Logo

1. Hukuk Dairesi2023/2188 E. 2023/6628 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davasında, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin geçip geçmediği hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tespitinin kesinleşme tarihinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması ve davanın bu süre geçtikten sonra açılmış olması gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ...Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1051 E., 2022/1095 K.

DAVA TARİHİ : 06.10.2021

HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : ...4. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/323 E., 2022/114 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali- tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; ...ili,...lçesi, ...Mahallesi, 1650 parsel sayılı taşınmazın yaklaşık 40 sene evvelden beri davacı tarafından kullanıldığını, 1650 parsel sayılı taşınmazın yanındaki taşınmazın da davacıya ait olduğunu, dava konusu taşınmazın içerisinde davacıya ait ev ve ekip biçtiği üzüm bağları bulunduğunu, davacının, taşınmazın bir kısmına da çavdar ektiğini, büyük bir alanı kapsayan taşınmazın kadastronun gelmesi ile sanki iki parselmiş gibi tapu gördüğünü, tapulardan bir tanesinin davacı adına kayıt edildiğini, davacıya ait olan diğer kısmın ise davalıların mirasbırakanı adına yolsuz olarak tescil edildiğini, davacının üzerinde ev bulunan kısmı babası İbrahim Pakır'dan 1978-1979 yıllarında 1.200 TL karşılığında satın aldığını, birikimi ile yanında bulunan taşınmazı da satın aldığını ileri sürerek davalıların mirasbırakanları adına yolsuz tescil edilen 1650 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili; dava konusu taşınmazın davalının babası müteveffa Aziz Ejder'e ait olup davalıya miras bırakıldığını, davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Davalı ...; davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 09.03.2022 tarihli ve 2021/323 Esas, 2022/114 Karar sayılı kararıyla;dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin 28.03.1983 tarihinde kesinleştiği, davanın kadastro öncesi nedene dayalı olarak 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 06.10.2021 tarihinde açıldığı belirtilerek ... dışındaki diğer davalılar hakkında açılan davanın hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle; davalı ... hakkında açılan davanın ise kayıt maliki olmadığı, dolayısıyla pasif husumetinin bulunmadığı gerekçesiyle pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın davacının zilyetliğinde olduğunu, zilyetliği devam ettiği için kadastro tespitinde çekişmeli taşınmazın davalılar adına tespit edildiğini açılan ortaklığın giderilmesi davası ile öğrendiğini, TMK' nın 712 nci maddesine göre yolsuz tescilde aralıksız on yıl süreyle iyi niyetle zilyetliğin taşınmaz mülkiyetini kazandıracağını, hatta 20 yılık olağanüstü kazanma süresinin de geçtiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 15.09.2022 tarihli ve 2022/1051 Esas, 2023/1095 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesinin davanın pasif husumet yokluğu ve hak düşürücü süre nedeniyle reddine ilişkin kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde;istinaf dilekçesinde de ileri sürdüğü hususları tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu′nun 12/3 üncü maddesi

3. Değerlendirme

1.Dava konusu ...ili,...lçesi, ...Mahallesi çalışma alanında bulunan 1650 parsel sayılı taşınmaza ilişkin kadastro tespitinin kesinleşme tarihinin 28.03.1983 olduğu, davanın ise Kadastro Kanunu'nun 12 nci maddesi 3 üncü fıkrasında düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 06.10.2021 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.

2.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR :

Açıklanan sebeple;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA;

Aşağıda yazılı bakiye 189,15 TL temyiz harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.11.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.