"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2358 E., 2023/237 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Aksaray 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/132 E., 2022/339 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; süre, temyiz şartları ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 21.01.2025 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde, temyiz eden davalı ... vekilleri Avukat ..., Avukat ..., Avukat ... ..., davalı ... vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacılar vekili Avukat ... geldiler, temyiz eden diğer davalı ... vekili gelmedi. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar dava dilekçelerinde; mirasbırakan ...’ın 990 ada 78, 461 ada 3, 3528 ada 2, 3 ve 5 parsel sayılı taşınmazlarını davalı oğlu ...’e ve ...’a, 5199 ada 4 parsel sayılı taşınmazını davalı ... ve ... ile davalı eşleri ... ve ...’e, 1783 parsel ile 138 ada 8 parsel sayılı taşınmazlarını da davalı gelinleri ... ve ...’e muvazaalı olarak temlik ettiğini, babalarının sarraf olduğunu, onun da mal varlığının büyük bir kısmını davalılara temlik ettiğini, babalarının devrettiği taşınmazlar için açılan davalarda muris annelerinin oğulları yanında olduğunu, davalıların babalarının banka hesaplarını da kendi hesapları gibi kullandıklarını, annelerinin Aksaray 6. Noterliğinin 17.04.2013 tarihli ve 3007 yevmiye numaralı miras payının devri sözleşmesi ile davalı ... ve ...’a payını devrettiğini, devrin parasız yapıldığını, para alınmış gibi göstermek için hayır işleri yapılmış gibi gösterildiğini, babaları ölünce annelerinin kendi evinde yaşamaya devam ettiğini, davalıların bir bakımı olmadığını, babaları öldükten sonra annelerinin yanında yabancı uyruklu bir bakıcının 24 saat kaldığını, çalışma izni olmayan bakıcının ucuza çalıştığını, murisin geriye mal varlığı kalmadığını, davalıların kendilerini tehdit ve darp ettiklerini, kız çocuklarından mal kaçırıldığını ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalı ... dışındaki davalılar; davalı ... ve ...’a da bedeli karşılığından miras payı devri yapıldığını, murisin eşi ...’in ölümü ile davacıların kardeşlerine davalar açtıklarını, annelerini tehdit ettiklerini ve onu kısıtlattırmaya çalıştıklarını, eşi ... öldükten sonra murisin kendi evinde yaşamaya devam ettiğini, davacıların anneleri ile hiç ilgilenmediklerini, murisin, kızlarının bu tavırları nedeniyle psikolojisinin bozulduğunu, murise yatılı bakıcısı ile davalıların baktıklarını, yatılı bakıcı ile birlikte davalıların da nöbetleşe murisin yanında kaldıklarını, annesinin ısrarı üzerine murisin eşinden kalan payını ... ve ...’ın satın aldıklarını, parasını 18.04.2013 tarihinde 200.000,00 TL, 14.01.2014 tarihinde 170.000,00 TL ve 02.03.2014 tarihinde 160.000,00 TL olarak banka hesabına ödediklerini, mirasçılardan ... ve ...’ın da miras paylarının alındığını, murisin kendi ihtiyaçlarını karşıladığını, misafirlerini ağırladığını, hayır işleri yaptığını, torunlarına para desteği sağladığını, geleceğini garantiye almak için de çok değerli olmayan taşınmazlarını davalı gelinlerine ölünceye kadar bakma akdi ile devrettiğini, gelinleri ile helalleşmek için murisin bu devri yaptığını, bakıcı kadının aylık 600 USD ve sigorta karşılığında çalıştığını, ... adına sigorta yaptırıldığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Davalı ...; iddiaların soyut nitelikte olduğunu, kendisine yapılan devrin ölünceye kadar bakma akdi ile olduğunu, davanın tefriki gerektiğini, davacıların murise hayatı zindan ettiklerini, mal mülk derdine düştüklerini, murisi annesi gibi gördüğünü ölene kadar yanında olduğunu, bakıcı ile birlikte murise baktıklarını, davacıların annelerine yakınlık göstermediklerini, murisin malına ihtiyacı olmadığını, murisin helalleşmek için vefa borcundan dolayı değersiz sayılabilecek bir yeri verdiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarihi ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflar arasında babalarının ölümü üzerine miras paylaşımı sebebiyle anlaşmazlıkların çıktığı, birbirinden davacı ve şikayetçi oldukları, bu süreçte murisin vesayet altına alınması için davacı kızları tarafından vesayet davasının açıldığı ancak murisin akıl sağlığının yerinde olması sebebiyle davanın reddine karar verildiği, vesayet davasından kısa bir süre sonra murisin üzerindeki tüm taşınmazları birer hafta arayla davalılara devir ettiği ve muris üzerinde kayıtlı herhangi bir taşınmazın kalmadığı, devirlerden sonra murisin hesabına farklı tarihlerde satış miktarı olarak davalılar ... ve ... tarafından para yatırılmış ise de bu paraların kısa bir süre sonra çekildiği ve bu meblağdaki paraları murisin evde saklamasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı, murisin eşinden kalan emekli aylığı, kendine ait evde ikamet etmesi ile murisin yaşı ve yaşam şekli dikkate alındığında dava konusu taşınmazları satmaya ihtiyacının olmadığı, kızlarına kızgınlığı sebebiyle onlardan mal kaçırmak için vesayet davasından kısa bir süre sonra davalılar ... ve ...'e devir edilen taşınmazları satış şeklinde gösterdiği, bundan bir hafta sonra da üzerinde kalan 3 adet taşınmazı ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile gelinlerine devir ettiği, murisin hem bakıcısının olması hem de sağlık durumu dikkate alındığında gelinlerinin bakımına muhtaç olmadığı, yine bu taşınmazları da kızlarından kaçırmak için gelinlerine devir ettiği, oğullarına devir ettiği taşınmazların devir tarihindeki değerleri ile satış sözleşmesindeki değerleri arasında açıkça fark bulunduğu, murisin bizzat herhangi bir kişiye yüklü bir miktarda maddi yardım veya hayrının bulunduğunun davalılarca ispatlanamadığı, sunulan fatura ve gazete ilanlarının davalıların babalarından devredilen taşınmazlar yönünden muvazaa davasıyla karşı karşıya gelmeleri nedeniyle annelerinin muvazaasını gizlemek için oluşturulduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazların muris tarafından tapuda satış gösterilmek suretiyle ve ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile devredildiği, muris ile davacılar arasında davacıların kök muris ...'ın davalılara yaptığı temlikler ile ilgili dava nedeniyle husumet olduğu, satış tarihlerinden sonra murisin ve davalıların ekonomik durumunda değişiklik olmadığı, murisin banka hesabına para yatırılmış ise de paranın kısa süre sonra çekildiği ve murisin terekesinden bahsi geçen satış parasının çıkmadığı, taşınmazların devir tarihi itibariyle tapuda gösterilen değeri ile gerçek değeri arasında önemli oranda fark olduğu, murisin terekesinin tamamını mirasçılar ... ve ... ile ...'ın ve ...'ın eşlerine temlik ettiği, yapılan temliklerin mirasçılardan mal kaçırma amacına yönelik muvazaalı olduğu gerekçesiyle başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
1. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle:
a. Kararın hatalı olduğunu,
b. Bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunmasının zorunlu olmadığını, içtihatların da bu doğrultuda olduğunu,
c. Müvekkile devredilen taşınmazların toplam değerinin, murisin ekonomik ve yaşamsal durumu dikkate alındığında makul sayılabilecek ölçüde olduğunu,
d. Murisin sağlığında bakılmadığına dair bir iddiada bulunmadığını, murisin hem minnet duygusuyla hem de bakım vaadi karşılığında söz konusu devirleri yaptığını,
e. Müvekkilinin murisin 30 yıllık gelini olduğunu, ona hep iyi davrandığını eşinin ölümü öncesinde ve de sonrasında murisin sürekli yanında olduğunu,
f. Davacıların murise hayatı zindan ettiklerini, mal mülk derdine düştüklerini,
g. Murisin davacıların hakaretlerine, tehditlerine, saygısızlıklarına ve yok saymalarına maruz kaldığını, murisin iradesinin araştırılmadığını,
h. Diğer davalılar ile müvekkiline yapılan devrin aynı yöntemler ile değerlendirilmiş olmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, davanın tefrik edilmesi gerektiğini,
i. Davacı tanıklarının beyanlarının çelişkili olduğunu, diğer tanıkların davanın kabulü veya reddi halinde menfaati bulunmayan kişiler olmasına rağmen onların beyanlarının dikkate alınmadığını,
j. Tanıkların beyanlarının müvekkilinin kayın validesine bakımını ispatladıklarını,
k. Davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı olduğunu, tüm davacılar lehine tek vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, hepsinin lehine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinin yanlış olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
2. Diğer davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle:
a. Murisin eşinden kalan miras payını parası karşılığından davalı oğulları ... ve ...’a sattığını, murisin ölene kadar kendisine bakan davalı gelinlerine de ölünceye kadar bakma akdi ile kazandırma yaptığını,
b. Murisin eşinin ölümünden sonra evini kapatmadığını, aynı konfor ile yaşamaya devam ettiğini,
c. Davacıların, babalarının ölümünden sonra erkek kardeşlerine yüklü davalar açtıklarını, murisi tehdit ettiklerini, ihtar gönderdiklerini, vesayet altına alıp malvarlığına el koymak istediklerini,
d. Kızlarının yaptıkları nedeniyle murisin korktuğunu ve içine kapandığını, kızlarının hiç murisi arayıp sormadıklarını,
e. Diğer mirasçı kardeşleri ... ve ...’nin babaları ...’den intikal eden miras hisselerini bedeli karşılığında davalılar ... ve ...’a devrettiklerini, davacıların baskı ve tehditlerinden etkilenen murisin aynı düzende yaşamını sürdürmek, bakıcı kadının parasını ödemek için miras hissesini satmak istediğini ve satamayınca davalılar ... ve ...’a kardeşlerinizin hissesini aldınız benim hissemi de satın alın dediğini, kabul etmemelerine rağmen murisin çok ısrar ettiğini ve 530.000,00 TL karşılığında payını sattığını,
f. Murisin evine gelen konuklarını ağırladığını, hayır işleri yaptığını, ihtiyaç sahiplerine destek olduğunu, tedavilerini yaptırdığını, torunlarına para desteği yaptığını, kapısına gelen kimseyi geri çevirmediğini,
g. Temliklerin muvazaalı olmadığını, eksik incelemeyle davanın kabulüne karar verildiğini, yanılgılı değerlendirmeyle istinaf başvurusunun da esastan reddine karar verildiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis istemine ilişkindir.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Davalı ... ve ... vekilinin temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede;
Dosya içeriğinden; murisin Aksaray 1. Noterliğinin 30.12.2014 tarihli ve 13903 yevmiye numaralı ölünceye kadar bakma akdi ile 5199 ada 4 parsel sayılı taşınmazın 18/462 payını, 1783 parsel sayılı taşınmazın 3/20 payını, 138 ada 8 parsel sayılı taşınmazın tamamını eşit paylarla davalı gelinleri ... ve ...’e devrettiği, 14.04.2015 tarihinde akdin tapuda tescil edildiği, murisin 5199 ada 4 parsel sayılı taşınmazın 1/21 payını, 3528 ada 2 ve 3 parsel sayılı taşınmazların tamamını, 5 parsel sayılı taşınmazın 365/762 payını, 990 ada 78 ve 461 ada 3 parsel sayılı taşınmazların tamamını 07.01.2015 tarihinde eşit paylarla davalı ... ve ...’a temlik ettiği, murisin 09.05.2021 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak çocukları ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...’ın kaldığı, davalı ...’in davalı ...’in eşi, davalı ...’ın da davalı ... ile evli olduğu görülmüştür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı ... ve ... vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Davalı ... vekilinin ve davalı ... vekilinin temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede;
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, HMK’nın 362. maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366. maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352/1-b hükmü uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Muris muvazaası hukuki nedenine dayalı miras payı oranında açılan tapu iptali ve tescil davalarında davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayıp ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan, dava değerinin davayı açan mirasçı veya mirasçıların her birinin payına isabet eden değer olacağı kuşkusuzdur.
Somut olayda, murisin davalı ...’e ve ...'e temlik ettiği payların keşfen saptanan dava tarihindeki değerleri toplamı her biri için ayrı ayrı 120.202,50 TL, her bir davacının anılan davalıların her birinden talep edebileceği 1/7 miras payına isabet eden değer ise 17.171,79 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarı ile kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalmaktadır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle:
Davalı ... vekilinin ve davalı ... vekilinin temyiz dilekçesinin değerden REDDİNE,
Davalı ... ve davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 116.540,75 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalılar ... ve ...'tan alınmasına,
03.10.2024 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca gelen temyiz edilen davacılar vekili için 28.000,00 TL duruşma vekalet ücretinin temyiz eden davalılardan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.02.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.