapsamına uygun olmadığını, yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasının hak kaybına neden olacağını belirterek Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. 18. ve 36/A maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Kadastro sonucu, Antalya ili .... ilçesi .... köyü çalışma alanında bulunan 424 ada 19 parsel sayılı taşınmaz irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle bahçe vasfıyla ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ... vekili, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu ve davalı lehine zilyetlikle edinme koşullarının oluşmadığı iddiasına dayanarak tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır.
2.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK’nın geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un uygulanacağı davalar yönünden HUMK’un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
3.Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı, dava Hazine adına açılıp sonuçlandırıldığı halde karar başlığında davacı adının ve dava tarihinin hatalı yazılması doğru değil ise de bu hususların mahallinde düzeltilebilecek maddi hata niteliğinde olduğu anlaşılmakla; davalı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
4.Ancak Kadastro Kanunu'nun 36/A maddesinde, "Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dâhil, yargılama giderine hükmolunmaz." düzenlemesi mevcut olup yargılama sonucunda yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davalı aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmesi doğru değildir.
5.Ne var ki, anılan husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı Kanun'un geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438/7. maddesi uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Yukarıda açıklanan nedenle, davalının temyiz isteminin kabulü ile; Mahkeme kararının hüküm fıkrasının harç, yargılama gideri ve vekalet ücretine yönelik olarak düzenlenen (3), (4) ve (5) numaralı bentlerinin hüküm yerinden çıkartılmasına, yerine (3) nolu bent olarak “3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 36/A maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına, davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına ve davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına" cümlesinin eklenmesine, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 438/7. maddesi gereğince DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
10.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.