Logo

1. Hukuk Dairesi2023/21 E. 2024/1148 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sahte senetle başlatılan icra takibi sonucu satılıp devredilen taşınmazın tapu kaydının iptali ve tescili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, oğlu tarafından düzenlenen sahte senetle başlatılan icra takibinden haberdar olmadığı iddiasının ve davalının kötü niyetli olduğuna dair iddiaların yerinde görülmemesi ve ihalenin feshi davasının reddinin kesinleşmiş olması gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2524 E., 2022/1990 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 5. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/118 E., 2021/191 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali-tescil ve bedel davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 04.04.2023 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde, temyiz eden davacı ... ve vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalı ... ve ihbar olunan Hazine vekili Avukat ... geldiler, ihbar olunan ... vd gelmedi. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçesinin kabulü ile önceki geri çevirme kararıyla getirtilen evraklarla birlikte ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; İstanbul Anadolu 4. İcra Müdürlüğünün 2014/7202 Esas sayılı dosyası ile ... tarafından 12.01.2014 vade tarihli 95.000,00 TL bedelli ve 30.11.2013 vade tarihli 50.000,00 TL bedelli 2 adet sahte bono üzerinden aleyhine takip başlatıldığını, anılan senetlerde kefil sıfatında olduğunu, takip alacaklısı ile arasında ticari bir ilişki ve takip alacaklısına borcu bulunmadığını, icra takibine ilişkin tebligatları oğlunun tebliğ aldığını, bu sebeple takipten haberi olmadığını, itiraz edemediğini ve takibin kesinleştiğini, takipten haberdar olduktan sonra oğlunun, borçlarına karşılık düzenlediği senette adına(davacı) sahte imza atarak kendisini kefil olarak gösterdiğini anladığını, bunun üzerine başlatılan soruşturma sonucu İstanbul Anadolu 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/160 Esas, 2017/407 Karar sayılı dosyasında sanık olan oğlu ...'un ceza aldığını ve kararın kesinleştiğini, İstanbul Anadolu 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/1225 Esas sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasının devam ettiğini, ancak tüm bu süreç işlerken adına kayıtlı dava konusu 1706 ada 6 parsel sayılı taşınmazın satışa çıkarıldığını ve ihale ile davalıya satıldığını, kıymet takdirine itiraz ettiğini, ihalenin feshi davası açtığını, savcılığa yapılan şikayet nedeniyle icra takibinin durdurulmasını talep ettiğini, takibin durdurulmaması nedeniyle icra müdürünü şikayet ettiğini, hiçbir hukuki başvurusundan sonuç elde edemediğini, sahte senede dayanılarak yapılan takip neticesinde gerçekleşen satışın yolsuz olduğunu, davalının iyiniyetli sayılamayacağını, durumu bilmesi gereken kişi olduğunu, kaldı ki yolsuz olan tescilin korunmasının da mümkün olmadığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tesciline, olmadığı takdirde dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte rayiç bedelinin, olmazsa ihale tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte güncellenen satış bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1.Davalı; davacının açtığı ihalenin feshi davasının reddedildiğini ve kesinleştiğini, davacının itirazlarının incelendiğini ve karara bağlandığını, ihale ortadan kaldırılmadıkça yolsuz tescilden bahsedilemeyeceğini, davacının bildirdiği diğer davaların bu davaya dayanak olamayacağını, davacı tarafın kötüniyetli olduğunu, ihale sonucu oluşan mülkiyet hakkının korunacağını, ihale yoluyla taşınmazı satın alan iyiniyetli üçüncü kişi olduğunu, davacının iddialarının haksız ve mesnetsiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuş; davanın Adalet Bakanlığına ve Hazineye, aşamada ise ... ve ...'a ihbar edilmesini istemiştir.

2.İhbar olunanlar ... ve Hazine vekili; İdareye atfedilecek bir kusur veya ihmal bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ihaleye karşı açılan ihalenin feshi davasının reddine karar verildiği, kararın kesinleştiği, ‘yolsuz’ tescilden söz etmenin mümkün olmadığı, davalının tescile konu ihalenin yapıldığı icra dosyasında taraf olarak yer almadığı, kötüniyetli olmadığı gerekçesiyle ve cebri icra ihalelerine duyulan güven, hukuki işlem güvenliği ve güvenilirliği, kişilerin satın aldığı şeylerin kendilerinden geri alınabileceği endişesi taşımaksızın huzur ve güven içerisinde alışverişte bulunabilmesi, ihaleden mal alan kişilerin iyiniyetinin korunması ve “açılan menfi tespit davasının borçlu lehine sonuçlanmış olmasının borçlunun hacizli malları hakkında daha önceden yapılmış olan cebri icra satışlarına etkisinin olmaması” ilkesi gereği davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hem kesinleşmiş ağır ceza mahkemesi kararı hem de menfi tespit davası yargılaması ile söz konusu tescilin yolsuzluğunun açıkça belli olduğunu, davalının iyiniyetli sayılmasının mümkün olmadığını, alacak borç ilişkisinin temeli bulunmadığını bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı ile senet borçlusu dava dışı ...'un baba oğul oldukları, davacının, oğlunun sahtecilik eyleminden haberdar olduğu, ihaleyi boşa çıkartmak için danışıklı yapılan hakkın kötüye kullanılmasına yönelik eylemlerde bulunduğu gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itiraz nedenlerini yineleyip davacı ve oğlu arasında istinaf kararında yazılı olduğu gibi danışıklı eylemlerin mevcut olmadığını, davacının hak kaybına neden olan kararın usul, yasa ve hakkaniyete de aykırı olduğunu, davacının senedin varlığından haberdar olur olmaz resmi belgede sahtecilikten dava dışı ... hakkında suç duyurusunda bulunduğunu, ... hakkında başlatılan İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/94528 Sor. sayılı dosya kapsamında toplanan deliller ve kovuşturmaya yer olmadığı kararı ile imzanın aslında oğlu ...'a ait olduğunu öğrenerek derhal suç duyurusunda bulunduğunu, senedin sahteliğini bildiğine ve oğlu ile işbirliği içerisinde olduğuna dair somut delil bulunmadığını, ihale alıcısı davalı lehine yapılan tescilin yolsuz olduğunu, ihalenin feshi davasının reddedilmiş olmasının yolsuz tescilin gerçek nedenini ortadan kaldıramayacağını, ilk el olan ihale alıcısının iyiniyetli üçüncü kişi konumunda olamayacağını bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava; yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 705 inci, 1022/1 inci, 1023 üncü maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacı ... ve dava dışı ... aleyhine dava dışı ... tarafından İstanbul Anadolu 4. İcra Dairesinin 2014/7202 Esas sayılı dosyası ile başlatılan takip neticesinde yapılan ihale sonucu davacı ... adına kayıtlı çekişme konusu 1706 ada 6 parsel sayılı taşınmazdaki 2/5 payın davalı ...'ya satıldığı ve 22.03.2019 tarihinde davalı adına tescil edildiği anlaşılmaktadır.

2. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Temyiz edilen davalı vekili duruşmaya katılmadığından lehine duruşma vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,

Aşağıda yazılı 346,90 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.02.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.

...