"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 04.07.2019 tarihli ve 2019/22 Esas, 2019/93 Karar sayılı davanın kabulüne ilişkin kararın onanmasına dair Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 08.09.2022 tarihli ve 2022/4711 Esas, 2022/5476 Karar sayılı kararının düzeltilmesi süresi içerisinde asıl dava davalısı ... tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Davacı Hazine vekili dava dilekçesinde; ... ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro çalışmaları sonucunda kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak davalı ... adına tescil edilen 101 ada 26, 29 ve 41 parsel sayılı taşınmazların kamu orta malı niteliğinde mera olduğunu, özel mülkiyete konu teşkil etmeyeceğini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile mera olarak sınırlandırılmasına karar verilmesini istemiş, birleştirilen davada ise aynı dayanakla davalı Hakkı Doğru adına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tespit ve tescil edilen 101 ada 30 ve 91 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptaliyle mera olarak sınırlandırılmasını istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, taşınmazların kamu malı niteliğinde olmadığı, özel mülkiyete konu olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI
... Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.02.2010 tarihli 2007/41 Esas - 2010/17 Karar sayılı kararıyla, davalı ... yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu, taşınmazların mera niteliğinde olmadığı gerekçesiyle asıl davanın reddine, birleştirilen dava yönünden ise toplanan deliller ve özellikle ziraat mühendisi bilirkişi raporu içeriğine göre, çekişmeli 101 ada 91 parsel sayılı taşınmazın mera niteliğinde olduğu, 101 ada 30 parsel yönünden ise mera iddiasının ispat edilemediği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile dava konusu 101 ada 91 parsel sayılı taşınmazın davalı Hakkı Doğru adına olan tapu kaydının iptali ile mera olarak sınırlandırılmasına, 101 ada 30 parsel sayılı taşınmaza yönelik davanın ise reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A-Birinci Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararı davacı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
2. Karar; Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesi 14.10.2010 tarihli 2010/8604 Esas, 2010/10440 Karar sayılı kararı ile: "Dosyada yer alan kadastro tutanaklarından 101 ada 41 ve 30 sayılı parsellerin "tarla", 26 ve 29 sayılı parsellerin ise "çayır" niteliği ile davalılar adına tescil edildiği, her dört parselin de 101 ada 142 parsel olarak ve mera niteliği ile sınırlandırılan taşınmazın içerisinde kaldığı anlaşılmaktadır. Dosyaya sunulan fotoğraflardan da çekişmeli parsellerin çayır (mera) özelliğini gösterdiği ve tarla olarak kullanıldığı gözlenmiştir. Ziraatçı bilirkişinin düzenlediği rapordan ise; dava konusu 26, 29 ve 30 parsellerin çayır niteliğinde ve çayır bitkilerinin yem olarak kullanılması maksadıyla davalı tarafından tasarruf edildiği ve 101 ada 41 parselin de tarla arazisi olduğu bildirilmiştir. 4342 sayılı Mera Kanunu'nun 3. maddesinde yapılan tarife göre çayır; taban suyunun yüksek bulunduğu veya sulanabilen yerlerde biçilmeye elverişli yem üretilen ve genellikle kuru ot üretimi için kullanan yerlerdir. Çayır nitelikli bir yerin aynı zamanda mera özelliği taşıyabileceği kuşkusuzdur. Nitekim; anılan Kanun'un 3. maddesi (i) bendinde çayır, mera, yaylak ve kışlak arazisinin sınırlandırmaya tabi olduğu kabul edilmiştir. Her ne kadar bir yerin çayır olması mutlak suretle zilyetlikle kazanmaya elverişli olmadığının kabulünü gerektirmez ise de bu yerin özellikleri ve kullanma biçimi, özellikle de taşınmazın mera niteliği ile sınırlandırılan parsel içinde kalması mera bütünlüğünü bozacağından o yerin meradan açıldığını ve zilyetlikle kazanılamayacak yerlerden olduğunu gösterebilir. Ne var ki; Mahkemece bu konuda yapılan inceleme ve araştırma ile bilirkişi raporu yetersizdir. Bu durumda Mahkemece yapılması gereken ...; taşınmazın mera olarak sınırlandırılan 101 ada 142 sayılı parselin sınırları içerisinde kaldığı gözetilerek dava konusu parsellerin özelliği ve bu özelliğinden dolayı mera parselinin bütünlüğünü bozup bozmadığını yerinde yeniden keşif yaparak incelemek, konusunda uzman olan bilirkişilerden bu konuda ayrıntılı ve gerekçeli rapor almak ve sonucuna uygun bir hüküm kurmak olmalıdır." gerekçesiyle bozulmuştur.
3. ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 18.01.2018 tarihli ve 2011/7 Esas - 2018/13 Karar sayılı kararı ile bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda dava konusu taşınmazların komşusu olan mera parseli ile sınırlarının ayrıldığı, taşınmazların mera bütünlüğünü bozmadığı keşif sırasında alınan beyanlara göre çekişmeli taşınmazların mera olarak kullanılmadığı, rızai taksim sonucu davalılara intikal etmiş olduğu, taşınmazların tarla olarak kullanıldığı gerekçesiyle;
1- Asıl dava yönünden, davacı Hazinenin çekişmeli 101 ada 26, 29 ve 41 parsel sayılı taşınmazlar bakımından açmış olduğu davanın reddine,
2- Birleştirilen dava yönünden, 101 ada 91 parsel yönünden Mahkemenin önceki tarihli kararının taraflara tebliğ edildiği, taraflarca temyiz yoluna gidilmediği, bu parsel yönünden verilen kararın kesinleşmiş olduğu gerekçesiyle bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 101 ada 30 parsel sayılı taşınmaz yönünden açılan davanın ise reddine karar verilmiştir.
B-İkinci Bozma Kararı
1-... Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda anılan kararı davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
2- Karar; Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesi 10.10.2018 tarihli 2018/1522 Esas, 2018/6542 Karar sayılı kararı ile: "Hükmün hangi hususları kapsayacağı 6100 sayılı HMK’nin 297. maddesinde belirtilmiştir. Ayrıca hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır, hükmün hedefine ulaşmasını engeller, kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz. Bozma kararı ile ilk hüküm hayatiyetini ve ifa kabiliyetini yitirir. Bozma kararından sonra bozma kararına uyularak verilen hüküm yeni bir hükümdür. Bozma kararına uyularak tesis edilen hükmün, tüm istekleri karşılar şekilde yeniden yazılması gerekir. Mahkemece bu husus gözetilmeden, 101 ada 91 parsel hakkında açmış olduğu dava açısından; önceki karar kesinleşmiş olduğu görüldüğünden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına’’ şeklinde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. ’’ gerekçesiyle bozulmuştur.
6. ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 04.07.2019 tarihli ve 2019/22 Esas - 2019/93 Karar sayılı kararı ile dava konusu taşınmazların yapılan keşif esnasında tutanağa yansıtılan mahkeme gözlemi ve mera ile çevrili olması dikkate alındığında meradan açıldıkları, meranın içerisinde özel mülkün mevcut olmayacağı, dört tarafı eylemli mera olan ve ayırt edici bir sınır taşımayan dava konusu taşınmazların tapu kaydının iptali ile mera olarak sınırlandırılmasının uygun olacağı gerekçesiyle,
1-Asıl davanın kabulüne, çekişmeli 101 ada 26, 29 ve 41 sayılı parsellerin tapu kaydının iptali ile Hazine adına mera olarak sınırlandırılmasına ve özel siciline tesciline,
2-Birleştirilen davanın kabulüne, 101 ada 30 ve 91 sayılı parsellerin tapu kaydının iptali ile hazine adına mera olarak sınırlandırılmasına ve özel siciline tesciline karar verilmiştir.
C. Onama Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davalı ... temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 1.Hukuk Dairesinin 08.09.2022 tarihli 2022/4711 Esas 2022/5476 Karar sayılı kararı ile kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, usule yasaya ve bozma ilamına uygun karar verilmiş olmasına göre davalının yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün onanmasına karar verilmiştir.
V.KARAR DÜZELTME
A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuranlar:
Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin onama kararına karşı süresi içerisinde asıl davada davalı ... tarafından karar düzeltme başvurusunda bulunulmuştur.
B. Karar Düzeltme Nedenleri:
Davalı karar düzeltme dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro tespiti sonucunda davalı adına tescil edilen çekişmeli taşınmazlar hakkında, mera iddiasıyla açılan tapu iptali ve mahsus sicile tescil isteğine ilişkindir.
2.İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun;
297/2 maddesi şöyledir: "Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir."
3. Değerlendirme
1. Temyize konu ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 101 ada 26, 41 ve 29 parsel sayılı taşınmazlar yörede yapılan kadastro sırasında davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir.
2. Dosya içeriğine, Mahkeme kararında belirtilip, Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, asıl davada davalı ...'nun sair karar düzeltme itirazları yerinde değildir.
3. Ne var ki; hükmün infaza elverişli olması hususu kamu düzenini ilgilendirdiğinden re'sen gözetilmesi gerekmektedir. Mahkemece, 101 ada 26,29 ve 41 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile Hazine adına mera olarak sınırlandırılmasına ve özel siciline tesciline karar verilmiştir. Kadastro Kanunu'nun 16/B maddesi gereğince orta malı niteliğindeki taşınmazların hangi nitelikte oldukları belirtilmek suretiyle sınırlandırılıp özel siciline kaydı yolunda karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, aidiyet hükmü de içerecek şekilde Hazine adına hüküm kurulmuş olması isabetsiz ise de, bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün 1. fıkrasında yer alan "Hazine adına" sözlerinin hükümden çıkarılmasına, hükmün bu şekilde düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerektiği halde yalnızca onandığı anlaşılmıştır.
VI. KARAR
Açıklanan nedenle;
1. Asıl davada davalı ...'nun sair karar düzeltme taleplerinin reddine,
2. Asıl davada davalı ...'nun karar düzeltme isteminin açıklanan nedenlerle kabulü ile Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 08.09.2022 tarihli ve 2022/4711 Esas, 2022/5476 Karar sayılı onama ilamının ORTADAN KALDIRILMASINA ve gerekçeli kararın 1. fıkrasında yer alan "Hazine adına" sözlerinin hükümden çıkarılmasına, hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan karar düzeltme harcı ve temyiz karar harcının asıl dava davalısı ...'ya iadesine,
29.05.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.