"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2445 E., 2023/255 K.
DAVA TARİHİ : 12.12.2021
HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: Konya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/794 E., 2022/624 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali- tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; halihazırda davalı adına tapuya kayıtlı olan Konya ili, ...ilçesi, ... Mahallesi, 318 ada 46 parsel sayılı taşınmazın ekte konumu gösterilen kısmının 1980 yılından bu yana davacının tasarrufu altında iken 1994 yılında gerçekleştirilen kadastro çalışmaları sırasında yapılan hata nedeniyle dava dışı ... adına tespit ve tescil edildiğini, sonrasında davalıya devredildiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davacının iddiasının asılsız olduğunu, taşınmazı tapu siciline güvenerek 2011 yılında satın aldığını, iyiniyetli kazanımının korunması gerektiğini, kadastro tespitinin 1994 yılında yapıldığını, o zamanki tespitin hatalı bulunduğunu bilmesinin mümkün olmadığını, 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 27.09.2022 tarihli ve 2021/794 Esas, 2022/624 Karar sayılı kararıyla; dava konusu 318 ada 46 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin 17.03.1994 tarihinde kesinleştiği, davanın ise 12.12.2021 tarihinde 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sona açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davada ileri sürdüğü iddiaları tekrarla İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 13.02.2023 tarihli ve 2022/2445 Esas, 2023/255 Karar sayılı kararıyla; davanın açıldığı 12.12.2021 tarihi ile kadastro tespitinin kesinleştiği 17.03.1994 tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesinde yazılı 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşıldığından İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde hukuka aykırı yön bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; dava ve istinaf dilekçelerinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu′nun 12/3 üncü maddesi
3. Değerlendirme
1.Dava konusu Konya ili, ...ilçesi, ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 318 ada 46 parsel sayılı taşınmaza ilişkin kadastro tespitinin kesinleşme tarihinin 17.03.1996 olduğu, davanın ise Kadastro Kanunu'nun 12 nci maddesinin 3 üncü fıkrasında düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 12.12.2021 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
2.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR :
Açıklanan sebeple;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA;
Aşağıda yazılı bakiye 89,95 TL temyiz harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.11.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.