Logo

1. Hukuk Dairesi2023/2287 E. 2024/3271 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Gabin hukuki nedenine dayalı olarak taşınmaz satış sözleşmesinin iptali, taşınmazın iadesi ve ödenen bedelin tahsili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Gabinin unsurları olan edimler arasındaki aşırı oransızlığın ve davacının tecrübesizlik gibi durumunun bulunmadığı, davalıların kötü niyetli olduğuna dair de ispat bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin davanın reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1559 E., 2023/297 K.

HÜKÜM/KARAR: Ret / Davacının İstinaf Başvurusunun Kabulü - Hükmün Kaldırılarak Yeniden Davanın Reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ: Büyükçekmece 4. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/73 E., 2021/83 K.

Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi ile tapu iptali ve tescil, bedel davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak değişik gerekçe ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, Suudi Arabistan vatandaşı olduğunu, dava konusu 2 parsel sayılı taşınmazdaki A-Blok 3 nolu bağımsız bölümü davalılardan ...’den 115.000,00 USD bedelle 06.09.2016 tarihinde satın aldığını, gayrımenkul danışmanlığı ile uğraşan diğer davalı ... ’un da aralarındaki alım-satım işlemine aracılık ettiğini, davalı ...’ün de aracı firma olarak imzasının bulunduğu emlak Kaparo sözleşmesinin 17.08.2016 tarihinde taraflarca imzalandığını, anılan satış sebebiyle davalı ...’e 4.000,00 USD ödediğini, ayrıca davalı ...’ün kendisine yardımcı olduğunu düşündüğü için de kendisine 3.000,00 USD değerinde hediye verdiğini, taşınmazın satışından sonra yaptığı piyasa araştırmasında taşınmazın değerinin aslında 60.000,00 USD civarında olduğunu öğrendiğini, Türkçe bilmediğini, tecrübesiz olduğunu, taşınmazın bedeli konusunda davalılarca aldatıldığını ileri sürerek taşınmaz satış sözleşmesinin feshi ile satış bedeli, komisyon, hediye kapsamında verilen bedel ve tapu masraflarının davalılardan tahsili ile tapu iptali ve tescile karar verilmesini istemiş, olmadığı takdirde kendisinden fazla alınan 69.089,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlirkte davalılardan tahsilini istemiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ..., davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığını, taşınmaza davacının talip olduğunu, aracının tarafları bir araya getirdiğini, kaparo sözleşmeşi düzenlendikten sonra tapuda devir işleminin gerçekleştiğini, davacının iddialarının sebepsiz zenginleşmeye yönelik olduğunu, kaparo sözleşmesine göre davacının ödeyeceği bedeli bildiğini ve kabul ettiğini, sözleşme ile devir arasında yirmi gün bulunduğunu, resmi işlemin geçerli olup davacının gerçek iradesini yansıttığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

2.Davalı ..., davacıya herhangi bir aracılık hizmeti sunmadığını, emlak kaparo sözleşmesinde imzasının bulunmadığını, kendisine herhangi bir ödeme yapılmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Büyükçekmece 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19.06.2017 tarihli, 2017/168 Esas, 2017/310 Karar sayılı kararı ile davanın gabin hukuksal nedenine dayalı sözleşmenin iptali ve satış bedeli ile emlak komisyon bedelinin tahsiline ilişkin olduğu, taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığını, davaya konu uyuşmazlığın taraflar arasındaki emlak alım-satım sözleşmesi kapsamında davacı tarafça davalılara satış bedeli ve emlak komisyonu olarak ödendiği belirtilen bedellerin davalılardan tahsiline ilişkin olduğu, davacı ile davalı ... arasında daire satımına aracılık edilmesine ilişkin sözleşme ilişkisinin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığı, anılan uyuşmazlıkta Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle Mahkemenin görevsizliği ile dosyanın görevli Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, davacı vekilinin istinaf yoluna başvurması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi 24.12.2018 tarihli ve 2018/1657 Esas, 2018/1698 karar sayılı kararı ile; davadaki asıl talebin taşınmaz satış sözleşmesinin feshi ile alınanların iadesi olduğu, bu talebin kabul görmediğinde ise bedel indirim talebinde bulunulduğu, 6502 sayılı Yasada; satıcı, kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişi; tüketici ise, bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişi olarak tanımlandığı, bir hukukî işlemin bu yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için kanunun amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukukî işlemin olması gerektiği, Mahkemece, simsarlık sözleşmesinin 6502 sayılı Yasa kapsamında kaldığı, davacının yasada tanımlanan tüketici tanımına uyduğu, uyuşmazlığın tüketici işleminden kaynaklandığı gerekçesiyle görev yönünden davanın reddine karar verildiği, iddianın içeriği, ileri sürülüş biçimi ve özellikle niteliği gözetildiğinde, taraflar arasındaki çekişmenin çözümünün genel mahkemelere ait olduğu, 6502 sayılı Tüketiciyi Koruma Kanunu gereğince tüketici mahkemesinin görevinde bulunmadığı, HMK'nın 2/1.maddesi kapsamında görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu, hâl böyle olunca, işin esasına girilerek iddia ve savunma doğrultusunda tarafların delillerinin toplanması, soruşturmanın eksiksiz tamamlanması ondan sonra bir hüküm kurulması gerekirken yanılgılı değerlendirme ve yasal olmayan gerekçelerle davanın görev nedeniyle reddine karar verilmiş olmasının doğru olmadığı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Mahkemece kaldırma kararı sonrasında yeniden yapılan yargılama sonucunda yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının, çekişme konusu 3 nolu bağımsız bölümü resmi senede göre 160.000,00-TL bedelle, 17.08.2016 tarihli emlak kapora sözleşmesine göre 115.000,00 USD bedelle satın aldığı, yapılan keşif sonucu alınan rapora göre taşınmazın satış tarihindeki değerinin 270.000,00 TL olduğu, dinlenen tanık anlatımlarına göre ve dosya kapsamı itibariyle davacının iradesinin sakatlanarak dava konusu taşınmazın düşük bedelle devrinin sağlandığı hususunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu,davacının yabancı uyruklu olup, Türkçe bilmediği gibi, ülkenin ekonomik koşul ve emlak piyasasına aşina olmadığını, davacının, davalıların iyi niyetli olduğunu düşündüğünü, davalıların bedel konusunda davacının iradesinin sakatlanmasına neden olduklarını ve dava konusu taşınmazı piyasa değerinden oldukça fazla bir bedelle davacıya sattıklarını, taşınmazın olması gereken bedelden çok yüksek bedele satıldığının dosya kapsamı ile sabit olduğunu, yabancı para birimi üzerinden satış yapıldığı hususunun gözetilmediğini, davacının satış tarihinde 115.000,00 USD ödediğini, denkleştirici adalet ilkesi gereği davacının USD kuru üzerinden ödemiş olduğu bedelin karar tarihine en yakın kur üzerinden hesap edilmesi ve davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 23.02.2023 tarihli ve 2021/1559 E. 2023/297 K. sayılı kararıyla;davanın, gabin hukuki nedenine dayalı taşınmaz satış sözleşmesinin iptali, taşınmazın iadesi ile ödenen bedelin ve emlak komisyonu, tapu masrafı, hediye olarak verildiği belirtilen bedellerin davalılardan tahsili ile tapu iptal talebinin kabul edilmemesi halinde bedelde indirim isteğine ilişkin olduğu, resmi senede göre davaya konusu taşınmazın 06/09/2016 tarihinde davacı tarafından 160.000,00 TL bedelle davalılardan ...'den satın alındığı, mahkemece yapılan keşif sonrası düzenlenen bilirkişi raporunda; davaya konu taşınmazın akit tarihinde rayiç değerinin 270.000,00 TL dava tarihi itibarıyla rayiç değerinin 315.000,00 TL olduğu, 115.000,00 USD'nin satış tarihi itibarıyla 339.089,00 TL olduğunun belirlendiği, aşırı yararlanmadan (gabinden) söz edilebilmesi, objektif unsur olan edimler arasındaki aşırı oransızlık yanında, bir tarafın darda kalma, tecrübesizlik, düşüncesizlik (hafiflik) hallerinin bulunması, diğer yanın ise yararlanmak, sömürmek kastını taşıması biçiminde iki sübjektif unsurun dahi gerçekleşmesine bağlı olduğu, gabinin varlığının zarar görene (sömürülene), sözleşme tarihinden itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde sözleşme ile bağlı olmadığını bildirerek iptal davası açıp iddiasını her türlü delille kanıtlama ve verdiğini geri isteme hakkı ya da sözleşmeye bağlı kalarak edimler arasındaki oransızlığın giderilmesini isteme hakkı vereceği, somut olayda davanın, bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, keşfen yapılan saptamaya göre, bedeller arasındaki aşırı fark bulunmamakta olup objektif unsurun gerçekleşmediği, gabinin (aşırı yararlanma) subjektif unsuruna gelince; her ne kadar davacı yabancı uyruklu olup Türkiye'deki emlak piyasasını bilemeyeceğini, Türkçe bilmediğini ileri sürmüş ise de, taşınmazı emlakçı aracılığıyla bulduğu, sunulan 17/08/2016 tarihli emlak kapora sözleşmesi ile akit tarihi arası yaklaşık yirmi günlük süre bulunduğu, yabancı bir ülkede taşınmaz edinen kişinin bu süre içerisinde araştırma yapmış olması gerektiği, ileri sürelen subjektif unsurlar tek başına gabinin varlığı için yeterli olmadığı gibi davacının davalı tarafın sömürme kastı ile hareket ettiği iddiasını da kanıtlayamadığı, dolayısıyla davanın ispat edilemediği ,gabinin unsurları bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken hata-hile hukuksal nedeninin unsurları bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne HMK'nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına yeniden hüküm tesisi ile gerekçesi düzeltilmek suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, gabin hukuki nedenine dayalı taşınmaz satış sözleşmesinin iptali, taşınmazın iadesi ile ödenen satış bedeli ve emlak komisyonu, tapu masrafı, hediye olarak verildiği belirtilen bedellerin davalılardan tahsiline, olmadığı takdirde fazla ödendiği iddia edilen bedelin tahsili isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 28, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ıncı, 6100 sayılı HMK’nın 190 ıncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu 565 ada 2 parsel sayılı taşınmazdaki A- Blok 3 nolu bağımsız bölüm davalı ... adına kayıtlı iken 06.09.2016 tarihli satış işlemi ile davacı ...’a temlik edildiği, davacının, davalıların Türkçe bilmemesi, deneyimsizliği ve tecrübesizliğinden faydalanarak dava konusu taşınmazı rayiç bedelinin çok üstünde bir bedelle kendisine sattıklarını ileri sürerek eldeki temyize konu davayı açtığı anlaşılmaktadır.

2.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

Alınması gereken 427,60 TL onama harcının, peşin olarak alınan 886,80 TL'den mahsubu ile fazla yatırılan 459,20 TL 'nin talep halinde davacıya iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.05.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.